Aşırı yükselmelerin aşırı çöküşleri durmadan takip ettiğini düşün. | Open Subtitles | إنه مثل إكتئاب عالي جداً يتبعه إكتئاب منخفض جداً ويتكرر |
Her gördüğünde hayaleti takip ettiğini ama kaybolduğunu yazmış. | Open Subtitles | بكل مرة كان يراه كان يتبعه ولكنه كتب انه اختفي في الهواء |
Willis'e aitler. Bu adamı neredeyse bir yıldır takip ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال بإنه كان يطارد هذا الرجل لمدة سنة تقريبا ؟ |
Fishlegs, onların liderlerini dev bir sürü halinde takip ettiğini söyledin, değil mi? | Open Subtitles | فيشلجز، لم تقل أنها تبع زعيمهم في مجموعات كبيره، أليس كذلك؟ |
Ama bu hala Kate'in Clarke'ı neden takip ettiğini açıklamıyor. | Open Subtitles | إنه محتمل ما زال لا يشرح لماذا كانت " كيت " تتعقب " كلارك " |
O adam So Dam'ın onu çatıya kadar takip ettiğini fark etmedi mi? | Open Subtitles | من غير المعقول بأن السيد لم يدرك بأن سودام كانت تتبعه الى السطح |
Hannah birinin onu takip ettiğini söyledi, kapüşonlu biri, 44 numara giyen, ağaç evinde oturup izliyormuş. | Open Subtitles | هانا قالت أن هناك شخصٌ يلاحقها شخص ما يرتدي قبعةً حذائه بمقاس 10 ونصف يجلس في منزل الشجرة يراقب |
Bakın, Tanrı aşkına, bu adamın yıllardır Rebecca'yı sinsice takip ettiğini söylemek istiyorum. | Open Subtitles | هل يمكنني أن أقول أن هذا الرجل كان يُلاحق (ريبيكا) طيلة السنوات الماضية |
- Beni takip ettiğini hissetmiştim. | Open Subtitles | لديّ ذلك الإحساس الذي يقول أنك كنت تتبعني لماذا أفعل ذلك ؟ |
FBI'ın onu takip ettiğini bildiği halde kadınların peşini bırakmadı. | Open Subtitles | لم يستطع حتّى أن يبقي يديه بعيداً عن النّساء و هو يعلمُ بأنّ مكتب ! التحقيقات الفيدراليّ يتبعه |
Birinin onu takip ettiğini düşündüğünden bahsetti. | Open Subtitles | قال بان شخصا ما كان يتبعه |
Merkeze ait kamyonun sürücüsü kavşakta karşılaştıklarında adamın motosikletli birini takip ettiğini söyledi. | Open Subtitles | السائق في شاحنتهم قال أنه بدا له وكأنه كان يطارد رجلاً على دراجة نارية عندما خرج على التقاطع. |
Tanıkların kurbanı görünmez bir şeyin takip ettiğini söylemeleri dışında. | Open Subtitles | أن ما كان يطارد الضحية كان خفياً |
O daireye hiç girmediğini iddia ediyor. Sadece abisini binaya kadar takip ettiğini söylüyor ve güvenlik görüntüleri de anlattıklarını doğruluyor. | Open Subtitles | يدعي أنه لم يدخل الشُقَّة قط، بل تبع أخاه للمبنى، والمراقبة الأمنية توثّق ادّعاءه. |
O daireye hiç girmediğini iddia ediyor. Sadece abisini binaya kadar takip ettiğini söylüyor ve güvenlik görüntüleri de anlattıklarını doğruluyor. | Open Subtitles | يدعي أنه لم يدخل الشُقَّة قط، بل تبع أخاه للمبنى، والمراقبة الأمنية توثّق ادّعاءه. |
Finch, doktorun neden Benton'u takip ettiğini buldum. | Open Subtitles | فينش)، أعرف لماذا تتعقب)" "(الطبيبة (بينتُن |
- Graham Harris'i takip ettiğini söylediğin gibi mi? | Open Subtitles | بنفس ما أخبرتني أنك تتعقب (غراهم هاريس)؟ |
Çünkü bu herif telefonda Sarı Camarom'un kendisini takip ettiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | لانها هذا الرجل يخبرني في هذه اللحظة ان سيارتي تتبعه |
Ölmeden birkaç hafta önce, bir arabanın tüm gün onu takip ettiğini söyledi. | Open Subtitles | قبل أن يموت,بعدة أسابيع كان يرى نفس السيارة باستمرار تتبعه ولكن... |
Beyaz Jaguar'lı bir adamın onu takip ettiğini söyledi. | Open Subtitles | اعتقدت أن احد الشبان في سيارة جاكوار بيضاء كان يلاحقها. |
Daha da önemlisi... kızın öldürüldüğü gece... yaşlı kadın, Kwang-ho'nun kızı takip ettiğini görmüş. | Open Subtitles | والأكثر أهمية أنه في ليلة مقتلها رأت تلك العجوز (كوانج-هو) يلاحقها |
Keşişin Susannah'ı takip ettiğini söylediği kişinin robot resmine bak! | Open Subtitles | حسناً، تحققي من الرسم الذي أعطانا إيّاه الراهب للرجل الذي قال أنّه كان يُلاحق (سوزانا). |
Eğer beni neden takip ettiğini öğrenemezsem. | Open Subtitles | إلا إذا كنت لا أعلم لمَ كنت تتبعني. |