"susuz" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجفاف
        
    • بالجفاف
        
    • جفاف
        
    • عطشان
        
    • جافاً
        
    • بدون ماء
        
    • دون ماء
        
    • العطش
        
    • جافة
        
    • عطشى
        
    • للجفاف
        
    • رطباً
        
    • العطشى
        
    • عطش
        
    • ظمآن
        
    Susuz beyinde artan antidiüretik hormonun aksine, aşırı nemli beyin, suyu kana karıştırmak için yavaşlar, ya da durabilir. TED عندما يصل الجفاف الى الدماغ يفرز هرمون منع ادرار البول كثرة المياه قد تبطئ عمل الدماغ او توقفه مفرزاً
    Charlie, bırak onu. Git biraz su al. Belki Susuz kalmışsındır. Open Subtitles تشارلى, أتركه, اذهب و خذ بعض الماء, ربما أنت مصاب بالجفاف
    Bir saat içinde 15 kilometre içindeki her yer bu kuraklıkta Susuz kalacak. Open Subtitles بعد ساعة، كل شخص على مقربة بعشرة أميال من هنا، سيكون بدون مياه في جفاف كهذا
    Susuz ve bitkin bir halde annesinin izini takip ediyor, ancak ters yöne doğru. Open Subtitles عطشان و متعب، يواصل الصغير السير خلف خطوات أمه، و لكن في الاتجاه الخاطئ
    O Susuz kalırsa ölebilir. Havuz tamir edilebilecek gibi değil. Open Subtitles كل ما أعلمه أنه سيموت لو بقى جافاً لفترة طويلة ، الحوض غير قابل للإصلاح
    Bütün gün, güneşin altında, Susuz nasıl yürüyebiliyor bu adam, hayret ediyorum. Open Subtitles ما يحيرنى هو كيف يمكنه التحرك طوال النهار تحت الشمس بدون ماء
    Fakat bu civcivler... bir gün daha Susuz kalamaz. Open Subtitles ,الرِئَال,من ناحية ثانية لن تقدر البقاء على قيد الحياة أكثر من يوم واحد دون ماء
    Gezegenimizde su hiç bitmeyebilir fakat bireylerin Susuz kalmaması için bitmek zorunda da değil. TED قد لا ينفد كوكبنا من الماء، لكن ذلك لا يمنع أن يعاني الأفراد من العطش.
    Belki biraz Susuz kalmış olabilir, ama o öyle seviyor. Open Subtitles ربما جافة قليلا لكن هكذا هو يحبهن
    Defolun! Bu insanlar Susuz kalmış, görmüyor musun? Biraz su ver onlara, lanet olası. Open Subtitles ألا ترى بأنّ هؤلاء الناس عطشى أعطهم بعض الماء
    - Muhtemelen Susuz kaldın da ondan. - Ne yapayım peki Jim? Open Subtitles يبدو انك تعرضت للجفاف - مالذي تريد مني فعله , جيم ؟
    Bekar olsaydım, bir yabancının çekyatında Susuz ve simle kaplı halde sızmış olurdum. Open Subtitles إذا كنت عازبة، لكنت مررت بشخص آسيوي غريب يعاني من الجفاف ومغطى بالبريق
    Ertesi gün doktorun ofisine gittiğimizde eşim bebeğimize hemen mama verdi çünkü oldukça Susuz kalmıştı. TED عندما ذهبنا إلى مكتب الطبيبة في اليوم التالي، أعطته وصفة طبية فوراً؛ لأنه كان يعاني من القليل من الجفاف.
    Hiç değilse su için. Susuz kalırsanız yere yıkılırsınız. Open Subtitles على الأقل تناول بعض الماء إذا أصابك الجفاف ستسقط
    İshal yüzünden besin eksikliği çekerler ve vücutları Susuz kalır. TED إنهم يفتقرون إلى المواد المغذية ، والاسهال يصيبهم بالجفاف.
    Molalarda bir şeyler içmelisin. Susuz kalmanı istemem. Open Subtitles من الأفضل أن تشرب بالاستراحة لا أريدك أن تصاب بالجفاف
    Doktor Susuz kaldığımı söyledi ve hamile olduğumu. Open Subtitles الطبيب قال أنني اعاني من جفاف شديد وأني حامل
    Susuz Perşembe'ye kesinlikle gelmelisiniz. Open Subtitles لأنك يجب أن تأتي تماما إلى الخميس عطشان.
    Biraz Susuz kaldığı için aklını kaçırmış. Open Subtitles كان جافاً قليلاً فحسب و فاقد لعقله
    Susuz üç ya da dört gün yaşayabilirsin. Ben yiyecekten bahsediyorum. Open Subtitles يمكنك الحياة لثلاثة أو أربعة أيام بدون ماء إنى أتحدث عن الطعام
    İkinci gün. Hâlâ çalışıyorum, fakat Susuz kaldığımdan hafiften başım dönmeye başlıyor. Open Subtitles اليوم الثاني، لا زلت اعمل، ولكن من دون ماء كي تصبح رأسي خفيفة.
    Hey, hey, hey, hey, hey, hey. Efendi gibi davranmazsanız Susuz kalırsınız. Anlaşıldı mı? Open Subtitles أنتم , تصرفوا بتهذب أنتم لن تموتون من العطش
    Susuz ve kansız kalmışsın. Open Subtitles أنت جافة بشدة , ولديك فقر فى الدم
    Ama şimdi tüm Susuz göçmenlerle birlikte bu kum denizinde... bir mavilik bulmaları gerekiyor. Open Subtitles الى أوروبا, لكن الان, عطشى ومثلهم مهاجرين غيرهم, بحاجه للعثور على بقعه زرقاء في هذا الرمل البحري.
    Ernest, çok Susuz kaldık. Open Subtitles إيرنست نحن مصابين للجفاف حتى يمكننا أن نصل إلي هناك
    Susuz kalmadığından emin ol. Open Subtitles حسناً، إشرب بعض الماء تأكد من البقاء رطباً
    Ebedi Mümin Kutsal Bakiremiz, senin Susuz öksüzler için endişelenmeni sağlamaya çalıştığı sürece hiçbir şey yapamayız. Open Subtitles لكننا لا نستطيع عمل ذلك طالما تلك السيدة موجودة وأن تقلق بشأن اليتامى العطشى
    Bazılarımız Susuz ve barlar da beş dakikadır açık. Open Subtitles بعضنا عطش والحانة مفتوحة منذ خمسة دقائق
    Zor durumda olan, aç veya Susuz bir canlı varsa onu karşımıza çıkar. Open Subtitles إن كان يوجد أي مخلوق مسكين جائع أو ظمآن أرسله بطريقنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more