| Capri'ye götüreceğim seni tabutunda. | Open Subtitles | سوف اخذك الى كابري في تابوتك.. |
| tabutunda iyi görünmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تبدو جميلاً في تابوتك |
| Büyük annemi mumyalanmış şekilde tabutunda gördüğümde bir ay kadar kâbus görmüştüm. | Open Subtitles | عندما رأيت جدتي مستلقية في تابوتها مغطاة بالشمع راودتني الكوابيس لمدة شهر تقريبا |
| Theresa'yı düşünmekten kendimi alamıyorum. tabutunda öyle .soğuk ve yalnız. | Open Subtitles | فكـرت في "تيريزا" والبرودة في تابوتها |
| İsterseniz siz ikiniz pes edebilirsiniz... ama gidebileceğimiz bir ada varken ben bu... sualtı tabutunda ölmeyeceğim. | Open Subtitles | -يمكن أنْ تستسلما إنْ شئتما لكنّي لن أموت في تابوت تحت الماء بينما هناك جزيرة يمكننا بلوغها |
| Nate, Bay Swanson'ın Titan tabutunda olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | (نيت)، ألاحظُ أن السيّد (سوانسن) موضوع في تابوت (تاتين). |
| Sen ise onların ölmesini ve tabutunda ebedi uykularına yatmalarını istiyorsun. | Open Subtitles | أما أنت, فتريدهم أن يموتوا ويرقدوا في كفنك |
| Evlendiklerinde 1.80 olduğunu söylerdi ama çocuk tabutunda gömüldü. | Open Subtitles | كان يقول إنّ طوله خمسة أقدام وإحدى عشر بوصة عندما تزوّجا، ولكنه يُمكن أنْ يُدفن في نعش طفل. |
| Yaşlı Chuck Darwin'in yeraltında ki tahta tabutunda kemikleri sızlıyordur. | Open Subtitles | في نعشه الخشبي تحت الأرض يجبُ أن تعلّم أولادك كيفية البقاء |
| Onu tabutunda giyebilsin diye. | Open Subtitles | ...تريد أن ترتديه في في تابوتها |
| Ağabeyimin cesedi, Bayan Henderson'nın tabutunda mıymış? | Open Subtitles | كانت جثة شقيقي في تابوت السيدة (هندرسون)؟ |
| Büyükannenin tabutunda. | Open Subtitles | -إنّها مخفيّة في تابوت جدّتكِ |
| Demem şu ki, annen seni tabutunda tanıyamayacak. | Open Subtitles | اعني بأن امك لن تستطيعالتعرف عليك في كفنك |
| Robert Murphy'nin tabutunda. | Open Subtitles | نعش (روبرت مورفي) |