Ve bu doğru değilse, bir suçlunun bulunduğu yeri gizlemek ağır suçtur. | Open Subtitles | وإذا كان هذا ليس صحيحا , إخفاء مكان وجود المجرم هو جناية. |
"Şuuraltı" her şeyi örter ve suçlunun kendisi olduğunu bilmez. | Open Subtitles | الضمير يفسح المجال إلى اللاشعور حتى إلى العقل الباطن المجرم قد يصحو |
Gidip de bir suçlunun kapısına dayanacaksan bence önce polisi aramalısın. | Open Subtitles | إذا أردت الذهاب لطرق باب مجرم ما أقترح أن تتصل بالشرطة |
Müvekkiliniz, birkaç terörist şebekeyle bağı bulunan bir suçlunun kaçmasına yardım etti. | Open Subtitles | موكلك قد ساعد وحرض عملية هروب مجرم مرتبط بالعديد من المنظمات الإرهابية |
Onların günlük davranışları bize, ne tür bir suçlunun yanlarına yaklaşabileceğini gösterecek. | Open Subtitles | سلوكهم اليومى سوف يخبرنا اى نوع من المجرمين قادر على الاقتراب منهم |
Küçük çaplı suçlarda bile ceza olarak hunharca suçlunun elini kesiyorlar. | Open Subtitles | حتى جرائم القاصرين تستخق العقوبة عن طريق يد المذنب بطريقة وحشية |
Birçok savcı hapse attığı suçlunun gerçekten suçlu olduğunu öğrendiğinde mutlu olur. | Open Subtitles | سيسر معظم المدعيين العامة لأن من زجوا به في السجن مذنب بالفعل |
Akabinde, Macar Beyefendi salıverildi ama verdiği bilgi gerçek suçlunun yakalanmasını sağladı. | Open Subtitles | و في النهاية تم أطلاق سراح الرجل المجري و لكن المعلومات التي لديه أدت الى القبض على الجاني الحقيقي |
Bu kar suçlunun hiç istemese de kendi el yazısıyla imzasını attığı bir parşömen gibidir. | Open Subtitles | إنها بمثابة رق الكتابة ، الذي يُجبر المجرم على ترك توقيعه فوق سطحها والآن ماذا تقرأ من آثار الأقدام هنا ؟ |
Bana radyonun sahibi olan suçlunun adını ver. | Open Subtitles | لما لاتعطيني اسم المجرم الذي يحمل المذياع؟ |
Azılı bir suçlunun düzelip düzelmeyeceğini görmek istiyorlardı. | Open Subtitles | أرادوا رؤية إذا كان المجرم الصلب يمكن أن يؤهل |
suçlunun kaygılanmasına sebep olan şey ihbar edilmemiş bir tecavüz olabilir. | Open Subtitles | سبب انفجار المجرم قد يكون عملية اغتصاب لم يبلغ عنها |
Ünlü bir suçlunun öldürüldüğünü görmeye gelen 40.000 ya da 50.000 kişi olabilir. | TED | وربما يكون هناك 40،000 أو 50،000 شخصا رأوا عملية قتل مجرم مشهورٍ. |
Ama ekselansları, Bir suçlunun iadesi... bir krallığın diğerine göstermesi gereken saygının ifadesidir. | Open Subtitles | لكن يا صاحب الجلالة إن تسليم مجرم يعتبر من قبيل الاحترام ما بين تاج لآخر |
Mahkum edilmiş bir suçlunun bu kadar çok oy alabildiğine ve diğerinin bu kadar az alabildiğine inanamıyorum | Open Subtitles | لا أصدق أن مجرم مُدان يحصل على الكثير من الأصوات ومجرم مُدان آخر يحصل على القليل |
Çünkü eskiden bir savcıydı ve şimdi bir suçlunun savunma avukatı. | Open Subtitles | لأنه كان يعمل كمدعي عام والآن هو محامي للدفاع عن المجرمين |
Pardon, iki tehlikeli suçlunun tam olarak bu mekana geldiğini saptadık. | Open Subtitles | اعذرني, لقد تقصّينا زوجين من المجرمين الخطرين.. في هذا المكان بالتحديد. |
suçlunun ya da bu konuda bilgisi olanın ortaya çıkmasını hararetle tavsiye ediyorum, yoksa okuldan atılmayı göze alsınlar. | Open Subtitles | لذا أقترح بشدّة أنّ الطرف المذنب أو أيّ فتاة تعرف أيّ شيء عن هذا، فلتتقدّم أو تجازف بطرد فوري |
Savunmanın gösterdiği gibi müvekkilim... sadece bilinen bir suçlunun kolay hedefi... olmaktan dolayı suçludur. | Open Subtitles | المجتمع الذي كون فيه بيته للسنوات الـ20 الماضية ولأن دفاعنا سيعرض بسرعة موكلي غير مذنب سوي .. |
Sonunda, suçlunun değil de kurbanın ebeveyni biziz. | Open Subtitles | الناتج نحن عائلة الضحية . وليس عائلة الجاني |
Meksika'ya sınırdışı edilen yasadışı bir suçlunun, bir ay sonra sınırlarımız üzerinden tekrar Arizona'ya geçmesini sağlayan programın aynısı. | Open Subtitles | نفس البرنامج الذي سمح لمجرم أجنبي غير شرعي بأن يُرحل إلى المكسيك ليتسلل من جديد عبر حدود "أريزونا" بعد شهر من ترحيله |
Zeki bir suçlunun ilk yapacağı iş kanıtları yok etmektir. | Open Subtitles | أوّل شيءٍ يفعله مُجرم ذكيّ هو تدمير الأدلة. |
Bir düzine suçlunun dondurma dükkanına gitmesine izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك إرسال مجرمين إلى محل بيع البوظة |
Yine de bu, alınması gereken bir risktir daha kötüsü ise suçlunun cezasız kalmasına izin vermektir. | Open Subtitles | مع ذلك، إنها مخاطرة لابد من مواجهتها عندما تكون الجريمة الأكبر هي السماح للمذنب بالفرار دون عقاب |
Aptal memurlar, her zaman bir suçlunun kaçışını izlerler. | Open Subtitles | هؤلاء الضباط تركوا مجرما يهرب. |
bir suçlunun istenmeyen çocuğu, daha iyisini hak edemez | Open Subtitles | الطفل الغير مرغوب من مجرم لا يستحق أقل من المجرمة نفسها |
Kasaba dedikoyla çalkalanıyordu ama kimse suçlunun adını telaffuz etmedi. | Open Subtitles | القرية ضجت بالأشاعات, ولكن لم توجه اصابع الإتهام إلى أحد. |
Şimdi size soruyorum bu duyduklarınız sizce bir suçlunun yapacağı türden eylemler mi? | Open Subtitles | الآن، أسألكم أيبدو لكم هذا من أفعال مجرمٍ عنيف ؟ |
Polis suçlunun izini sürmek için özel bir birim oluşturdu. | Open Subtitles | حتى أن الشرطة وضعت قوّة خاصة تحت الطلب للقضية محاولة منها للوصول لمكان الخاطف |