| Taşlarla katedraller inşa edebilirsiniz, nasıl yapılacağını bilmeniz yeter. | TED | يمكن بناء كاثدرائياتٍ إنطلاقاً من الحجارة, ما عليك إلا معرفة ما يُمكنها فعله. |
| Canavarlarla da doğal yoldan savaşabilirsin, sopalarla Taşlarla. | Open Subtitles | حسنا، يمكنك أيضا قتال الوحوش بطريقة طبيعية، باستعمال العصي و الحجارة |
| Ta ki tüm mezar, masif Taşlarla çevrelenene kadar. | Open Subtitles | حتى تصبح المقبرة بأكملها محاطة بالحجارة الصلبة. |
| Bunu dört yaşımdan beri yapmamıştım, o zaman babamın Porche'sini Taşlarla temizlemiştim. | Open Subtitles | أنا ما عملت ذلك منذ كنت في الرابعة و غسلت أبّي بورش بالصخور. |
| Delimisin sen, orası Taşlarla dolu ve çok kötü akıntı var. | Open Subtitles | أنت مجنون, إنه ملآن بالأحجار والتيارات الفظيعة. |
| Büyük ve ışıl ışıl bir sahil... ve serin, Taşlarla bezenmiş bir ay. | Open Subtitles | الشاطئ المشع الواسع و القمر البارد المرصع بالجواهر |
| Bunun gibi Taşlarla ve diğerleriyle koridorlar kapatılacak. | Open Subtitles | انها أحجار مثل هذه, وألاخرى، الطرقالتىسوفيتم غلقها. |
| Michelle her zaman yolunu küçük beyaz Taşlarla belirlerdi. | Open Subtitles | "ميشيل" تعلِّم طريقها دائماً بأحجار بيضاء. |
| Askeri nakliye araçlarının farları kışlanın ve trenlerin camları atılan Taşlarla paramparça oldu. | Open Subtitles | صناديق نقل الجيش نوافذ مجموعة من المحطات والقطارات تحطّمت من إلقاء الحجارة |
| Bu Taşlarla Tanrı'nın güçlerine ulaşıyoruz! | Open Subtitles | ومن خلال هذه الحجارة يمكننا استدعاء قوي الآلهة |
| Ne Taşlarla, ne annenle, ne de tüm o yalanlarla. | Open Subtitles | بسبب الحجارة وأمك وكل الأكاذيب |
| Midesini ağır Taşlarla doldurmuşlardı ve kafası da kesilmişti. | Open Subtitles | لقد ملؤوا معدته بالحجارة وكان رأسه قد اختفى |
| İngilizler silahlarla talim yapmamıza izin vermezler. Onun için biz de Taşlarla yapıyoruz. | Open Subtitles | لن يسمح لنا الإجليز أن نتدرب بإسلحة لذا نتدرب بالحجارة |
| Bir dakika öncesinde bana Taşlarla saldırıyorlar sonra da oyun mu oynamak istiyorlar? | Open Subtitles | في دقيقة يضربونني بالحجارة و بعدها بقليل يريدون لعب الكرة ؟ |
| Önceki sahibi öyle muhteşem bir manzaraya sahipmiş ki ceplerini Taşlarla doldurup havuza atlamış. | Open Subtitles | المالك السابق شاهد منظر خلاب قبل أن يملي جيوبه بالصخور ويقفز داخل المسبح |
| Küçük çocukken Taşlarla vahşi tavuk avlardım. | Open Subtitles | اعتدت صيد الدجاج البري بالصخور عندما كنت صغيرا |
| Ama yine de maaşım başka Taşlarla taş kıranlar kadar ve haftada sadece 300 400 saat çalışmak zorundayım. | Open Subtitles | لكن راتبي تقريباً هو نفس الآخرين الذي يكسر الصخور بالصخور الاخرى وانا بحاجة للعمل لمدة 300 او 400 ساعة أسبوعياً فقط لذا، حتى الآن أنا مُخيم سعيد جداً |
| İngilizler silahlarla talim yapmamıza izin vermezler, onun için biz de Taşlarla yapıyoruz. | Open Subtitles | الإنجليز لن يدعونا نتدرب بالسلاح, لذا فسنفعلها بالأحجار. |
| Görünüşe bakılırsa değerli Taşlarla ilgili bir kaçakçılık olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | لقد كان يظن ان هناك محاولات أحتيال تحدث عليه .. شئ فى مجال عمله بالأحجار الكريمة هناك |
| Gerçekten üzgünüm sizi rahatsız ettiğim için, fakat... sandık... Taşlarla birlikte... | Open Subtitles | أنا آسف جدا لمقاطعتك، لكن الحالة بالأحجار |
| Aramis değerli Taşlarla süslenmiş bir haç takıyor. | Open Subtitles | أراميس ترتدي الصليب مرصع بالجواهر. |
| Mutlaka izlemelisin, inanılmaz bir şey. Kırbaçla, okla, Taşlarla saldırıyorlar. | Open Subtitles | أنهم يرمون عليه كل مايستيطعون قمائم، أحجار ، سهام |
| Kral'ın Malikânesi'den alınan Taşlarla. | Open Subtitles | بأحجار من ديار "الملك". |
| Her gece pencereye atılan Taşlarla olmaz. | Open Subtitles | ليس الآن.. ليس والحجارة ترمى خلال النافذة كل ليلة |