...başına gelen her şeyden ötürü kendini suçlamaya başlamanın ne demek olduğunu bilirim. | Open Subtitles | .. ثم تحتاجين إليهم لتبدأي في لوم نفسكِ علي كل شيء يحدث لكِ |
Yapabileceği hiçbir şey yoktu, yine de kendini suçlamaya devam edecek. | Open Subtitles | لا يسعه القيام بشيء حيال ذلك ولكنه سيستمر في لوم نفسه |
Öfkeli insanlar alakasız şeyleri suçlamaya eğilimlidir. | TED | يميل الأشخاص الغاضبون إلى إلقاء اللوم في غير موضعه. |
Ailesi Coastal Motors'u suçlamaya çalıştı ama onun ölümünün araba imalatçısı veya dizaynı ile bir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | عائلته حاولت إلقاء اللوم على كوستال موتورز, ولكن وفاته ليست لها علاقه مع شركة صناعة السيارات أو تصميمها. |
Kendi zayıflıklarınız için rüyalarınızı suçlamaya daha ne kadar devam edeceksiniz? | Open Subtitles | إلى أي مدى ستستمرين بلوم أحلامك ؟ لضعفك الخاص؟ |
Hatta benim yellendiğimden şüphelendi ve beni suçlamaya çalıştı! | Open Subtitles | وهو أيضا قال أنني أطلقت ريحاً وحاول لومي |
Senin beni şu an suçlamaya çalıştığın konuyla ilgili beni suçlamaya çalışan insanlara karşı kaç dava kazandım, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين أي سلطة قانونية ضد اشخاص يحاولون اتهامي بما تحاولين أنت اتهامي به ؟ |
- Ölümüne çiğnenen bir adam bulundu. Hayvanat bahçenizden kaçan bir hayvan, 60 km. uzakta bulundu. Hiç kimse sizi suçlamaya çalışmıyor. | Open Subtitles | لا أيد لوم أحد فقط أريد معرفه كيف إختفى حيوان بهذا الحجم هكذا |
Siz de diğerleri gibi, bir kere onu suçlamaya karar vermişsiniz. | Open Subtitles | أنت مصمم على لوم آمي ، مثل الذين يقولون أنها أحضرت العاصفة |
Sürekli bunu düşünürsen sonunda kendini suçlamaya başlayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك لوم نفسك عن أي شيء إذ فكرت فيه مطولا |
Çözüm aramak yerine suçlamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | بدلاً من محاولة إيجاد حلاً أتحاول إلقاء اللوم |
Kimse sen olduğunu söylemedi, başkalarını suçlamaya çalışma | Open Subtitles | لا أحد يقول انه انت، لا تحاول إلقاء اللوم على الآخرين |
Sen gidersen, o köşeye sıkışmış hissedecek ve başka birini suçlamaya çalışacak. | Open Subtitles | إذا ذهبت، وانه سوف يشعر فقط يحشر ومحاولة إلقاء اللوم على شخص آخر. |
Kendimizi suçlamaya başlarsak ya da birbirimizi bu işin içinden nasıI çıkacağız? | Open Subtitles | نحن لانعلم حتى ماذا سوف يحدث الان اذا بدأنا بلوم انفسنا او واحد الى الاخر |
Emily'yi kimin öldürdüğünü bulamayınca beni suçlamaya karar verdi. | Open Subtitles | سلنس هي لا تستطيع الإيجاد الذي قتل إيميلي، هي تقرّر لومي. |
Ama yapmadığım şeylerle suçlamaya devam edersen, | Open Subtitles | ولكن إذا استمريتي في اتهامي بأشياء لم أفعلها، |
suçlamaya göre Stalin' in canına kıymaya başarıyla hazırlanmıştım. | TED | كانت التهمة بأنني نجحت في إعداد مهزلة بحياة ستالين |
Böylesine ciddi bir suçlamaya karşı kendinizi savunmayı düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تنوي الدفاع عن نفسك ضد اتهام خطير كهذا؟ |
Eğer suçlamaya yetecek deliliniz varsa buyrun. | Open Subtitles | إذا كان لديكِ ما يكفي لتوجيه الإتهام إليه، فافعلي ذلك |
suçlamaya dair duruşma senatoda olur. | TED | المحاكمة الفعلية التي تلي الاتهام تنعقد في مجلس الشيوخ. |
Ama teyzemi suçlamaya gerek yok. | Open Subtitles | لكن ليس هنا حاجة لكي تلقي باللوم على خالتي |
Buraya beni Julia'ya göz kulak olmakla suçlamaya geldiysen yaptığım şeyi açıkça kabul ediyorum. | Open Subtitles | إن كنتَ هنا لتتهمني بمراقبة (جوليا) فأنا أعترف بفعلي ذلك بصراحة |
Bu ihanet için seni suçlamaya meyilliyim. | Open Subtitles | إن غريزتي تشير عليّ بلومك أنت على هذه الخيانة |
Şimdide başkalarını mı suçlamaya başladın? Beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | و الان هل ستبدا بتوجيه الاتهامات و تتهمني ؟ |
Başına gelen her şey için beni suçlamaya çalışabilir. | Open Subtitles | و يحاول إلقاء الملامة لما جرى له علي |
Sonra Wilcox ve beni kendisi siyah olduğu için suçlamaya başladı. | Open Subtitles | ثم بدأ يلومني أنا و " ويلكوكس " لكونه أسود |