| Dostlar, buraya bir küçük kız, çirkin bir tırtıl girdi. | Open Subtitles | يا رفاق،ستدخل هنا إمرأه، صبيّة، يرقة متواضعة. |
| tırtıl gibi değişmiş. | Open Subtitles | لقد تحولت لشيء اخر مثلما تفعل يرقة الفراشة |
| Bu bahçede, bir tırtıl bir krizalite dönüştüğünde bir çaba vardır. | TED | في هذه الحديقة، عندما تتحول اليرقة إلى شرنقة، هذا يتضمن بعض الصعاب. |
| Bu tırtıl, yumurtalarını içeri bırakan paraziter bir yabanarısının saldırısına uğradı. | TED | تمت مهاجمة هذه اليرقة بواسطة دبور طفيلي وضع البيض بداخلها. |
| Eğer tırtıl çabuk davranmazsa ya boğulur ya da çenesi birbirine yapışır. | Open Subtitles | وإذا لم يكن اليسروع سريعا سيغرق مباشرة أو ليجد فكّيه ملتصقان ببعضهما |
| Bilim adamları nereden geldiklerini ya da neden ortaya çıktıklarını bilmiyor ama bu imajinal hücreler tırtılın içerisinde ortaya çıkıyor ve diyor ki "hadi coş, tırtıl! | Open Subtitles | العلماء لايعلمون من اين اتت أو لماذا ظهرت لكن هذه الخلايا التخيلية تظهر داخل اليرقات |
| Biraz önce "Çok Aç tırtıl"ı yedinci kez okuduk. | Open Subtitles | لقد قرأنا للتو قصة كاتربيلر الجائع للمرة السابعة |
| Bak, bu güve içinde bir tırtıl. Görüyor musun? | Open Subtitles | انظري ، هذه يرقة فراشة عثة القمر,رأيتها؟ |
| Yani, moda gündüz bir tırtıl ve... geceyse bir kelebek gibidir. | Open Subtitles | لذا, الموضة هي كلاهما, يرقة في النهار وفراشة في الليل |
| Aslında kurt değildir. tırtıl benzeri zehirli bir böcektir. | Open Subtitles | هى فى الحقيقة ليست دودة ولكنها خنفساء سامة على هيئة يرقة فراشة |
| Dün akşam büyük, beyaz bir tırtıl gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت يرقة بيضاء كبيرة مساء أمس |
| Mesela yumurta kartonundan tırtıl yapabilirsiniz. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنت يُمْكِنُ أَنْ تَجْعلَ a يرقة خارج كارتونِ بيضِ. |
| Aynı yuvanın keşfe çıkmış öteki karıncaları, bir tırtıl daha buldu. | Open Subtitles | وجد المستكشفون من نفس العشّ يرقة أخرى. |
| İşte kafa sallayan bu tırtıl, onu öldüren yaratığın yavrularını koruyan bir zombi koruma haline geldi. | TED | اليرقة هي الزومبي الحارسة التي تهز رأسها تدافع عن نسل المخلوقات التي قتلتها. |
| tırtıl, kozasından ağzı silah tutan bir köpekbalığı olarak çıktı. | Open Subtitles | خرجت اليرقة من شرنقتها كسمكة قرش فمها مسدس |
| Tıpkı tırtıl gibi, güzel bi kelebek olabilmek için kozasından çıkmalı. | Open Subtitles | كوني كـ اليرقة تتخلص من شرنقتها لكي تصبح فراشة جميله |
| Ve bu imajinal hücreler ortaya çıkınca diğer tırtıl hücreleri ne yapıyor biliyor musun? | Open Subtitles | وماذا تفعل كل خلايا اليرقة الباقية عندما هذه الخلايا التخيلية تظهر |
| Kral kelebeğine dönüşecek bir tırtıl bu. | Open Subtitles | وماذا بعد؟ إنها اليرقة التي ستتحول إلى الفراشة الملكة |
| Nasıl ki bir tırtıl kelebeğe dönüşüyorsa sıtma paraziti de bu şekilde kendini hayatı boyunca tam yedi kez değiştiriyor. | TED | فكما يتحول اليسروع إلى فراشة كذلك يتحوّل طفيلي الملاريا سبع مراتٍ خلال دورة حياته |
| tırtıl damarlardan birini ısırdığında bir tür süt çıkar ve tırtılı içine çeker. | Open Subtitles | عندما يعض اليسروع العرق ينغمر بنوع من عصارة لبنية |
| Akşam ziyafeti için bir kaç cırcır böceği ve tırtıl da topladım. | Open Subtitles | كما أنني جمعت بعض الصراصير و اليرقات على شرف عشاءنا |
| İlanlar heryerde. Sanırım tırtıl senin hakkında iyi düşünmüyor | Open Subtitles | الإعلانات في كلّ مكان لا بدّ أنّ (كاتربيلر) يريدك بشدّة |
| Başkalaşımın hızı artabilir, kelebeğe dönüşen tırtıl gibi mesela. | Open Subtitles | يمكن أن يسرع التحول كيرقة تتحوّل إلى فراشة |
| "Karnı Acıkan tırtıl"ı bir kez daha okursam patlayacağım. | Open Subtitles | لو وجب على قراءة اليرقه الجائعه جداً مره وحده أخرى و سأعض |
| tırtıl pupa evresine giriyor sonra ise... | Open Subtitles | يمر اليرسوع من مرحلة العذراء ثم |