| Genç ve tecrübesizliğin yüzünden bunları bilmediğin için seni suçlayamam. | Open Subtitles | أنا لا ألومك لعدم معرفتك ذلك أنت شاب عديم الخبرة |
| İşin kolayına kaçtığın için seni suçlayamam fakat bu yanlışı düzeltme zamanın geldi. | Open Subtitles | لن ألومك على قطف ثمرة قريبة لكن .. الوقت قد حان لتصحيح الخطأ |
| Bu at yanımda pek mutlu değil. Ama onu suçlayamam. | Open Subtitles | إن هذا الحصان ليس سعيداً معي و أنا لا ألومه |
| Olsa bile onu suçlayamam. Bunu yapacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لن ألومها ان فعلت لا اعتقد انها ستفعل هذا |
| Polisleri beni ciddiye almadıkları için suçlayamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن ألوم الشرطة لعدم تعاملهم معي بجدية |
| Sivillerin bundan haberi olursa paniğe kapılırlar, bu durumda onları suçlayamam. | Open Subtitles | عندما يعلم المدنيون عن هذا سيخافون و بهذه الحاله لن ألومهم |
| suçlayamam. Kız bir gece histerik oluyor, ertesi gece balkondan atlıyor. | Open Subtitles | لا يمكننى لومه ، الفتاة كانت هستيرية في ليلة |
| Onu bu konuda suçlayamam. Peş peşe trajediler yaşamış. | Open Subtitles | لا أستطيع لومها على ذلك أنها تنتقل من مأساة إلى أخرى |
| Sizi suçlayamam. İşim gereği, size bir düşman gibi görünmüş olabilirim. | Open Subtitles | أنا لا ألومك ، نظرا لعملي، جئت . كمبعوث من العدو |
| Zaten 16 yaşında bir kız hemen hemen aptaldır bu yüzden başkasının yaptığı bir şey için seni suçlayamam. | Open Subtitles | فتاة فى السادسة عشرة عمليا ، انها بلهاء و لهذا لا يمكننى أن ألومك على شئ عمليا كان لشخص آخر |
| Bak, ne düşündüğünü biliyorum ve bunun için seni suçlayamam. | Open Subtitles | انظر ، أنا أعرف فيما أنت تفكر ، وأنا لا ألومك. |
| Bak, ne düşündüğünü biliyorum ve bunun için seni suçlayamam. | Open Subtitles | انظر ، أنا أعرف فيما أنت تفكر و أنا لا ألومك |
| Onu suçlayamam, fakat keşke başında bana anlatmış olsaydı. | Open Subtitles | لا أستطيع أن ألومه, ولكن كنت أتمنى أن يخبرني بذلك عندما حدث |
| O çocukla yattığı için onu suçlayamam. Demek istediğim onu çok çaresiz bırakmıştım. | Open Subtitles | لا ألومه على العبث بالفتى أنا بحالة مأساوية |
| Ama duyguları değişmeyecek ve bunun için onu suçlayamam. | Open Subtitles | لكن أنا لا أعتقد أنّ مشاعرها ستتغيّر وأنا لا ألومها |
| O güçlü bir kız ve bunu istediği için onu suçlayamam. Elimde olsa ben de öyle yapardım. | Open Subtitles | إنها فتاةٌ كبيرة ، ولا ألومها على الإنتظار |
| Beni ciddiye almadıkları için polisleri suçlayamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن ألوم الشرطة لعدم تعاملهم معي بجدية |
| İnsanlar nazik fakat kurnaz. Ama bu yüzden onları suçlayamam. | Open Subtitles | الناس هنا مهذبون لكنهم يتسمون بالحذر و لا أستطيع أن ألومهم على ذلك |
| Yaptıklarım yüzünden kanı, Ruby'i veya herhangi bir şeyi suçlayamam. | Open Subtitles | ما فعلته لا يمكنني إلقاء لومه على ماء الشياطين أو روبي.. |
| Ayak uydurması güç bir hayat denemekten bıktığı için onu suçlayamam. | Open Subtitles | إنها حياة صعبة للمضيّ معها لا أستطيع لومها في تعبها من المحاولة |
| Korktuğunuz için sizi suçlayamam bayan, bu çok normal. | Open Subtitles | انا لا الومك كونك خائفة ،آنسة, ولا قليلا حتى. |
| Fakat,doğrusu,yazdıkların önemsizse, o büyük davalar geçmişte kaldığı için seni suçlayamam. | Open Subtitles | او يهتم بالتفاصسل الدقيقة والتحليل والخصوم ؟ ولكن حقا ,لو كنت بديهيا, فلا استطيع لومك , فأيام القضايا العظمى قد ولت. |
| Seni suçlayamam, çünkü hata... | Open Subtitles | لكنني لا ألومكِ, لأنني أعلم أنه كله خطأي. |
| Öz annem bile güvenmiyor. Onu suçlayamam gerçi. | Open Subtitles | ولا حتى امى وانا لا الومها فهى لا تستطيع رؤيه م فى قلبى |
| Bir parça ışığa çıktıklarında afalladıkları için onları suçlayamam. | Open Subtitles | ولا يجوز لنا لومهم إذا ظهروا مندهشين حين يرون الضوء |
| Ama babamı uzaklarda olduğu veya çalıştığı için asla suçlayamam. | Open Subtitles | ولكن .. أنا لم الومه لأنه كان يتأخر في العمل ليلاً |
| Gelinimi öyle bir Tanrı adamını cazip bulduğu için suçlayamam. | Open Subtitles | لا يُمكنني لوم زوجة ابني على الانجذاب لرجل دين مثله. |
| Bunu ilk gören sen olduğun için seni suçlayamam. | Open Subtitles | لا أستطيع لومكَ على أنّكَ أوّل مَن رأى ذلك. |