"spor salonundaki" - Traduction Turc en Arabe

    • في الصالة الرياضية
        
    • في صالة الرياضة
        
    • النادي الرياضي
        
    • الجمنازيوم
        
    • صالة ألعاب
        
    Brit'in Spor salonundaki aniden kalabalıklaşacak toplantısını tweetledim... Open Subtitles لقد ارسلت رسالة عن التجمع الحماسي في الصالة الرياضية لبرتني
    Spor salonundaki herif maksimum performans sağlayacağını söylemişti. Open Subtitles ولم يكن لدي أدنى فكرة عن ذلك الرجل في الصالة الرياضية وصفهم لى من اجل زيادة صلابة عضلاتى
    Hayır ama Spor salonundaki bütün ekipmanın incelenmesini istedim. Open Subtitles لا، لكنني سألت عن باقي المعدات التي في الصالة الرياضية
    Günaydın Palos Hillerlılar, bu sabah Spor salonundaki toplantıyı unutmayın. Open Subtitles صباح الخير "بالوس هيليرس" لا تنسوا التجمع في صالة الرياضة هذا الصباح
    Spor salonundaki adama çöpten su şişelerinden birini alsın diye para verdim. Open Subtitles لقد دفعتُ لموظف النادي الرياضي كي يحضر لي إحدى زجاجاتها الفارغة من القمامة
    Ben Spor salonundaki işim arkadaşlarım ve okul yüzünden benimkilerle doğru düzgün görüşemiyorum. Open Subtitles ...أنا أقوم بعملي في الجمنازيوم ...الأصدقاء ، المدرسة أتعلم ، تقريباُ أكاد ...لا أرى أبي وأمي
    Otobüs durağındaki ya da Spor salonundaki dolaba ait bir anahtar olabilir. Open Subtitles انه مفتاح خزانة من محطة للحافلات أو صالة ألعاب رياضية، ربما.
    Spor salonundaki biri bu gruptan bahsetti. Open Subtitles الرجل في الصالة الرياضية أخبرني عن المجموعة،
    Spor salonundaki, beni keşfeden ve bana yardım eden herkese teşekkürler. Open Subtitles CHRlS : أود أن أشكر جميع اللاعبين في الصالة الرياضية الذي ساعدني , لمح لي.
    Spor salonundaki işimle ilgilenmeliyim. Open Subtitles عليّ الاعتناء بالعمل في الصالة الرياضية
    Bugün Spor salonundaki küçük olay için geldim. Open Subtitles -أنا هنا لأتحدث عن ... هذا المشهد القصير الذي كان في الصالة الرياضية اليوم.
    Spor salonundaki çocuk bana Oksikodon satmak istiyor. Open Subtitles الرجل الذي في الصالة الرياضية
    Spor salonundaki hocalarından biri. Open Subtitles واحدة من مدربيك في صالة الرياضة
    Spor salonundaki dolabını. Open Subtitles خزانتها في صالة الرياضة.
    Kadının kafesindeki yerel bir adam, Spor salonundaki bir adam. Open Subtitles أنـت تعرف، الرجل في المقهى المقابل للمنزل الرجل من النادي الرياضي
    Spor salonundaki saunada havlu giymeyip elini kalçasına koyan, ileri geri giderek "büyülenmemeye çalışın" diyen biri gibi. Open Subtitles اقصد هو من الاشخاص الذين في النادي الرياضي لا يرتدي منشفة في غرفة البخار مثل ان يضع يديه على وركيه
    Muhtemelen Sarah'ın Spor salonundaki dolabında terli çoraplarının altında olduğu içindir. Open Subtitles ربّما لأنّنا وجدناه في خزانة (سارة) في النادي الرياضي تحت زوج من الجوارب المتعرقة.
    Tobias Spor salonundaki birkaç sürtük fare için forma giriyor. Open Subtitles لأجل حفنه من عاهرات الجمنازيوم
    Parayı Spor salonundaki bir dolaba saklamış. Open Subtitles لقد خبأ المال في خزانه صالة ألعاب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus