Kokusunu takip etmek için köpek kullanabileceğimizi tahmin etti ve nehrin karşısına geçti. | Open Subtitles | لقد توقع أننا سنستخدم كلاب مدربة لتعقب رائحة البشر لذا سار عبر الماء |
Ama insansız hava araçları yasadışı ağaç kesme faaliyetlerini takip etmek için de kullanılabilir. | TED | ولكن يمكن أيضا استخدام طائرات لتعقب أنشطة قطع الأشجار غير القانونية. |
Artık vincin altında hangi vagon olduğunu takip etmek için ekleyip çıkararak, talimatları teker teker okuyacak bir döngü kullanabiliriz. | TED | والآن يمكننا استخدام لوحة لقراءة التعليمات تباعًا. بالزيادة أو بالنقص على حسب الاتجاه، لتتبّع أي عربة أسفل الرافعة. |
Hakkında arama emri çıkartabiliriz ama onu takip etmek için daha iyi bir yöntemimiz olabilir. | Open Subtitles | سنقوم بوضع تعميم ولكن ربما يكون لدينا طريقه أفضل لتعقبه |
Halka açık bir ortamda birini takip etmek için izne ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | نحن لسنا بحاجة لمذكرة لملاحقة شخصٍ ما في مكانٍ عام، نظرياً |
Malcolm bunu, diğerlerini takip etmek için kullanırdı. | Open Subtitles | (مالكوم) كان يستخدمها لتعقُب الأخرين. |
Tüm akıllı aletlere sahip olmalısınız-- akıllı araba, akıllı ev, akıllı tabletler, akıllı saat, akıllı telefon; hepsi faaliyetlerinizi takip etmek için. | TED | تحتاج إلى كل الأجهزة الذكية هناك .. سياراتٍ ذكية، بيتٍ ذكي، منضدةٍ ذكية، ساعةٍ ذكية، هاتفٍ ذكي لتتبع كل نشاطاتك هناك. |
Balıkları takip etmek için kokuyu ve elektro-resepsiyonu kullanabilirler. | Open Subtitles | حيث بوسعهم استخدام حاسة الشم والمستقبلات الكهربائية لتعقب الأسماك |
Biri, fidye talep etmek için ararsa aramayı takip etmek için hazırlık yapıyor musunuz? | Open Subtitles | لذلك إن اتصل أحد بطلب فدية هل لديكم الوسائل لتعقب الاتصال؟ |
Teknik ekip, göndereni takip etmek için telefonunuzu araştırıyor. | Open Subtitles | الفريق التقني يعمل على هاتفك لتعقب مكان المُرسل |
Mesela halkın yüzde 30'unun göçebe olduğu Moğolistan'da, göç ve hava durumlarını takip etmek için SMS bilgi sistemleri kullanılıyor. | TED | في منغوليا على سبيل المثال، حيث 30 في المئة من الناس من الرحل، أنظمة المعلومات المعتمدة على الرسائل النصية تستخدم لتعقب أنماط الهجرة والطقس. |
Palmiye yağı ormanların yok edilmesinde büyük bir etken, dünyanın bu bölgesinde, bu yüzden bu yeni insansız hava aracı teknolojisini kullanmak istedik, bu plantasyonların yayılmasını takip etmek için, Güneydoğu Asya'da. | TED | الآن زيت النخيل سبب رئيسي من أسباب إزالة الغابات في هذا الجزء من العالم، لذا أردنا أن استخدام هذه الطائرات بالتكنولوجيا الجديدة لتعقب انتشار هذه المزارع في جنوب شرق آسيا. |
Gemiyi takip etmek için başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجدود طريقة اخرى لتعقب السفينة |
Uyduyu konumlarını takip etmek için yeniden programlıyorum. | Open Subtitles | سأقوم بإعادة توجيه قمر صناعي لتتبّع موقعم الآن |
Sizi şu tekneyi takip etmek için tutabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني استئجارك لتتبّع ذلك الزورق؟ |
Diğer strigoilerin sinyallerini de ortaya çıkarırsak bunu Efendi'yi takip etmek için kullanabiliriz. | Open Subtitles | إذ أستطعنا فصلها عن بقية الإشارات حينها يمكننا أستخدامها لتعقبه. |
Richards, onu takip etmek için başka bir yol bul. | Open Subtitles | (ريتشاردز)، إبحث لي عن طريقة أخرى لتعقبه |
"Hayallerini takip etmek için" özgür olman gerektiğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ أنك تريد أن تكون حراً لملاحقة أحلامك |
Washington'da karların temizlenmesini takip etmek için kullanıldı. | TED | تم تنفيذه في واشنطن دي سي لتتبع تنظيف الثلوج. |
Roma'dan ayrılmak için ve ateşkesi reddettiğinde Pompey'i takip etmek için hazırlıklı olmalıyım. | Open Subtitles | و أتابع (بومباي) و هو يرفض الهدنة |
Sanırım birimizin izleri takip etmek için şeytana ihtiyacı yok. | Open Subtitles | أعتقد بأن أحدنا لا يحتاج إلى شيطان ليتعقب أثر دليل |