Hanımefendi, bu suçlamalarda en ufak bir gerçeklik payı varsa, masumane bile olsa konuşmanız gerekir. | Open Subtitles | سيدتي , لو أن هناك شيء حقيقي في هذه التهم |
Kasaba da öyle. Gangsterlerin Grace'i çaresiz bırakmak için hakkında asılsız suçlamalarda bulunması şaşırtıcı değildi aslında. | Open Subtitles | أن أفراد العصابة نصبوا لها فخاً لكي تتلفق التهم ضد غرايس بمجهوداتهم لكي يفسروا مجيئها كأنه ليس بمحض الصدفة. |
Kanıt olmaksızın böylesine bir mevkideki adama karşı suçlamalarda bulunuyorsunuz. | Open Subtitles | أنت توجه الإتهامات ضد رجلٍ بهذه المركّز دون أي دليل |
İşte bu yüzden buraya geleceğini ve suçlamalarda bulunup, FBI kontratımı elimden alacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | و لهذا ظننتُ أنّكَ ستأتي هنا، لتلقي التُهم ، و تجرّدني من عقدي الفدرالي. |
Hatalı suçlamalarda bulunmaya başlayacak, buradaki yaptığın bütün iyi işler boşa gidecek. | Open Subtitles | لو بدأَ بتوجيه اتهامات خاطئة سينحَّل كُل العمل الجيد الذي قُمنا بهِ هُنا |
Bu adama yönelik suçlamalarda bulunmak istiyor musun? | Open Subtitles | كنت ترغب في توجيه الاتهامات ضد هذا الرجل ؟ |
suçlamalarda hiç bir gerçekçilik yoktur. Jiggy Walker'ı tanımıyorum. | Open Subtitles | تِلكَ الادعاءات ليسَت حقيقية أنا لا أعرِف جيغي ووكَر |
Ayrıca içiyordu odasında ve hükümete karşı vahşi suçlamalarda bulunuyordu. | Open Subtitles | كانت تعاقر الشراب أيضًا وكانت تقوم بادعاءات غريبة تجاه الحكومة |
Destekleyecek kanıtım olmadıkça suçlamalarda bulunmam. | Open Subtitles | أنا لا أقوم بإتهامات حتى يكون لدي الدليل الذي يدعمهم. |
Bütün suçlamalarda masum olduğu anlaşıldı. | Open Subtitles | وقد تظاهرت بالبراءة فى جميع التهم الموجهة اليك |
Geçtiğimiz haftalarda, çok ciddi bazı suçlamalarda bulunmuştum. | Open Subtitles | في الأسابيع الماضية وجّهت بعض التهم الخطيرة |
Bu dosyadaki suçlamalarda tanıklık edecek misiniz? | Open Subtitles | وهل ستشهد على هذه التهم الموجودة في هذا الملف؟ |
Romanya nihayet savaş suçlularına karşı suçlamalarda bulunmak istiyor. | Open Subtitles | رومانيا أخيرا ترغب فى توجيه التهم ضد مجرمى الحرب خاصتها |
Bana söyleyeceğin her şeyin sana bu suçlamalarda nasıl davranılacağını etkileyeceğini bil. | Open Subtitles | أريدك أن تعلم بأن أي شيء تقوله لي الآن سوف يؤثر على طريقة معاملتك في هذه الإتهامات |
Hislerine dayanarak birinin özel hayatına dair suçlamalarda bulunamazsın. | Open Subtitles | لايمكنك توجيه الإتهامات مستنداًعلى شعور شخصي إن أكثر من أيكون مجرد شعور،أوكي؟ |
Bu tarz suçlamalarda bulunmadan önce, daha fazla delil toplamanı öneririm. | Open Subtitles | أقترح جمع المزيد من الأدلة قبل تسوية هذه الإتهامات. |
Sanırım karısıyla ilgili bayağı uçuk suçlamalarda bulunmuş. | Open Subtitles | أعتقد بإنه قدم بعض التُهم عنها. |
Kuzey Carolina gazetesi "Charlotte Observer," haberine göre, eski çalışanlarından, Angela Wright da, bazı suçlamalarda bulundu. | Open Subtitles | ،"وفقًا لصحيفة شمال (كارولينا)، "شارولت المراقب ،)واحدة من موظّفي الصحيفة، (أنجيلا رايت .لديها بعض التُهم الخاصّة بها لرفعها |
Geri alamayacağın suçlamalarda bulunma. | Open Subtitles | لا تقم بتوجيه اتهامات لا يمكنكَ دعمها |
Adalet Bakanlığı bana karşı suçlamalarda bulunacak. | Open Subtitles | وزارة العدل أوشكت على توجيه الاتهامات الجرامية ضدي |
Bay Mott, bu genç hanım hakkınızda ciddi suçlamalarda bulundu. | Open Subtitles | سيد داندي, إن هذه الفتاة قدمت العديد من الاتهامات الخطيرة والجادة ضدك |
suçlamalarda bulunuyorlar. | Open Subtitles | حسناً، بعض الادعاءات... |
Arama emriniz olmadan evime gelip adam kaçırma ve cinayet gibi uydurma suçlamalarda bulundunuz. | Open Subtitles | أنت أتيت الى منزلي من دون مذكرة قمت بادعاءات وهمية حول خطف و جريمة قتل |
Bana ne tür suçlamalarda bulunulursa bulunulsun Fransa ile yıkıcı bir savaşa girmemize izin verdiğim bunların arasında olmayacaktır. | Open Subtitles | مهما قذفني بإتهامات لكني لا أنسى إنه لم يوقعني بالحرب مع "فرنسا" |