| Birleşik Devletler anayasası, bunu adi bir suç olarak görüyor. | Open Subtitles | المدعى العام للولايات المتحدث سيرى تلك كجريمة شائنة |
| Türk polisi Emma Peters'ın kaybolmasına suç olarak bakmasa da bilgi verecek kadar yardımseverdi. | Open Subtitles | بالطبع على الرغم من أن الشرطة الوطنية التركية لم تتعامل مع قضية أختفاء أيما بيترز كجريمة |
| Bunu bir suç olarak soruşturmuyorum. | Open Subtitles | أنا لا أُحققُ بهذا كجريمة |
| Real de Geneve bankasinin yabanci bir hukuki organla isbirligi yapmasi yalnizca takip edilen suçun isviçre hukukuna göre de suç olarak tanimlanmis olmasi halinde söz konusu olur. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لكي يتعاون بنكريال دو جنيف مع جهة أجنبية إذا كانت الجريمة التي تتم ملاحقتها هي جريمة ايضاً في سويسرا |
| Bir suç olarak başlayıp tamamen farklı bir boyut kazanan bir olay. | Open Subtitles | الجريمة التي بدأت كشيء لكنها أصبحت شيئاً آخراً. |
| Yani bir suç olarak. | Open Subtitles | كجريمة |
| Yalnızca kadın vücudu görmekten hoşlanıyorum ve bunu her iki tarafa da rahatlama ve eğlence sağlayan kurbanı olmayan bir suç olarak düşünüyorum. | Open Subtitles | إلّا أنّي أستمتع بالهيئة الأنثوية وأعتبر هذه الجريمة التي بلا ضحايا تمدّني بالراحة والإلهاء. |
| Bu iki katmanlı sistemde, en savunmasız insanlar yasa dışı çalışmaya zorlanmaktadır, bu yüzden daha önce bahsettiğim suç olarak kabul etmenin tüm tehlikelerine maruz kalıyorlar. | TED | في هذا النظام الثنائي، الأشخاص الأكثرضعفا يجبرون على العمل بصفة غير قانونية، لذلك أنهم لا يزالون عرضة لجميع مخاطر الجريمة التي ذكرتها سابقا. |
| Real de Geneve bankasının yabancı bir hukuki organla işbirliği yapması yalnızca takip edilen suçun İsviçre hukukuna göre de suç olarak tanımlanmış olması halinde söz konusu olur. | Open Subtitles | الحالة الوحيدة التي سيقوم فيها (بنك جينيف الملكي) بالتعاون مع جهة قانونية أجنبية هي إذا كانت الجريمة التي يتم ملاحقتها |