Ama solistimiz bir kayıt anlaşması yapmamıza kafayı takmıştı. | Open Subtitles | لكن المغني الأساسي كان مهووساً بتوقيع عقد للفرقة |
. Bir gençlik turundaydık ve bütün gezi boyunca kafayı bana takmıştı. | Open Subtitles | ذهبنا في رحلة عندما كنا مراهقان وكان مهووساً بي |
- Bir de grafik üzerine konuşuyordu. - Evet, kafayı takmıştı. | Open Subtitles | وكل ما كانت تتحدث عنه هو الجرافيكس - كانت مهووسة - |
Bak, Abby'le bir kaç kez takıldım, ama o Warren'a kafayı takmıştı. | Open Subtitles | اجتمعت بها عدة مرات و لكنها كانت مهووسة بوارن إذاً لقد تجادلتما حولها |
Ve yeşil bir başlık takmıştı böylece post-prodüksiyonda yeşil başlığı silebilir ve Robert Lepage'nin kafası ile değiştirebilirdik. | TED | و كان يرتدي غطاء أخضر لنتمكن من محو الغطاء الأخضر بعد الإنتاج واستبداله برأس روبرت لوباج. |
Maske takmıştı, ama beyaz olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لقد ارتدى قناعا لكنني تبينت انه ابيض البشرة |
Wilden, Alison cinayetini arkadaşlarıma yıkmaya kafayı takmıştı. | Open Subtitles | كان هاجس ايلدن بمحاولة القتل دبوس أليسون على أصدقائي. |
Büyükannesinin kolyesini takmıştı ve onun için değeri dünyalar kadardı. | Open Subtitles | لقد كانت ترتدي عقد جدتها وهو يعني الكثير لها |
Benimle aynı binada yaşadığı için mi takip etti, ya da kafayı takmıştı? | Open Subtitles | هل كان يلاحقني لأننا نسكن المبنى نفسه و من ثم أصبح مهووسًا ؟ |
Bu lanet olası aynalara kafayı takmıştı. | Open Subtitles | هو كان مهووساً بالكامل بهذه المرايا الملعونة |
Kimsenin akıl bile erdiremediği çok bilinmeyenli diferansiyel denklemlere kafayı takmıştı. | Open Subtitles | لكنّه بات مهووساً بالمعادلات التفاضليّة المعقّدة التي لا يفهم أحدٌ أوّلها مِن آخرها. |
Takıntı hâline getirmişti o kadar takmıştı ki, H.G. endişelendi. | Open Subtitles | لقد كان مهووساً به مهووس جداً في الواقع مما أثار قلق اتش جيه |
O zamanlar o da farkında değildi, ama kafayı sana takmıştı. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه كان يعلم بشأن ذلك حينئذ لكنه كان مهووساً بك حسناً |
Annem Küba'nın her şeyine takmıştı Küba müziği, Küba yemekleri, Küba kültürü. | Open Subtitles | أمي مهووسة بـ كوبا الموسيقى الكوبية، الطعام الكوبي الثقافة الكوبية |
12 yaşlarındayken tekboynuzlu atlara kafayı takmıştı çünkü onların büyülü olduklarına ve her şeyi yapabildiklerine inanıyordu. | Open Subtitles | عندما كان عمرها12سنة كانت كانت مهووسة بحصان وحيد القرن لأنه كان سحري ويمكن ان يفعلوا أشياء عظيمة. |
Aynı gardiyanlardan birine benzeyen bir maske takmıştı. İşte. | Open Subtitles | كان يرتدي قناع الذي بدا بالضبط مثل أحد حرّاس السجن |
Siyah birtakım giymiş siyah bir kıravat takmıştı. | Open Subtitles | كان يرتدي بذلة غامقة اللون و ربطة عنق سوداء |
- Adrian.Bilmek istersin diye düşündüm en son bu kulaklığı şovda bitli bir adam takmıştı | Open Subtitles | - أدريان. أعتقد أنك تود أن تعرف أن الرجل الأخير عرض ارتدى كانت تلك سماعة قمل الرأس. |
Lisenin ilk gününde Batman pelerini takmıştı. | Open Subtitles | لقد ارتدى رداء باتمان من أجل اليوم الأول في الثانوية! |
Mengele ise Lider'e istediğini vermeye kafayı takmıştı. | Open Subtitles | كان هاجس مينجيل هو إعطاء والفوهرر ما يريد |
Bacaklarına tozluk takmıştı ve bir dans dergisi okuyordu. | Open Subtitles | لقد كانت ترتدي السراويل المعدة للرقص وتقرأ مجلة رقص |
Komplo olayları, kafayı Nazilere takmıştı. | Open Subtitles | ونظريات المؤامرة، وكان مهووسًا بالنازيين |
Edward Lomax, soyguncu baron imparatorluğunun vârisinin canı sıkkındı ve Aleister Crowley'nin çalışmalarına kafayı takmıştı, Doğu Avrupa seyahati sırasında eline geçen kara büyü kitabından dolayı. | Open Subtitles | ادوارد لوماكس , الوريث الممل لإمبراطورية البارون المسروقة كان مهووسا بأعمال اليستر كروالي تحصل على تعويذة اصلية |
Biz beraberken bile, kafayı sana takmıştı. | Open Subtitles | لقد كان مهووس بكِ , حتى ونحن سوياً |