Öncelikle Sue'nun dikkatini dağıtmasına izin verme. | Open Subtitles | ويل اولا, لا تدع سوو تشتت انتباهمم , حسنا؟ |
Sue Sylvester'in yüklü çekler yazan destekçileri var. | Open Subtitles | سوو سلفستر لديها داعم يحرر شيكات بمبالغ دسمه |
Sally ve Sue'yu buldum ve daha önce görmediğim birkaç kız. | Open Subtitles | "وجدت "سالي" و "سوزي و فتيات أخرى لم أراهم من قبل |
- Sue Ellen Hoddy... 13. doğum gününe üç gün vardı. | Open Subtitles | ـ"سوي إلين هودي"0 لقد تعدت عيد ميلادها الـ 13 بثلاثة أيام0 |
Ama senin YouTube videonu gördüm Sue ve şimdi şarkıyı kurtarmanın vakti geldiğini anladım ve bir ihtimalle seni de. | Open Subtitles | لكنني شاهدت مشهدك على اليوتيوب يا سو و لقد أدركت أنه الآن قد حان الوقت لإنقاذه , وربما تكونين أنتي |
Buradaki herkes Sue'ya bir sutyen almak için bir şeyler verdi. | Open Subtitles | الكل هنا شارك بمبلغ لشراء حمالة " مقاضاة حمالة الصدر " |
Ben, CBC kanalından Newman Sue, şu anda canlı yayındayız. | Open Subtitles | "أنا "سيو نيومان CBC newsأحدثكم على الهواء مباشرة من قناة |
Hayır Sue, gerçek olan diğer öğrencilere hak ettikleri şansı hiç tanımadığın. | Open Subtitles | لا سوو , الواقع انك لم تعطي الطلاب الاخرين الفرصه العادله التي يستحقوها |
İlaç hadisesinden sonra, Glee kulübünün müşterek idaresi için Figgins Sue'yu atadığından beri. | Open Subtitles | منذ حادثة ادوية الاحتقان , وجلب سوو للمشاركة بادارة نادي الغناء. |
Sue, ben kovulana kadar, bu işin peşini bırakmayacağını söyledi. | Open Subtitles | اقصد سوو قالت انها لن ترتاح حتى تراني مفصولا |
Sue, elimde amigolarından birinin İspanyolca sınavı var. | Open Subtitles | سوو, بين يدي اوراق اختبار الاسبانية احد مشجعاتك اخطات بتهجئة اسمها |
Sue kendi şarkısını yapacak, ve biz de bizim şarkımızı. | Open Subtitles | نادي سوو سيقوم بتاديه اغنيته ونحن سنؤدي اغنيتنا |
Efendim, her zaman merak ederdim, neden Sue? | Open Subtitles | سيدي أنا دائما أتسأل , لماذا سوزي |
Efendim, anlamıyorum, neden Sue? | Open Subtitles | سيدي أنا دائما أتسأل , لماذا سوزي |
Hadi ama Sue, işten bir gün izin al, bundan faydalanabilirsin. | Open Subtitles | هيا يا (سوزي) قومي بأخذ إجازه غداً , تبدين بحاجه إليها |
Söyle bana, Sue Ellen Hoddy onu tanıyor muydun... | Open Subtitles | أخبرني سوي إلين هودي هل تعرفها جيدًا أو أنك كنت فقط تمر من نفس الطريق ؟ |
- Daha kimse Sue Ellen'ın kaybolduğunu bile bilmeden aradın. | Open Subtitles | لقد أتصلت قبل أن يعلم أي شخص أن " سوي إلين " مفقودة0 |
Hadi ama, Sue Ellen sütyen takmıyorsun uzunsun da. | Open Subtitles | بربك يا سو إلين، أنت لا ترتدين حمالة صدر، وأنت طويلة. |
- Önce sen, Peggy Sue. | Open Subtitles | - بعد، بيجي مقاضاة. |
Sue parayı istemediğini söyledi. | Open Subtitles | (سيو) اخبرتنى انكى لاتريدى المال الخاص بكى. |
Arabam olsaydı, Sue'yu ortodontiste götürürdüm ve Brick'in kesin kaybedeceği köpeği arardım. | Open Subtitles | ايضا لو كانت لدي سياره استطيع ان أأخذ سو عيادة الأسنان و ابحث عن تلك الكلبه التي سيضيعها بريك بالتأكيد |
Sue? | Open Subtitles | اكوان |
Evet, o kısım. Anlatıcı: Kanzi ksilofon çalıyor; İki elini de kullanarak şevkle Dr. Sue'nun şarkısına eşlik ediyor. | TED | كانزي يلعب على الزيليفون، بأستخدام كلتا يديه وبكل حيوية يصاحب دكتور سو في الغناء. |
Resmen çıkmaya başladıklarından beri Sue ve Darrin birbirlerini daha çok görmeye başladı bu da, bizim de Sue ve Darrin'i çok daha fazla görmemiz anlamına geliyordu. | Open Subtitles | والآنبعدأن أصبحى يتواعدان رسميا (كانت (ٍسو) و(دارين يريان بعضهما أكثر مما يعني أننا أصبحنا أيضا نرى |
Yani Sue'nun duruşmaya dönüşü haberlerden silinmiş oldu. | Open Subtitles | لذا عودة سو إلى الجلسةِ مَسحتْ خريطةُ الأخبارَ. |
Bekle, Sue, bir takım performans sergilemişken kuralları değiştiremezsin. | Open Subtitles | أنتظري, سو لا يمكنك تغيير اللوائح بعدما يؤدي فرق واحد بالفعل |
Bu arada Sue'nun hayatı hiç bu kadar iyi olmamıştı. | Open Subtitles | في الوقت نفسه حياة سو لم تكن أفضل من ذلك |
Sue, yaklaşık üç haftadır aşığız, ve düşünüyordum da | Open Subtitles | سو نحن واقعان بالحب منذ 3 اسابيع واتساءل هل ستفعلين شيئا في عيد الحب |
Sue Heck adına hiç satış kaydı yoktu. | Open Subtitles | ول يكن لديهم أي تقرير بأن سو هيك باعت شيئاً. |