| Şunu diyebilirim ki açıkça stres altında ama hiç de yalan söylemiyor. | Open Subtitles | سأقول أنها وقعت تحت ضغط كبير لكنها بالضروره ليست كاذبه |
| Kaçıyor, stres altında? İyi iş çıkarmış doğrusu. | Open Subtitles | لقد قام بعمل جيد بالرغم من أنـه كان تحت ضغط كبير |
| Kaçıyor, stres altında? İyi iş çıkarmış doğrusu. | Open Subtitles | لقد قام بعمل جيد بالرغم من أنـه كان تحت ضغط كبير |
| Bu yüzden, stres altında en iyi halinizde olmayacak olmanızı kabullenmek ölüm öncesi çalışmalarının bir parçasıdır ve sistemleri devreye sokmanız gerekir. | TED | لهذا جزء من ممارسة ما قبل الحدث أن تدرك أنك تحت الضغط لن تكون في أفضل حالاتك ويجب عليك وضع الترتيبات اللازمة فى مكانها |
| Mühendisler zaten alüminyum, çelik ve plastiğin stres altında nasıl kırıldığını çok iyi biliyorlar. | TED | حسنٌ، المهندسون لديهم فهم مسبق جيد جداً لكيفية تكسر الألمنيوم والمعدن والبلاستيك تحت الضغط |
| Önceki yıl yoğun stres altında kalanların ölüm riski %43'lük bir artışa sahipti. | TED | الأشخاص الذين عانوا من الكثير من الضغط السنة الماضية ارتفعت نسبة خطر الوفاة لديهم ب 43 بالمائة. |
| Efendim çok stres altında. Son birkaç gündür hastaydım. | Open Subtitles | يا سيدى ,هو تحت ضغوط كثيرة اقسم لك بذلك |
| Oldukça stres altında olduğunu biliyorum ama ben de stres altındayım. | Open Subtitles | ،أعرف أنك تحت ضغوطٍ كثيرة .ولكنّي تحت الكثير من الضغوط أيضًا |
| Sanırım son zamanlarda fazla stres altında. | Open Subtitles | ،لديها الكثير من الضغوطات مؤخراً هذا ما أعتقده |
| Bak, olay ikimizin de stres altında olmamızdan ibaret. | Open Subtitles | انظري مقصدي اننا الاثنين كنا تحت ضغط الاجهاد |
| Aşırı stres altında olmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد من أنها ليست تحت ضغط أكثر من اللازم |
| Bu gece, size uykusuz şekilde stres altında görevleriniz ne kadar iyi yerine getirebileceğinizi görmek için testler verilecek. | Open Subtitles | الليلة، ستخضعون لسلسلة اختبارات لنرى كيف يكون ادائكم تحت ضغط الحرمان من النوم |
| Bu çocuklar büyük stres altında çalışır. | Open Subtitles | فهؤلاء الفتيان يعملون تحت ضغط هائل |
| - Evet ve ikimiz de çok stres altında olduğunu ve dışarı çıkıp biraz zaman geçirmesinin aslında ona iyi gelebileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | - نعم و نحن كلانا نعتقد, كما تعلم أنها تحت ضغط شديد وأنه من الأفضل أن تفعل اشياء جميلة |
| Son zamanlarda stres altında olduğunuzu biliyoruz ama tavuk gerçek değil. | Open Subtitles | نحن نعلم انك كنت تحت ضغط كثير مؤخراً |
| Raporun, onun vücudu akut bir stres altında olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | يشير تقريركم إلى أن جسدها كان تحت الضغط الحاد. |
| Eddie, aracında bir silah var stres altında araç kullanıyor, ne yapacağı belli olmaz. | Open Subtitles | إيدي , يوجد معها الانجيل في السيارة انها تقود تحت الضغط, انها مطاردة |
| Çok stres altında. Elinden geleni yapmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه واقع تحت الضغط الشديد وهو يفعل ما باستطاعته |
| Çok sık olmuyor ama kendisi çok stres altında bekâr bir baba ve bu sadece kendisini ilgilendirir. | Open Subtitles | لا يحدث هذا طوال الوقت لكنّهُ كان تحت الكثير من الضغط و هوَ أب أعزب لذلك فهوَ بمفرده |
| Senin çok stres altında olduğunu da düşünüyorum. | Open Subtitles | كما اني اظنكِ وقعت تحت ضغوط كثيره |
| Tatlım, stres altında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | عزيزي , أعلم أنك تحت الكثير من الضغوط |
| Büyük stres altında olduğunu düşünmeme yol açan ithamlarda buşundu. | Open Subtitles | وقدم بعض الاتهامات التي تقودني إلى الاعتقاد انه تحت الكثير من الضغوطات |
| Bence çok fazla stres altında. Sen bir şey fark ettin mi? | Open Subtitles | أعتقد أنها تعانى من ضغوط كثيرة ألاحظت أى شئ ؟ |