"soruyorlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يسألونني
        
    • يطلبون
        
    • يطرحون
        
    • ويسألون
        
    • يسالون
        
    • سألوا
        
    • سألوني
        
    • يسألونك
        
    • يسألونه
        
    • يسألوني
        
    • يتسائلون
        
    • يسألون
        
    • أن يعرفوا
        
    • يسألوه
        
    • يتساءلون
        
    Yani bu yabancıları evime getiriyorsun, ve böyle acayip şeyler soruyorlar? Open Subtitles أعني، تحضرين هؤلاء الغرباء إلي منزلي و يسألونني عن تلك الأشياء؟
    Han Yoo Ra'nın, Cheon Song Yi yüzünden mi öldüğünü soruyorlar. Open Subtitles انهم يطلبون اذا مات هان يو را بسبب تشون يي سونغ.
    Korkmuş insanlar sorular soruyorlar. Cevap veremiyorum. Open Subtitles أناس مذعورين يطرحون أسئلة لا أستطيع الرد عليها
    Bir dizi gerçekten ilginç sorular soruyorlar. TED ويسألون سلسلة من الاسئلة المشّوقة حقاً.
    Onu geri döndürmek için sınırı geçip geçemeyeceklerini soruyorlar. Open Subtitles انهم يسالون ان كان بإمكانهم المرور من خلال خطنا
    Denize açilmak ister miyiz diye soruyorlar. Open Subtitles لقد سألوا ما إذا كنا نود الخروج في نزهة بحرية.
    Onunla ilgili. Burası onun iş yeri mi diye soruyorlar. Open Subtitles أعني أنه إتصال بشأنه، لقد سألوني إذا كان هذا هو محل عمله.
    İnsanlar seni önemsediklerinden soruyorlar tatlım. Open Subtitles الناس يسألونك فقط لأنهم يهتمون بك ويحبونك
    Dünyanın dört bir yanındaki bilim adamları ona birçok şey hakkında soru soruyorlar. Open Subtitles العلماء يراسلونه من كل أنحاء العالم يسألونه عن كل الأنواع من الأشياء
    Hindistan'da ne işim olduğunu ve bu işi neden yaptığımı soruyorlar. Open Subtitles يسألوني الناس عن سبب تواجدي في الهند, و عن سبب قيامي بهذا العمل.
    Jim, eyaletteki insanlar neden devam ediyoruz diye soruyorlar... nasılsa ayda Rusları geçtik. Open Subtitles الناس في الولاية يتسائلون إن كنا سنستمر في تمويل البرنامج بعد أن تغلبنا على الروس بالفعل
    Sosyal yardımlaşma derneğindeki danışmanlar bana annem ve babamla ilgili sorular soruyorlar. Open Subtitles ..حسناً المستشارون الاجتماعيون حينما كانوا يقصدون منزلي كانوا فقط يسألونني عن والداي
    Sosyal yardımlaşma derneğindeki danışmanlar bana annem ve babamla ilgili sorular soruyorlar. Open Subtitles ..حسناً المستشارون الاجتماعيون حينما كانوا يقصدون منزلي كانوا فقط يسألونني عن والداي
    İnsanlar bana hala soruyorlar: Open Subtitles لا تزال هناك الناس الذين يطلبون مني في هذه الأيام:
    Ortaya çıkması için insanlara soruyorlar. Open Subtitles إنهُم يطلبون من الناس أن يُدلوا بشهادتهم.
    Ancak şimdi şunu soruyorlar hepimiz aynı yanıtı arıyoruz. Open Subtitles لكنهم الآن يطرحون السؤال الذي يبحثُ جميعنا عن إجابته
    İnsanlar yanlış soruyu soruyorlar, pek de şaşırtıcı olmayan bir biçimde, bu yüzden yanlış yanıtı alıyorlar. TED فالناس عادة يطرحون السؤال الخاطىء مما يؤدي ولا شك الى الحصول على الاجابة الخاطئة للمشكلة ولهذا السبب فحسب ..دون الاسباب الاخرى
    Ekranda belirip seksi biriyle çıkmak ister misiniz diye soruyorlar. Open Subtitles يظهرون على الشاشة ويسألون إذا كنت تريد موعد ساخن
    Ne zaman geleceğimizi soruyorlar, efendim. Open Subtitles انهم يسالون عن وقت وصولنا سيدي
    Eve geliyorlar evlilik hakkında sorular soruyorlar tatiller, aile geçmişi yatağın hangi tarafında uyuduğun gibi sorular. Open Subtitles لقد ذهبوا للشقة لقد سألوا أسئلة عن زواجنا عطلاتنا,تاريخ العائلة
    Baba, tekrar ve tekrar bir sürü soru soruyorlar bana. Open Subtitles أبي، لقد سألوني الكثير من الأسئلة مراراً وتكراراً.
    Sana bir sürü soru soruyorlar ve birden ona kadar ne kadar sağlıksız olduğunu işaretliyorsun. Open Subtitles يسألونك مجموعة من الأسئلة ، وعليك أن تجيب من واحد إلى 10 كيف غير صحية تعتقد أنت،
    Onlar belirli durumları soruyorlar. Open Subtitles كل ما يسألونه هو على ماذا سيحصلون في حالة معينة
    Bana bu partiyi her sene neden tertiplediğimi soruyorlar. Open Subtitles الناس دائماً يسألوني لماذا أنظم هذه الحفلة كل سنة
    Bununla birlikte yukarıdan senin iyi bir Sovyet yurttaşı olup olmadığını soruyorlar. Open Subtitles على أية حال فى الإدارة العُـليــا يتسائلون
    Kendilerine, gelecek nesillerin daha adil bir dünyada yaşamaları için hayatlarını tehlikeye atıp atamayacaklarını soruyorlar. TED يسألون أنفسهم ما إذا كان هناك أي سبب سوف يخاطرون بحياتهم ليتمكن القادمون من العيش في عالم أكثر عدلاً
    Davayla ilgili konuşmak için canlı yayına bağlanır mısın, onu soruyorlar. Open Subtitles يريدون أن يعرفوا إن كنتي . ستقومين ببثٍّ حي عن القضيّة
    Sonra gelip soruyorlar: Open Subtitles لذا فقرروا أن يسألوه
    - İşe uygun olup olmadığınızı soruyorlar efendim. Open Subtitles ماذا؟ إنهم يتساءلون اذا كان لديك القدرة على العمل , سيدتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more