Brit'in Spor salonundaki aniden kalabalıklaşacak toplantısını tweetledim... | Open Subtitles | لقد ارسلت رسالة عن التجمع الحماسي في الصالة الرياضية لبرتني |
Spor salonundaki herif maksimum performans sağlayacağını söylemişti. | Open Subtitles | ولم يكن لدي أدنى فكرة عن ذلك الرجل في الصالة الرياضية وصفهم لى من اجل زيادة صلابة عضلاتى |
Hayır ama Spor salonundaki bütün ekipmanın incelenmesini istedim. | Open Subtitles | لا، لكنني سألت عن باقي المعدات التي في الصالة الرياضية |
Günaydın Palos Hillerlılar, bu sabah Spor salonundaki toplantıyı unutmayın. | Open Subtitles | صباح الخير "بالوس هيليرس" لا تنسوا التجمع في صالة الرياضة هذا الصباح |
Spor salonundaki adama çöpten su şişelerinden birini alsın diye para verdim. | Open Subtitles | لقد دفعتُ لموظف النادي الرياضي كي يحضر لي إحدى زجاجاتها الفارغة من القمامة |
Ben Spor salonundaki işim arkadaşlarım ve okul yüzünden benimkilerle doğru düzgün görüşemiyorum. | Open Subtitles | ...أنا أقوم بعملي في الجمنازيوم ...الأصدقاء ، المدرسة أتعلم ، تقريباُ أكاد ...لا أرى أبي وأمي |
Otobüs durağındaki ya da Spor salonundaki dolaba ait bir anahtar olabilir. | Open Subtitles | انه مفتاح خزانة من محطة للحافلات أو صالة ألعاب رياضية، ربما. |
Spor salonundaki biri bu gruptan bahsetti. | Open Subtitles | الرجل في الصالة الرياضية أخبرني عن المجموعة، |
Spor salonundaki, beni keşfeden ve bana yardım eden herkese teşekkürler. | Open Subtitles | CHRlS : أود أن أشكر جميع اللاعبين في الصالة الرياضية الذي ساعدني , لمح لي. |
Spor salonundaki işimle ilgilenmeliyim. | Open Subtitles | عليّ الاعتناء بالعمل في الصالة الرياضية |
Bugün Spor salonundaki küçük olay için geldim. | Open Subtitles | -أنا هنا لأتحدث عن ... هذا المشهد القصير الذي كان في الصالة الرياضية اليوم. |
Spor salonundaki çocuk bana Oksikodon satmak istiyor. | Open Subtitles | الرجل الذي في الصالة الرياضية |
Spor salonundaki hocalarından biri. | Open Subtitles | واحدة من مدربيك في صالة الرياضة |
Spor salonundaki dolabını. | Open Subtitles | خزانتها في صالة الرياضة. |
Kadının kafesindeki yerel bir adam, Spor salonundaki bir adam. | Open Subtitles | أنـت تعرف، الرجل في المقهى المقابل للمنزل الرجل من النادي الرياضي |
Spor salonundaki saunada havlu giymeyip elini kalçasına koyan, ileri geri giderek "büyülenmemeye çalışın" diyen biri gibi. | Open Subtitles | اقصد هو من الاشخاص الذين في النادي الرياضي لا يرتدي منشفة في غرفة البخار مثل ان يضع يديه على وركيه |
Muhtemelen Sarah'ın Spor salonundaki dolabında terli çoraplarının altında olduğu içindir. | Open Subtitles | ربّما لأنّنا وجدناه في خزانة (سارة) في النادي الرياضي تحت زوج من الجوارب المتعرقة. |
Tobias Spor salonundaki birkaç sürtük fare için forma giriyor. | Open Subtitles | لأجل حفنه من عاهرات الجمنازيوم |
Parayı Spor salonundaki bir dolaba saklamış. | Open Subtitles | لقد خبأ المال في خزانه صالة ألعاب |