"spikeri" - Translation from Turkish to Arabic

    • مذيع
        
    • المذيع
        
    • مذيعة
        
    • المذيعة
        
    • مقدم
        
    • مضيف
        
    • مذيعي
        
    Haber spikeri size yüzünde tuhaf bir bakışla bakıyor TED الآن، يحدق مذيع البرنامج الحواري إليك ، و الدهشة مرسومة على وجهه،
    Fakat sporlar çok oyunculu olmak üzere ve bu da demek oluyor ki dünyanın her yanından isteyen herkes bir spor spikeri olma şansını elde edecek, kendine o şansı tanıyabilecek. TED لكن الرياضات تتجه نحو تعدد اللاعبين، وهذا يعني أن أي شخص يريد ذلك سوف يحصل على فرصة ليصبح مذيع رياضي ويبذل الجهد.
    Seni ana haber spikeri yapma yetkim yok. Open Subtitles انها ليست من سلطاتى ان اعطيك مهنه المذيع
    Seni ana haber spikeri yapma yetkim yok. Open Subtitles انها ليست من سلطاتى ان اعطيك مهنه المذيع
    Hayatım boyunca, haber spikeri olmak istedim ama... çok kuru bir ağzım var. Open Subtitles طوال حياتي كنت أريد أن أكون مذيعة أخبار ولكن لدي فم جاف للغاية
    Tanrım, şu yeni FOX haber spikeri acayip seksi. Open Subtitles يا إلهي .. مذيعة فوكس نيوز الجديدة مثيرة جداً
    Metro News One kanalında baş haber spikeri. Open Subtitles إنها المذيعة الرئيسيه في أخبار الميترو الأول
    Amerikanın en sevilen spikeri geri döndü. Open Subtitles يمكنني أن أكون بطلك مقدم أخبار أمريكا المفضل قد عاد
    Sen en fazla radyo spikeri olursun. Tamam mı? Open Subtitles إنّك مضيف أذاعي عام على مستوى عالي، إتفقنا؟
    Haber Spikeri: Duvar çatışması devam ediyor. TED مذيع الأخبار : إن الاشتباكات لا تزال جول الجدار .
    Spor spikeri olmak gibi. Open Subtitles مثلا أن تكون مذيع ألعاب رياضية
    Yani kendime bir canlı yayın spikeri mi buldum? Hayır. Umarım bir gün spor spikeri olacağım. Open Subtitles يوما ما انا امل ان اكون مذيع رياضى
    Oğlum haber spikeri olmak isterdi. Open Subtitles كان ابني يريد أن يصبح مذيع إخباريّ.
    Ana haber spikeri Evan olacak. Open Subtitles أيفان سوف يحصل على مهنه المذيع
    Ana haber spikeri Evan olacak. Open Subtitles أيفان سوف يحصل على مهنه المذيع
    Ben kaçık bir haber spikeri değilim. Open Subtitles انا لست مثل المذيع
    Bilmiyorum ki, Peter, kadın bir haber spikeri. Open Subtitles لا اعلم بيتر ، انها مذيعة اخبار فقط
    Sevimli, sarışın bir haber spikeri. Open Subtitles إنها فاتنة, شقراء إنها مذيعة الأخبار
    Ben Barbara Cooker'ı temsil ediyorum. Haber spikeri. Open Subtitles أُمثّلُ طبّاخَ باربرة، المذيعة.
    Nesin sen, haber spikeri mi? Open Subtitles ماذا أنت، مقدم نشرة الأخبار؟
    O ünlü bir radyo spikeri bende batmak üzere olan rezil bir barın sahibiyim diye mi? Open Subtitles لأنه نوعاً ما مضيف مشهور في الراديو وأنا صاحب حانة للغوص هذا على وشك الذهاب للحضيض
    Eğer geleceğe bakarsanız şunu göreceğinize gerçekten inanıyorum -- günümüzde yalnızca yüzlerce insan spor spikeri olabiliyor. TED وحقيقةً أنا أعتقد أنه إن نظرت للمستقبل-- المئات فقط الذين يصبحون مذيعي رياضة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more