Kurbana her kim saldırdıysa gözünü tırmalamış ve tırnağından bir parça bırakmış. | Open Subtitles | من هاجم الضحية خدش عينه وترك جزءاً من ظفره. |
- Birini ya da bir şeyi tırmalamış. | Open Subtitles | حسنا، وقالت انها خدش شيء أو شخص ما. |
Saldırganı tırmalamış olabilir. | Open Subtitles | وقالت إنها قد خدش المعتدي عليها. |
Direnmiş gözüküyor. Ona saldıranı tırmalamış. | Open Subtitles | يبدو وأنها قاومت خدشت من هاجمها |
Belli ki, kadın ölmeden önce saldırganı tırmalamış. | Open Subtitles | وتبين أنها خدشت المهاجم قبل أن تموت |
- Kurtarılamadı. Rita bir tanesini tırmalamış. | Open Subtitles | لم تنجُ" - "يبدو أن (ريتا) خدشت أحدهم" - |
Katili tırmalamış olmalı. | Open Subtitles | وقالت إنها يجب أن يكون خدش له ، لذلك ... |
Önemli bir şey değil. Sadece tırmalamış. | Open Subtitles | إنه لا شيءٍ يُذكر إنه مجرد خدش |
Belki katili tırmalamış ya da ısırmıştır. | Open Subtitles | ربما كان خدش أو عض القاتل. |
Paul ona saldıran kişiyi tırmalamış. | Open Subtitles | لقد خدش (بول) القاتل |
- ...biraz kanıt bulsak iyi olur. - Rita bir tanesini sıkı tırmalamış. | Open Subtitles | قبل بدئنا باتهام أعضاء بالنادي - خدشت (ريتا) أحدهم - |
Rita bir tanesini tırmalamış. | Open Subtitles | على ما يبدو (ريتا) خدشت أحدهم. |
- Rita bir tanesini sıkı tırmalamış. | Open Subtitles | (ريتا) خدشت جيدا أحدهم. |