| Ve tabii ki şimdi soruyoruz, şimdi nereye gidiyoruz? | TED | وبالطبع ، نحن نسأل الآن, إلى أين نحن ذاهبون؟ |
| Bazen kendimize gazileri kurtarıp kurtaramayacağımızı soruyoruz. | TED | أحيانا نسأل أنفسنا إن كنا نستطيع أن نساعد المحاربين القدامى. |
| Bilgisayara tek bir doğru cevabı olmayan, öznel, açık uçlu ve değer yüklü sorular soruyoruz. | TED | نحن نسأل الحاسب أسئلة ليس له إجابات صحيحة منفردة والتي تكون غير موضوعية مفتوحة وذات قيمة. |
| Sadece içki işindeki tecrübenizin ne olduğunu soruyoruz. | Open Subtitles | نحن نسألك ببساطة عن مؤهلاتك في هذا المجال |
| Size soruyoruz çünkü insanlarda bize soruyorlar. | Open Subtitles | نحن نسألك السؤال لأن الناس تسألنا نحن |
| Bu gece, Kanal 100 özel yayınında şu soruyu soruyoruz... | Open Subtitles | ،في هذه الليلة على قناة 100 الخاصة ،نحن نطرح سؤال |
| Ve üç farklı yaşantının fonksiyonu olarak şu soruyu soruyoruz, hayattan ne kadar tatmin duyuyorsunuz? | TED | و نحن نسأل السؤال كعنصر مشترك بين ثلاثة أنواع مختلفة من الحياة, كم قدر الرضاء الذي تشعر به عن حياتك؟ |
| JU: Bu güzel bir soru, ve biz bunu kendimize her gün soruyoruz. | TED | جون: ذلك سؤال جيد، نحن نسأل أنفسنا ذلك السؤال يومياً. |
| Hiçbir şey önermiyoruz. "Ordu nerede?" diye soruyoruz. | Open Subtitles | اننا لا ننوى شيئا اننا نسأل ، أين الجيش ؟ |
| Biz burada kendi kendimize aynı soruyu soruyoruz. | Open Subtitles | صدقينى يا جو اًن نحن نجلس هنا من مدة طويلة بدون فعل شىء لكن نسأل . أنفسنـا نفس السؤال |
| Sadece rutin bir soru herkese soruyoruz. | Open Subtitles | ليس الا روتين سيدي اننا نسأل الجميع عن أماكنهم |
| Biz de arkadaşlarımıza soruyoruz acentaya ne dediler diye. | Open Subtitles | لذا فنحن نسأل أصدقاءنا عما يمكن أن يكونوا قد قالوه للوكالة. |
| Önce o odayı kontrol altına alıyoruz, sonra soruları soruyoruz. | Open Subtitles | أولا نسيطر على تلك الغرفة ثم نسأل الأسئلة |
| Oralarda çalışan herkese, şüpheli bir şey görüp görmediklerini soruyoruz. | Open Subtitles | نحن نسأل كلّ شخص يعمل في المنطقة إن كان رأى شيئاً مثيراً للشكوك |
| Yıllardır biz de bu soruyu soruyoruz | Open Subtitles | تعرف ، هذا نفس السؤال الذي كنا نسأل أنفسنا عنه لسنوات. |
| - Bakın, soruyoruz, çünkü terapisti varsa fiziksel şiddet gördüğü ile ilgili bir rapor görmeyi umuyoruz. | Open Subtitles | انظر, نحن نسأل لأنه لو كان لديه طبيب نفسي سنتوقع أن نرى أي تقارير عن الإيذاء البدني |
| Şimdi, bu hususa dayanarak, size soruyoruz: | Open Subtitles | الآن، في موضوع الدافع لكم، نسألك |
| ama sen ama bize sorun dedin... Biz de soruyoruz. | Open Subtitles | أنت تريدين منا أن نسألك، ها نحن نسألك |
| Hayır, sadece size kibarca yapıp yapmadığınızı soruyoruz. | Open Subtitles | لا ، فقط نسألك بلطف شديد إذا كنت فعلتها |
| Doktorlarımıza, hastalarımıza hatta vatandaşlarımıza yanlış soruları soruyoruz. | TED | نحن نطرح الأسئلة الخاطئة من أطبائنا، ومرضانا والمواطنين ايضاً. |
| Biz de bunu sana soruyoruz işte. | Open Subtitles | حسناً، هذا ماكنا سنسألك عنه كما ترى، وجدنا التعوذية |
| Bilişsel testler yapıyoruz ve bakıcılarına günlük aktiviteleri konusunda sorular soruyoruz. | TED | حيث نختبرهم معرفياً، ونسأل مقدمي الرعاية المسؤولين عنهم عن أنشطتهم اليومية. |
| Ve onlara tam olarak cevaplanamayan, 9/11'in hepimiz içinde uyandırdığı türden sorular soruyoruz. | TED | ونسألهم أسئلة هي في الواقع لايوجد لها أجوبة، تلك الاسئلة التي حتى من أحداث 9/11 تسألها لنا. |