| Benim en büyük vurgunum, Güney Çin Denizi'nden, adalara petrol taşıdığımız zaman gerçekleşti. | Open Subtitles | أكبر نجاحاتي كانت عندما كنا نحمل البترول إلى الجزر في جنوب بحر الصيني |
| Ama genellikle, taşıdığımız şeyi öylece bırakmak daha kolaydır, böylece eve daha erken varabiliriz... | Open Subtitles | بالطبع، إنه اسهل أن نلقي ما نحمل لنستطيع الوصول إلى البيت باسرع وقت |
| Ve silah dolusu kargo taşıdığımız gerçeğine bakarsak bu bir tesadüf mü? | Open Subtitles | وحقيقة أنّنا نحمل شُحنة أسلحة خالصة، أتلك مُصادفة؟ |
| Üstünde lamba olan küçük masa, köşeden taşıdığımız lamba. | Open Subtitles | المائدة الصغيرة التي عليها المصباح المصباح الذي نقلناه من الزاوية |
| Aslında, içimizde taşıdığımız o film hiç değildi bu. | Open Subtitles | لم يكن ذلك الفيلم الكامل الذي نحمله داخل أنفسنا |
| Artık her birimiz, cebimizde taşıdığımız dış hafızalarımızda kaybettiklerimizi arayan paleontologlar haline geldik. | TED | إذا نحن اليوم مثل علماء الحفريات نبحث عن الاشياء التي فقدناها على أدمغتنا الخارجية التي نحملها في جيوبنا |
| Tek bildiğim mekikte şarbon taşıdığımız. | Open Subtitles | كل ما أعرفه, هو اننا نحمل الجمرة الخبيثة على المتن |
| Bazı kopyaları taşıdığımız biliniyor olsa? | Open Subtitles | وتعرف أننا نحمل بعض النسخ من المقاطع ؟ |
| Tek bildiğim mekikte şarbon taşıdığımız. | Open Subtitles | فربما نحمل في المحطة جمرة خبيثة |
| Parıldıyor, ellerimizde taşıdığımız ışık | Open Subtitles | نحمل اليوم أضواء مشتعلة |
| Parıldıyor, ellerimizde taşıdığımız ışık | Open Subtitles | نحمل اليوم أضواء مشتعلة |
| Sadece öylesine taşıdığımız birşey değil, Aynı zamanda bizim kimliğimizi tanıtmasına izin verdiğimiz birşey. | Open Subtitles | هويتنا ليست فيما نحمل.. |
| Ve hepsi bunu taşıdığımız için oldu. | Open Subtitles | وكل هذا لأننا نحمل هذا |
| Bugün taşıdığımız çocuk, Antoine Tyler, durumu nasıl? İyi. | Open Subtitles | الصبي الذي نقلناه اليوم انطوان تايلر" ماهي حالته الصحية" |
| Bugün taşıdığımız çocuk, Antoine Tyler, durumu nasıl? | Open Subtitles | الصبي الذي نقلناه اليوم انطوان تايلر" ماهي حالته الصحية" |
| Omuzlarımızda taşıdığımız meleklerden bir tanesi. | Open Subtitles | الستة والثلاثون السر المقدس الذي نحمله على اكتافنا |
| taşıdığımız inanç sistemidir. | TED | إنه النظام الإيماني الذي نحمله |
| Goriller, bizim taşıdığımız virüslere... karşı çok bağışık değil. | Open Subtitles | الغوريلّات لديها القليل أو بدون مقاومة إلى البقّ (حَشْرَة) الّذي نحمله. |
| Bu her gün karınlarımızda taşıdığımız dev bir biyom. | TED | وهو عدد ضخم من الأحياء الدقيقة التي نحملها في بطوننا كل يوم. |
| Bu hikâyeler bizim dünyaya bakış açımızı değiştiriyor ve beraberimizde taşıdığımız ön yargıları şekillendiriyor. | TED | هذه القصص تُشكل تصورنا عن العالم، وتبني التحيزات التي نحملها معنا. |
| Cesaretimizle... taşıdığımız savaş yaralarıyla... | Open Subtitles | من أجل شجاعتنا، من أجل جروح المعارك التي نحملها. |