"sublette" - Translation from Turkish to Arabic

    • سبليت
        
    - Ödülü kazandığım zaman, bütün köye Chris Sublette' nin salak olduğunu anlatacağım. Open Subtitles حينماأربحهذهالجائزة، سأفضح (كريس سبليت) بأنّه الغبيّ القرويّ
    - Dün gece birisi evinde Chris Sublette' yi neredeyse öldüresiye dövmüş. Open Subtitles لقد ضرب أحدهم (كريس سبليت) حتّى الموت تقريباً فيمنزلهالبارحة.
    Chris Sublette' yi darp ettiğini kanıtlamaz. Open Subtitles أثناء الاعتداء على (كريس سبليت) يبقى أمراً غير مؤكّد
    - Vic veya Julia Sublette' den biri içki içtiğimi sana bahsetmediyse, kim? Open Subtitles إن لم تكن (فيك) أو (جوليا سبليت) قد ذكرن شربي لك، إذاً من فعل ؟
    Acemice, ve zavallı Chris Sublette' yi dövme sebebi anlamına gelecektir. Open Subtitles مبتذلاً قليلاً وقد يعني بطريقةٍ ما أنّ لدي سببٌ لأضرب المسكين (كريس سبليت)
    - Chris Sublette uyandığında karısının onu Barlow Connaly' le kendisini aldattığını öğrenince ne düşüneceğini merak ediyorum. Open Subtitles أتسائل مالّذي سيعتقده (كريس سبليت) عندما يستيقظ ويكتشف أنّ زوجته تخونه مع (بارلو كونالي)
    - Senin vahşi atlar üzerinde kullandığın alet burada, bu alet Chris Sublette' ye saldırıda kullanıldı. Open Subtitles هذا هو الصّاعق الّذي استخدمته على حصانك هنا قد تمّ استخدامه في الاعتداء على (كريس سبليت)
    - Bu alet bu izleri bırakıyor, aynı izleri Chris Sublette' nin üstünde de bulduk. Open Subtitles وذلكالصّاعقيخلّفهذه العلامات، نفس العلامات الّتي وجدناها على (كريس سبليت)
    - Sizden biri Chris Sublette' yi cuma gecesi hayatına kast ederek dövdü. Open Subtitles أحدكم قد ضرب (كريس سبليت) حتّى قارب الموت في منرله البارحة
    - Demek istediğim, belki o yapmadı, ama Sublette' nin evinde değildi. Open Subtitles أعني، ربما لا يملك لكنّه لم يكن في منزل آل (سبليت)
    - Evet, Julia Sublette ile ilişkisi olduğundan endişeliydim. Open Subtitles حسناً، كنت قلقة بأنّ (دانيس) كان على علاقةٍ مع (جوليا سبليت)
    - Zac onu Sublette' nin evine kadar takip etti, ama bana Julia Sublette ile bir ilişkisinin olmadığını söyledi Open Subtitles لقد تبعه (زاك) إلى منزل آل (سبليت) لكنّه أخبرني أنّه لم يكن يقيم علاقة مع (جوليا سبليت)
    - Yani, bak, Chris Sublette' e ne oldu bilmiyorum, ama Zac veya Dennis ona hiç bir şey yapmadı. Open Subtitles لذا، اسمع، لا أعلم مالّذي حدث لِـ(كريس سبليت) لكن لا علاقة لأيٍّ من (زاك) أو (دانيس) بالأمر
    - Seni ve bayan Sublette' yi göreceğimi düşünerek pencereye gittim. Open Subtitles ذهبت للنافذة متوقعاً أن أراك مع السيّدة (سبليت)
    - Ve babam ayrıldıktan sonra, eve gittim, kapı zilini çaldım, ve bay Sublette cevap verdi. Open Subtitles ومن ثمّ حينما غادر أبي، ذهبت للمنزل قرعت الجرس، فأجاب السيّد (سبليت)
    - Sublette zorlu bir iş adamı olarak tanınırdı. Open Subtitles إنّ لِـ(سبليت) سمعةً كرجل أعمالٍ صعب
    - Julia Sublette hakkında ne buldun? Open Subtitles مالّذي وجدته بشأن (جوليا سبليت) ؟
    - Ferg, Julia Sublette' yi hastanede yakala, telefonunu al. Open Subtitles (فيرغ)، ابحث عن (جوليا سبليت) في المستشفى واجعلهاتتصلبي .
    - Julia Sublette ile ilişkin var mı? Open Subtitles هل تقيم علاقةً مع (جوليا سبليت) ؟
    - Önce Chris Sublette' yi dövdünüz diyeceksin. Open Subtitles أوّلاً، تقول أنّنا ضربنا (كريس سبليت)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more