Bu tip kızlarla takılıyordu demek. | Open Subtitles | إذاً هذا هو نوع الفتيات اللاتي يتسكع معهن ؟ |
Yanlış insanlarla takılıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يتسكع مع النوعية الخاطئة من الناس |
Son bir kaç yıldır her çeşit insanla takılıyordu. | Open Subtitles | كان يتسكع مع جميع الأصناف في الأعوام الأخيرة |
Yolda tanıştığı adamlarla dolunay sırasında oynamak için takılıyordu farelermiş gibi. | Open Subtitles | كانت تتسكع مع الرجل الذي قابلته على الطريق. و ما أرادته, لا أعرف, تلعب به بأثناء تحولها, |
- Fiziksel terapiyi es geçiyordu yeni gelen çocuklarla takılıyordu, esrar çekiyordu. | Open Subtitles | كانت تغيب عن العلاج الفيزيائي، تتسكع مع فتيات جدد لتعاطي المخدرات. |
Charlie, köprünün altındaki "Duncan" denen elemanla takılıyordu. | Open Subtitles | تشارلي كان يتسكع مع ذلك الرجل دنكن من تحت الجسر |
Kardeşin bugün kızlarla takılıyordu. | Open Subtitles | أخيك، لقد كان يتسكع مع الفتيات بالخارج ، اليوم |
Herkes herkesle takılıyordu ama sen hariç. | Open Subtitles | الجميع كان يتسكع مع بعضهم البعض... بأستثنائك.. |
Herkes herkesle takılıyordu ama sen hariç. | Open Subtitles | الجميع كان يتسكع مع بعضهم البعض... بأستثنائك.. |
Bir kaç sokak serserisi ile takılıyordu. | Open Subtitles | هو كَانَ يتسكع مَع بَعْض الصعاليكِ |
- Herkes herkesle takılıyordu. | Open Subtitles | الجميع يتسكع مع الجميع |
Sokağın karşısındaki Razor Fish denen barda takılıyordu. | Open Subtitles | كان يتسكع بالجهة المقابلة لملهى ليلي يدعى (ريزور فيش). |
Travis olamaz... dün gece benimle takılıyordu. | Open Subtitles | (حسنٌ، لايمكن أن يكون (ترافيس . لأنّه كان يتسكع معي |
Jeff'i gördüm. Kendinden büyük çocuklarla takılıyordu. | Open Subtitles | رأيت (جيف) يتسكع مع صبية أكبر منه |
"O dışarıda öylesine takılıyordu." | Open Subtitles | أنه يتسكع هنا |
DGİ'nın uç kesimlerinden birileriyle takılıyordu. | Open Subtitles | " كانت تتسكع مع أعضاء كبار من الـ " آوبا |
DGİ'nın uç kesimlerinden birileriyle takılıyordu. | Open Subtitles | " كانت تتسكع مع أعضاء كبار في الـ " آوبا |
Oo, o hep seninle takılıyordu, ...taki Todd ortaya çıkana kadar. | Open Subtitles | لقد كانت تتسكع معك عندما... . ـ |
takılıyordu bir şeyler içiyordu. | Open Subtitles | تتسكع وتشرب الخمر |
Eriklikte şu metamfetamin çeken mallarla takılıyordu. | Open Subtitles | ) كانت تتسكع مع مدنين الميث الحمقى بـ"بلام أولتشار" |