"tabakta" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطبق
        
    • صحن
        
    • الصحن
        
    • على طبق
        
    • طبقٍ
        
    • طبق من ذهب
        
    Büfteğim tabakta soğuyor. Open Subtitles لدى طبق لحم بقرى ب80 دولار سيصبح باردا فى الطبق
    İyi kızarmış patates kızartması, erimiş İsviçre peyniri ve et suyu sosu ayrı bir tabakta. Open Subtitles بطاطس مقلية مع جبنة سويسرية مذابة و صلصة اللحم، في نفس الطبق.
    Plastik bir tabakta yalnız başınıza... ölü ve orta kırmızılıkta... birer sosis olacaksınız... Open Subtitles بينما ستصبحين أنت لحم نقانق وحيدة على صحن بلاستيكي مثير للشفقة ميتة ونصف مطهوة
    Eğer Arjantin'deysen ve kanlısını istediğinde sana tabakta hâlâ möleyen bir dana getirirler. Open Subtitles أقصد أذا ذهبتي للأرجنتين وطلبتي المخلل سيجلبوا لكي بقرة حية على صحن
    Efendim, siz bana zehirli yemeğin, yeni tabakta olacağını söylediniz. Open Subtitles سيدي , لقد أخبرتني بأن الطعام المسمم سيكون في الصحن المعدني الجديد
    Ve eğer bu savcı onlara sanığın tükürüğünü bir tabakta sunmazsa masumdur! Open Subtitles وإن لم يقدّم لهم المدّعي العام بصاق المتهم على طبق غير مذنب
    Gümüş tabakta sunulan düşmanlar. Open Subtitles أعدائي على طبقٍ من ذهب وأنا لن أرّد ذلك أبداً
    tabakta iki düzine kurabiye vardı. Open Subtitles كان هناك اكثر من دزينتين من الكعك على هذا الطبق
    Beyler, önünüzdeki tabakta duran meyvenin aynısı ya. Open Subtitles أريد الفواكه يارفاق . إنها نفس الفاكهه التي أمامكم على الطبق
    Ama bakıldığında önündeki tabakta kocaman bir fare diliminin seni beklediği gerçeğini değiştirmiyor. Open Subtitles مع ذلك، حتى بأي اسم آخر لا تزال شريحة من جرذ عملاق توضع على الطبق أمامك
    Çocuklar, yaşlı Lex'in gizli bir reçetesi var, genetik bir türlü var bu tabakta, eğer siz bunu roketlerinizden birine takarsanız, Open Subtitles يا رجال ، "ليكس" المسن لديه وصفته السريه خليط من علم الوراثه فى هذا الطبق لو اردت اذا وضعت هذه على احدى صواريخك
    Başlangıç olarak da, kemikli pirzola olacak, olabildiğince kanlı olsun ve az pişsin öyle ki tabakta möö diye ses çıkarsın. Open Subtitles نريد الطبق الرئيسي لليلة اضلاع مشويه وتكون غير ناضجه قليلاً و أنا تحدث أن تكون طازجة أو تقدم لنا ماهو متوفر كما هي تموء على صحننا
    Bunun yanına kraker de ekleyip güzel bir tabakta çöpe atarım. Open Subtitles سأضعها على صحن لطيف مع بعض الرقائق في القمامة
    Kimsenin buraya gelip kirli bir tabakta yemek istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أريد أي شخص يأتي إلى هنا و يأكل على صحن قذر
    Umm, pekala, bir tabakta, belki de Rick'in pantolonu biraz daha aşağıya düşüyordur. Open Subtitles حسنا، على صحن . لربّما ملابس ريك الداخلية تنزل قليلا .
    Niçin herşeyi ayrı tabakta yediniz? Open Subtitles لماذا كل شيء عندك في صحن مختلف
    Ben de bir jambonlu omlet alabilir miyim? Biraz daha yulaf ezmesi dostum. Bu defa tabakta tutmaya çalış. Open Subtitles شوفان مجروش أكثر وحاولُ إبْقائه على الصحن هذا المرة
    Evet dostum, biraz daha yulaf ezmesi. Tanrım, bu defa tabakta tutmaya çalış. Open Subtitles نعم،شوفان مجروش أكثر وحاولُ إبْقائه على الصحن هذا المرة
    - tabakta yer yok. Open Subtitles - لم يكن هناك مساحة في الصحن
    İlk önce Ross'u gümüş tabakta sundun sonra da Donna günlerdir masasında değil. Open Subtitles في البداية سلمتني روس على طبق من فضة ودونا ليست على مكتبها لأيام
    Bir hükümet yetkilisinin kellesini tabakta sunmak onların vermek istediği mesajı güçlendirecektir. Open Subtitles وان يحصلوا على يد من الحكومة معهم فى ذلك على طبق من ذهب هذا سوف يجمل الرسالة فقط
    Ona gümüş tabakta bir iş sundum ama o suratıma çarptı. Open Subtitles أحضرت له وظيفة على طبقٍ من فضة ورفضها
    Sen ayrıca tabakta kafamı istedin ve bu yanlıştı. Open Subtitles سألت أيضا عن رأسي وعلى طبق من ذهب ، وأنه خاطئ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more