"takmıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرتدون
        
    • لا يرتدي
        
    • لا ترتدي
        
    • لا يلبس
        
    • يأبه
        
    Hiç kimse merhaba demiyor ya da şapka takmıyor. Open Subtitles بالكاد شخص ما يلقي التحية أو يرتدون قبعات
    Tıpkı bir bebek sahibi daha olmak gibi, üstelik bu bebek bez bile takmıyor. Open Subtitles وكأنك تحظى بطفل آخر، ما عادا أنهم لا يرتدون الحفاضات
    Ben deli miyim yoksa Jerry gözlük takmıyor mu? Open Subtitles هل أنا مجنون أم أن جيري لا يرتدي النظارات ؟
    Sırf bu yüzden alyansımı takmıyor değilim. Open Subtitles هم ، حسنا ، هذا ليس السبب أنا لا يرتدي فرقتي الزفاف.
    Kızım Kate, 20 yaşında, hiç saat takmıyor. TED ابنتي لا ترتدي ساعة اليد أبداً، ابنتي كيت، البالغة من العمر 20 عاماً.
    Spor giyinmiş, yanında para yok, ayrıca nişan yüzüğü de takmıyor. Open Subtitles إنها ترتدي ملابس الهرولة , لا تحمل نقوداً و لا ترتدي خاتم خطوبة
    Hachi saat takmıyor ama zamanı biliyor. Open Subtitles هاتشي لا يلبس ساعة، لكنه يعرف الوقت
    Günde 200 hata yapmayı kafasına takmıyor çünkü geri bildirime bakılırsa bu onun öğrenme şekli. TED لا يأبه أن يرتكب مئتا خطأ في اليوم، لأن يتعلم هكذا، معتمدًا على التغذية الراجعة.
    O yaşta gençlerin çoğu kol saati takmıyor. TED المراهقين لا يرتدون ساعات اليد.
    Doktorlar maske bile takmıyor. Open Subtitles الأطباء حتى لا يرتدون أقنعة واقية
    Doktorlar maske bile takmıyor. Open Subtitles الأطباء أنفسهم لا يرتدون أقنعة
    Civardaki pek çok kadın artık mücevherlerini takmıyor. Open Subtitles تعلمون ، الكثير من النساء في جميع أنحاء هنا -- انهم لا يرتدون مجوهرات بعد الآن.
    Oğlunuz bu resimlerin hiçbirinde gözlük takmıyor. Open Subtitles ابنك لا يرتدي النظارات في اي من هذه الصور
    Sanırım şuradaki adamın düzgün eldiven takmıyor. Open Subtitles أعتقد أنّ رجلك هناك لا يرتدي قفازات مناسبة.
    Aslında asla kask takmıyor. Open Subtitles في الحقيقة، إنه لا يرتدي خوذة أبدا
    Bak işte. Kravat takmıyor. Adam patent vekili. Open Subtitles أترى, لا يرتدي ربطة عنق إنه محامي براءات اختراع ربما ربطته معلقة -
    O sütyen takmıyor sen takıyorsun Open Subtitles إنها لا ترتدي حمالات, و أنتِ ترتدين هل هذا إعلان علكة مضاعفة النكهة, أو ما شابه؟
    Sütyen takmıyor. Yok bir dakika sütyen takıyor. Open Subtitles إنها لا ترتدي حمالة صدر، مهلاً إنها ترتدي واحدة
    Ve David oradaki, kuki takmıyor. Open Subtitles وديفيد هناك , هو لا يلبس واقي.
    Kimse bunu takmıyor artık. Yeniden seçilen vali o. Open Subtitles لا أحد يأبه بعد الآن، للتوّ تم انتخابه من جديد لمنصب الحاكم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more