"tabutunu" - Translation from Turkish to Arabic

    • تابوت
        
    • التابوت
        
    • تابوته
        
    • نعش
        
    • النعش
        
    • نعشك
        
    • نعشه
        
    • كفنها
        
    • تابوتا
        
    • تابوتك
        
    • بكفنه
        
    • من صندوقِه في
        
    Fry'ın tabutunu bulacağım, cesedini alıp bana öldüğünü hatırlatsın diye yatağımın altında saklayacağım. Open Subtitles سأجد تابوت فراي و أخذ جثته و أبقيها تحت سريري لتذكرني بأنه ميت
    Dr. Raymond annemin tabutunu açtırdı. Bana beni takip eden kişinin o olmadığını kanıtlamak için. Open Subtitles دكتور ريموند أجبرهم على فتح تابوت أمى نعم وهذا يثبت أنها ليست الواحدة التى كانت تعذبنى
    Birlikte oturduğu adamın çıkmasını bekliyorum, sonra tabutunu bulup... bunu kalbine saplayacağım. Open Subtitles انا انتظر خروج الرجل من المنزل المجاور لاذهب و أفتح التابوت وأغرز هذا في قلبه
    Cesedi diğer pharaohların tarzında korundu ve papazlar tabutunu yağladı son yolculuğuna hazırlamak için... ölümlü dünyada. Open Subtitles لقد تم تحنيط جثته بنفس الطريقة المتبعة مع أسلافه من الفراعنة قام كهنته بوضعه فى تابوته لكي يقوم برحلته الأخيرة
    Resme tıklıyoruz ve Betty Ford'un eşinin tabutunu öptüğü resmin simgesel bir imajını görüyoruz. TED يمكنك الضغط على هذا وترى هذه الصورة الإيقونة ل بيتي فورد تقبل نعش زوجها.
    Fakat tabutu taşıyanlar, kadının tabutunu mezara taşıryorlarken, bir cızırtı duydular. Open Subtitles لكن عندما كان حاملوا النعش يسيرون بها للقبر سمعوا صوت خدش
    - Senin tabutunu ben alacağım. - Doğru. Open Subtitles سأشترى نعشك هذا صحيح يا ابى
    Çünkü tabutunu gördüm Belo Quinto'da bir kilisede. Open Subtitles لأننيّ رأيته في نعشه في كنيسة في بييو كوينتو .
    Başta benim tabutumda uyuyordu... küçük parmaklarını saçlarıma dolayarak... ta ki bir gün kendi tabutunu isteyene kadar. Open Subtitles في البداية كانت تنام في تابوتي كانت تحيط أصابعها الصغيرة حول شعري وتمر الايام وتطلب تابوت خاص بها
    Başta benim tabutumda uyuyordu... küçük parmaklarını saçlarıma dolayarak... ta ki bir gün kendi tabutunu isteyene kadar. Open Subtitles في البداية كانت تنام في تابوتي كانت تحيط أصابعها الصغيرة حول شعري وتمر الايام وتطلب تابوت خاص بها
    Askeri bir uçak, Kennedy'nin tabutunu suikasttan üç yıl sonra denize attı. Open Subtitles أي طائرة عسكرية القطرات جْي إف كْي تابوت إلى الماءِ، ثلاث سَنَواتِ بعد الإغتيالِ.
    Kadın ruh hastası. Patlayıcıları uçağa sokmak için kocasının tabutunu kullanmış. Open Subtitles انها قلقة فقد استخدمت تابوت زوجها لتحضر المتفجرات على متنالطائرة
    Seninle konuşmak güzeldi. Umarım tabutunu bulursun. Open Subtitles سرّني التحدّث إليكَ، آمل أن تجد ذلك التابوت
    Onunla tabutunu kullanmamız seni ilgilendiriyor. Open Subtitles ما يهمك معرفته هو أنني سأحظى بالنوم داخل التابوت برفقتها.
    Goldberg'lere NCIS'in dedelerinin tabutunu aradığını haber vereyim. Open Subtitles سأخبر العائلة أن جدهم تم تفتيش تابوته من قبل مركز التحقيقات البحري
    Ben tabutunu taşıdım. Open Subtitles أنا أحمل تابوته
    Şimdiye kadar böyle bir şeye en çok yaklaştığım an annemin tabutunu taşımamdı. Open Subtitles و أنا لم أكن وصيفة من قبل أبداً أقرب شي كنته للوصيفة عندما كنت حاملة نعش امي
    1865'te yirmi beş bin kişi başkan Abraham Lincoln'ün açık tabutunu görmek için cenazesine gitti. Open Subtitles في عام 1865، جاء حوالي 125 ألف شخص لمشاهدة نعش الرئيس الراحل أبراهام لينكولن
    Adam durmuş ve tabutunu gömerlerken ağlamaya çalışmış. Open Subtitles وقف الرجل كما أنها خفضت النعش وحاولت البكاء...
    -Senin tabutunu ben alacağım. -Doğru. Open Subtitles سأشترى نعشك هذا صحيح يا ابى
    Hadionun tabutunu hazırlayıp postalıyalım. Open Subtitles هيا ندق نعشه ونشحنه
    Çiftçi Bas onun tabutunu kendi elleriyle yaptı. Open Subtitles المزارع(باص) سيصنع كفنها بنفسه
    Vahşi Batı'da olsaydık, sen basamakları çıkarken tabutunu hazırlamaya başlardık. Open Subtitles ‫في الغرب المتوحش، نقيس طولك لنصنع لك تابوتا ‫حتى قبل وصولك إلى الدرج
    Kendini garantiye almazsan, yardım için uzanacak tek el, tabutunu taşımak için olur. Open Subtitles أن لم تنتبه لنفسك المساعدة الوحيدة التي ستتلقاها هي عندما يضعون تابوتك في القبر
    Neden tabutunu buraya getirmiyorsun da üzerine kapanmıyorum? Open Subtitles لماذا لا تأتي بكفنه إلى هنا وأن أرمي نفسي فيه
    Belediye tabutunu Sapienza Tepesine gömdü. Open Subtitles تَخلّصتْ المقاطعةُ من صندوقِه في الأرضِ خارج في تَلِّ سابينزا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more