Ama bu olanlar, tamamen tesadüf ve sen kendini suçluyorsun. | Open Subtitles | والآن هذا الشيء حصل، أنها مجرد صدفة وأنت تلوم نفسك |
Annenin ölümünden dolayı kendini suçluyorsun eğlenmek falan istemiyorsun, aslında kendini yok etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | تلوم نفسك لموت أمك لا تحاول الاستمتاع تحاول تدمير نفسك |
Sen mi kalkmış beni alkol sorunun var diye suçluyorsun? | Open Subtitles | أنت، من كل الناس تتهمني بأن لدي مشكلة في الشرب؟ |
Bir zamanlar her şey için acını suçlardın şimdi de tedavini suçluyorsun. | Open Subtitles | كنت تلومين الألم على كل شيء والآن تلومين العلاج |
Demek istediğim, seçmelerde olanlar yüzünden belli ki hâlâ beni suçluyorsun. | Open Subtitles | المهم أنك لا تزال تحمّلني اللوم عما حدث في تجربة أدائك. |
Beni sevip desteklemen gerekir ama sen bile bunun için beni suçluyorsun. | Open Subtitles | يفترض بك أن تحبني وتدعمني، حتى على الرغم من تلومني على هذا |
Herkesi suçluyorsun. Sebebi var. | Open Subtitles | يعني في الواقع، كان يبدو أن تتهم الجميع مع سبب , سيدي العقيد |
Annenin ölümünden dolayı kendini suçluyorsun eğlenmeye falan istemiyorsun, aslında kendini yok etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | تلوم نفسك لموت أمك لا تحاول الاستمتاع تحاول تدمير نفسك |
Yaptığın şey yüzünden kendini suçlayacağın yerde onları suçluyorsun. | Open Subtitles | بدلاً من أن تلوم نفسك على ما فعلت أنت تلقي باللوم عليهم |
Şu an orada duyuyor. Sen de olmamış bir şey için Federasyonu suçluyorsun. | Open Subtitles | إنه بالخارج هناك ، أنت تلوم الاتحاد على شيء لم يحدث بعد |
Çünkü gecenin bir yarısı garajıma girip beni hırsızlıkla suçluyorsun. | Open Subtitles | لأنك في مرآبي في منتصف الليل تتهمني انني اسرق منك |
Öyleyse şimdi suçlamalara başladık? Beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | و الان هل ستبدا بتوجيه الاتهامات و تتهمني ؟ |
Şimdide başkalarını mı suçlamaya başladın? Beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | و الان هل ستبدا بتوجيه الاتهامات و تتهمني ؟ |
Kendinden başka herkesi suçluyorsun. Yolundan çıkıp beni, Kevin'i.. | Open Subtitles | أنتِ تلومين الجميع عدا نفسكِ , دائماً تلومين آخر , إما انا |
Kendini suçluyorsun ki bunun delice olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تلومين نفسكِ، وهو ما تعرفين أنّه جنونيّ. |
Yapabilmen gereken bir şeyi yaparken çuvalladın ve şimdi de suçu kendi üzerine almaya çalışan bu adamı mı suçluyorsun? | Open Subtitles | أخفقت بفعل شيء كان عليك التمكن من معالجته وتأتيني الآن لتشي بالرجل الذي يتحمل عنك اللوم |
Ne zaman bir şey ters gitse hep beni suçluyorsun? Bunca yıldan sonra nerede bana olan güvenin? | Open Subtitles | إن حدث خطأ ما تلومني أين الثقة بعد كل هذه السنوات؟ |
Amerika'yı, 3. dünya ülkelerini kuklası etmekle suçluyorsun ama sen bu gece, kendi insanlarının inancını; onları, senin için dans ettirmek amacıyla kullandın. | Open Subtitles | انت تتهم الاميركيين بانهم محركي الدمى في العالم الثالث ومع ذلك استخدمت ايمان قومك لجعلهم يرقصون لاجلك الليلة |
Bu şirketteki birini zimmete para geçirmekle suçluyorsun. | Open Subtitles | أنك تتهمين شخصا ما بهذه الشركة بالإختلاس |
İhtiyacın olan şeyi sana vermediğim için beni suçluyorsun. | Open Subtitles | تلومينني على أني لم ألبِّ حاجتك في الوقت المناسب |
Bekle, Sen olanlar için benimi suçluyorsun? | Open Subtitles | لا يمكن أنّ أصدق هذا تحاولين أنّ تلوميني على ذلك؟ |
Beni, seni eleştirmekle suçluyorsun. | Open Subtitles | أنت تتهمينني بانتقادك. حسناً, هذا ليس صحيحاً. |
Çalındığını bile bilmiyordum. Beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | لم أكن أعرف أنها مسروقة و انت الان تلومنى ؟ |
Şimdi de beni bir şeylerle suçluyorsun. Bir türlü anlamıyorsun. | Open Subtitles | والآن تتهميني بأشياء، أنتِ فقط لا تفهمين |
Dengesini kaybettiğin için garsonu mu suçluyorsun? Ne yapıyoruz burada, yarışma mı? | Open Subtitles | لقد نفذ الآيس كريم الإيطالي ، وتلوم النادل؟ |
Sürekli başkalarını suçluyorsun ama elinde silah olan kim bir bak. | Open Subtitles | تستمر في لوم الجميع، ولكن انظر من يحمل المسدس في يده |
Ya da boktan bir kocaya dönüştüğün için bizi suçluyorsun. | Open Subtitles | أو ربما انت فقط تلقي باللوم علينا لانك زوج سيء |