Onun hakkında ne biliyorsun? - Kiminle takıldığını bilmiyorum. | Open Subtitles | ساخبرك بشيء انا لا اعرف الذين تتسكع معهم |
Senin babalık benimle takıldığını öğrenirse işkencenin gerçek anlamını keşfetmekle yükümlü olabilirsin. | Open Subtitles | أتعلم عندما يجد والدك أن تتسكع معي ستكتشف حقاً معنى كلمة العقاب الجسماني |
Sen Jules olmalısın. Tommy sizin pencerenizin dışında takıldığını söylüyor. | Open Subtitles | لابدّ من أنك جولز توم قال أنه يتسكع خارج نافذتك |
Eğer ona bugün ne yaptığını sorduğumda, bir arkadaşıyla takıldığını söylemeseydi. | Open Subtitles | اين كـان اليوم قال انه كان يتسكع بالخارج مع صديق |
Çocuklarınızın kimlerle takıldığını bilmeniz iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنّه من الواجب أن تعرفوا مع . من يتسكّع أبنائكم |
Kocana bizimle takıldığını falan söylerim. | Open Subtitles | سأخبره أنك كنت تتسكعين معنا وتشربين الكحول و أشياء آخرى |
Değil. Çavuş, onun nerelere takıldığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | فهو ليس كذلك ، أيها الرقيب أريد أن أعرف مكان تسكّعه |
Ganz, kardeşinin, Angel adında bir fahişeye takıldığını söylemişti. | Open Subtitles | وقال غانز بان شقيقه كان يعاشر الكلبة التي اسمها انجيل |
Ve biri sana onun Sally Hershberger Downtown'da takıldığını mı söyledi? | Open Subtitles | وشحصٌ أخبرك بأنها تتسكع في سالي هيرشبرغر بوسط المدينة؟ |
Affedersiniz, bu parkın haritasına bakıp bana bıcır kuşların nerede takıldığını söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | . هل يمكنك القاء نظرة على خريطة الحديقة هذه وتقول لي اين الطيور تتسكع .. |
Ne? Sırf bana acıdığından takıldığını söylerken duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتك تقول بانك تتسكع معي بدافع الشفقة |
Etrafta biraz soruşturdum da, burada takıldığını duydum. | Open Subtitles | لقد سالت في الجوار و سمعت أنك تتسكع هنا |
Vazgeçeceğini düşünmüştüm ama şu günler Ra Im ile takıldığını görünce buraya getirdim. | Open Subtitles | أعتقد بأنه أستسلم لكن منذ ان تم يتسكع حول جيل را ام في اليومين الماضيين أحضرته الى هنا |
O kadar parası olmasına rağmen neden burada takıldığını düşündün mü hiç? | Open Subtitles | ألم تتسائلي قط من أين له المال ولكنه يتسكع هنا؟ |
Deungori meyhanesine takıldığını duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت ان حانة دونجورى هى المكان الذى يتسكع فيه |
Kardeşinin eskiden bu mekanda takıldığını biliyorum ama senin de buraya çöreklenmen oldukça garip olmaya başladı. | Open Subtitles | اعرف ان اخاك كان يتسكّع في هذا المكان لكن استمرار مجيئك هنا بدأ يصبح غريباً جداً |
Tarikat hayranlarının halka açık olarak birlikte takıldığını bildiğim tek yer burası. | Open Subtitles | حسناً أنه المكان الوحيد الذي اعرفه حيث يتسكّع فيه معجبي برنامج الطائفة في العلن |
Böyle biriyle takıldığını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني تصوّر أنكِ تتسكعين مع شخص مثل هذه. |
Hiçbiri Logan'ın sorunlu insanlarla takıldığını hatırlamıyor. | Open Subtitles | لا أحد منهم يتذكّر أيّ شيءٍ حول تسكّعه مع مجموعة سيئة. |
Bildiğim biriyle takıldığını öğrendiğimde çok zoruma gitmişti. | Open Subtitles | يعاشر فتاه أعرف أن لها زوج فى الوطن، أخذت هذا على محمل الجد |
İlk yapacağımız şey, piercingin nereye takıldığını anlamak. Tamam. | Open Subtitles | , حسناً , أولاً علينا أن نعرف بماذا يعلق الحلق |
Sosyal servisten konuştuğum bir kadın, evden kaçan pek çok çocuğun burada takıldığını söyledi. | Open Subtitles | حسناً ، المرأة التي تكلمت إليها من الخدمات الجتماعية قالت ان الكثير من الهاربين يتسكعون هنا ماذا؟ |