5 milyon 600 binden fazla mültecinin Suriye'den kaçtığını duyduğunuzda insan beyninin idrak edecek kadar gelişmiş olmadığı bir trajediyle karşı karşıya kalıyorsunuz. | TED | حين تسمع أنه أكثر من 5.6 مليون لاجئ فروا من سوريا ستواجهك تلك المأساة أن العقل البشري لم يتطور حقا ليفهم. |
Yakın bir arkadaşı, karikatürist Akram Raslan Suriye'den çıkamadı. | TED | أما صديقه المُقرب الكاريكاتوري أكرم رسلان، فلم يتمكن من الهرب من سوريا. |
Bana Suriye'den elma Amman'dan şeftali, Halep'ten yasemin Mısır'dan limon kuru üzüm, mersin, papatya nar, beyaz güller minik tatlılar, hindistan cevizli halka kurabiyeler, şekerler kısa pastalar, puf pastalar şeker ve tütsü kehribar, misk ve bal mumu al. | Open Subtitles | أعطني تفاح من سوريا خوخ من عمان، وياسمين من حلب وليمون من مصر |
Patronların bunları Suriye'den ödünç alınan bir MiG'den almış. | Open Subtitles | حصل قادتك على هذه من طائرة ميج استعاروها من سوريا |
Suriye'den gelen bilgilere göre bir İngiliz askeri sizin yakalandığınız bölgede sınırı geçmiş. | Open Subtitles | وصلتنا تقارير من سوريا تفيد بأن جندي بريطاني تسلل من الحدود من نفس النقطة التي امسكناكم فيها |
O zaman, neden 1990'da Suriye'den Kuveyt'e taşındın? | Open Subtitles | إذاً، لماذا سافرت من سوريا إلى الكويت عام 1990؟ |
O, Suriye'den ısıl görüşlü, uzun menzilli bir roket atar. | Open Subtitles | هذا صاروخ ارض - جو متعقب للحرارة من سوريا |
Suriye'den getirdim bunları. | Open Subtitles | هاك، فقد جلبت لك هذه أثناء رحلة عودتي من "سوريا" |
Hünkâr'ım, hayırlı değil Suriye'den gelen haberler. | Open Subtitles | جاءتني أخبار سيئة من "سوريا"، مولاي السلطان |
Belki de Suriye'den buraya uçakla gelirken uyuyamamıştır. | Open Subtitles | حَسناً، لَرُبَّمَا هو مُتعِبُ من رحلة طويلة قادمة من "سوريا". |
Suriye'den geliyor. | Open Subtitles | انه قادم إلى المدينة من سوريا. |
Suriye'den Sudan'a kadar bütün despot yönetimler. | Open Subtitles | أنظمة استبدادية من "سوريا" إلى "السودان" |
Suriye'den çıkışta, kellene konulan ödülü de sürükledin. | Open Subtitles | يمكنهم أتباعنا من "سوريا". هناك مكافأة لقتلك. |
Wael Suriye'den. | TED | وائل من سوريا. |
Oradaki iki kardeş Suriye'den gelmiş. | Open Subtitles | و هذان ألأخوان من سوريا |
7 yıl önce Suriye'den gelmiş. Geçen haziranda vatandaşlık almış. | Open Subtitles | قدِم من (سوريا) منذ سبع سنوات وأصبح مواطناً منذ "يونيو" الماضي |
El Zuhari, Suriye'den geliyor. | Open Subtitles | آل زهري القادم من سوريا. |
El Zuhari, Suriye'den geliyor. | Open Subtitles | آل زهري قادم من سوريا. |
El Zuhari, Suriye'den getiriliyor. | Open Subtitles | آل زهري سيأتي من سوريا. |
- Beni Suriye'den çıkartmak için ödeme yaptı. | Open Subtitles | الذي دفع لِخُرجني من سوريا |