| suçladığım hayatın kendisi değil içerdiği iğrençlikler. | Open Subtitles | ليست الحياة هي من ألوم بل الدنائة التي تتضمّنها. |
| Bu davranışlarından dolayı kendimi suçladığım için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنّني ألوم نفسي حول تصرفاتها. |
| Şimdi, bu oldukça sıradışı bir örnek diye düşünebilirsiniz, ben de diğer insanları suçladığım türde bir cımbızlama ve işime gelen veriyi seçme durumunda kalmış gibi görünmek istemem doğrusu. | TED | ربما تقول الآن، حسناً، هذا مثال غير اعتيادي تماماً لم أرد أن أكون مذنباً بنفس صنف انتقاء و المراجع المنتقاه التي أتهم الآخرين بها |
| Bak Penn, seni ruh sopasını çalmakla suçladığım için üzgünüm ve tabii, seni utandırdığım ve sırrını herkese anlattığım için de. | Open Subtitles | انظر، بين، أنا أسفة إتهمتك بسرقة عصا الروح وبالطبع هذا يحرجك وكل شخص عرف سرك المظلم |
| Hayır, ben değildim ve seni suçladığım için özür dilerim, ama... | Open Subtitles | ... لا، لم أكن، و أنا... أنا آسفه لأننى أتهمتك ولكن |
| Senin beni suçladığın şeylerden en az benim seni suçladığım şeyler kadar suçluyum. | Open Subtitles | أوه،أنا لست مذنبًا بعد الآن بما اتهمتني به أكثر مما أنا مذنب بما أتهمك أنا به |
| Sanat eserlerini çalmakla suçladığım ilk gün bana ne söylediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر ماقلته لي في اليوم الذي اتهمتك بسرقة القطع الفنية ؟ |
| suçladığım tek insan Josh. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذى ألومه هو جوش |
| Benim onu suçladığım gibi. | Open Subtitles | كما كنت ألومها. |
| Kimseyi suçladığım yok. Yalnızca gerçekten bir kirlilik yaşansaydı diyorum? | Open Subtitles | أنا لا ألوم احد, ولكن ماذا لو كان هنالك تلوث حقيقي |
| - Benim kimseyi suçladığım yok. | Open Subtitles | انا لا ألوم احداً |
| ben ve bazılarımız uykusuz geceler geçirdik... daha çok suçladığım zamanlarda... kapıyı tekmelemek ve bağırmak için gitmiştim... | Open Subtitles | بعض الليالي أنا لا أنام بشكل جيد للغاية... عندما كنت ألوم نفسي لعدم الضغط على أي أكثر... التي يجب ان تذهب ، للقضاء على الباب ويقول... |
| Kimseyi suçladığım falan yok. | Open Subtitles | كلا، أنا لا أتهم أحداً |
| Öncelikle kimseyi bir şeyle suçladığım yok. | Open Subtitles | أولاً -أنا لا أتهم أحداً -بل يبدو العكس |
| Bak, Mary Kate'i suçladığım yok. Suçlu o. | Open Subtitles | أنا لا أتهم (ماري كيت) إنما هو |
| Seni uyuşturucu ile suçladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | . إذا ًأنا أسف لإنني إتهمتك بتهريب المخدرات |
| Sizi Saldua'yı öldürdükten sonra telefonunu almakla suçladığım zaman. | Open Subtitles | عندما إتهمتك بأخذ الهاتف بعد ان قتلته |
| Seni dinlemeden suçladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا اسف ، لقد أتهمتك بدون الاستماع لك |
| Senin beni suçladığın şeylerden en az benim seni suçladığım şeyler kadar suçluyum. | Open Subtitles | أوه،أنا لست مذنبًا بعد الآن بما اتهمتني به أكثر مما أنا مذنب بما أتهمك أنا به |
| Seni çalmakla suçladığım için özür dilerim ama yatak odasındayken sanki bir şey gizliyor gibiydin. | Open Subtitles | انا آسفة لاني اتهمتك بسرقته لكنك كنت تتصرفين وكأنك تخفين امراً في غرفة النوم |
| suçladığım tek bir kişi var. | Open Subtitles | لا يوجد إلا رجل واحد ألومه على هذا أنا |
| Onu suçladığım anlamına gelmiyor bu. | Open Subtitles | أنا لا ألومها إطلاقًا |
| Seni Bauer fiyaskosundaki rolümü basına sızdırmakla suçladığım için. | Open Subtitles | لاتهامكِ بتسريب دوري في مهزلة (باور) للصحافة |
| Direktör, seni cinayetle suçladığım için özür dilerim. | Open Subtitles | إسمعى يا مديره أنا فقط أريد الإعتذار لإتهامك بالقتل |
| - Seni suçladığım falan yok. | Open Subtitles | أنا لا اتهمك بشيء |