| Sonra genç bir anne kaçırıldı ve nerdeyse bir sunakta kurban edilecekti. | Open Subtitles | من ثم هناك والدة شابّة تم اختطافها وكانت التضحية ستتم في المذبح |
| Bırak söylesin. Çabuk olun madam, sunakta beni bekliyorlar. | Open Subtitles | دعيها تتكلم ، بسرعة سيدتي لأنهم ينتظرونني عند المذبح |
| Yukarıda, üst sunakta, Kutsal Topraklardaki haçlı seferlerinden bir Flaman şövalye tarafından geri getirilen bir şişe var. | Open Subtitles | هناك بأعلى ، على المذبح العلوي ، قنينة صغيرة أعادها فارس فلمكني من الصليبين في الأرض المقدسة |
| Ve şunu söylemeliyim ki, eğer sunakta olsaydım, şu şey bana doğru gelseydi kendimi pencereden dışarı atardım. | Open Subtitles | وعلي القول اذا كنت في المذبح واشاهد هذا الشيء قادم نحوي سأرمي نفسي من النافذة |
| Sen ve gelin sunakta duruyorsunuz oraya buraya broşür dağıtıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و عروستك واقفين في مذبح الكنيسة توزّعون المنشورات للحاضرين |
| "Yahudiler kurbanlarını taştan bir sunakta yakarlardı." | Open Subtitles | " اليهود يحرقون الأضاحي على شعلة المذبح" |
| Bunlar sunakta bulduğumuz kemikler. | Open Subtitles | هذه هي العظام التي وجدناها على المذبح |
| İçlerinden biri kemiklerin bulunduğu sunakta kendini yaraladı. | Open Subtitles | أحدهم جرح نفسه على العظام على المذبح |
| sunakta, tahtadan yapılmış bir melek vardı biz de arkasında başharflerimizi kazıyacaktık. | Open Subtitles | كان هناك ملاك خشبي" "،على المذبح وكنّا سننحت حروف" "أسمنا الأولى في خلفه |
| sunakta bulduğumuz tırnaklar ve saçların hâlâ sonuçlarını bekliyorum. | Open Subtitles | - ممكن - لازلتُ أنتظر نتائج تحليل الشعر والأظافر التي وجدناها في المذبح |
| "Kişi başını ve iç yağını kesip hayvanı parçalara ayırmalı rahip, bunları sunakta yanan odunların üzerine yerleştirecek." | Open Subtitles | "لذا أزال أيضاً الرأس وشحم الماشية... وعلى القسيس أن يضعها على الحطب على النار في المذبح" |
| Seni sunakta bekleyeceğim. | Open Subtitles | سأكون بانتظارك عند المذبح |
| "İbrahim kabul etti fakat sunakta İshak'ın tepesinde bıçağını kaldırmıştı ki Tanrı onu durdurdu. | Open Subtitles | وقد امتثل (إبراهيم) للأمر لكن حين رفع سكينه على (إسحاق) في المذبح |
| Oradaki sunakta hazır ol. | Open Subtitles | بإستعدادك أمام المذبح هناك |
| sunakta insan feda ... | Open Subtitles | تضحية بشرية في المذبح |
| - sunakta uyuduğuna eminim. | Open Subtitles | هو نائم في المذبح |
| sunakta. | Open Subtitles | عند المذبح |
| Hemen burada. Bu sunakta. | Open Subtitles | هنا هذا المذبح |
| Bir Mossad ajanından da bunu beklerler. Seçilmişler tarafından sunakta verilen bir kurban olmaya boyun eğmelerini. | Open Subtitles | .."وهذا ما يتوقّعونه من عميل في "الموساد تضحية على مذبح الأشخاص المختارين |
| Evet. Bir tane gelir, hepsi sunakta görünür. | Open Subtitles | نعم,هذا مذبح للاغراض المتعددة |