"taktığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يرتديها
        
    • ترتديه
        
    • ترتديها
        
    • كان يرتدي
        
    • ارتداه
        
    • ارتدى
        
    • تلبسه
        
    • ان يميزوها به
        
    • ارتداها
        
    • الذي إرتدته
        
    • ما بإرتدائك
        
    • الذى يرتديه
        
    • التي ارتدتها
        
    - Bana sorular sordu. Cevap vermedim. Müşterilerimin taktığı mücevherleri sordu. Open Subtitles ولكنى رفضت الاجابه ثم سألنى عن المجوهرات الذى يرتديها زبائن المطعم
    Ve gardiyanların taktığı kulaklıklar... onları frekanstan koruyor ve, böylece etkilenmiyorlar. Open Subtitles وتلك السِدادات التي يرتديها الحرّاس تقوم بإخماد التردد كيلا يتأثروا بها.
    - taktığı peçe yüzünden yüzünü göremezdiniz. Open Subtitles أن أعرف ذلك , لا يمكنك رؤية وجهها بسبب الخمار الذي كانت ترتديه
    Her zaman taktığı yüzüklerinden, bileziklerinden. Open Subtitles الخواتم والأساور التى كانت ترتديها دائماً
    Dünyanın en kötü peruğunu taktığı için ona Peruk Tony derlerdi. Open Subtitles اطلقوا عليه توني ذو الشعر المستعار لانه كان يرتدي اسوا شعر مستعار ممكن ان تراه في حياتك
    Bu yağmacıların taktığı maskeleri tarif edebilir misin? Open Subtitles هل تستطيع وصف القناع الذي ارتداه السارقون؟
    Son erkek arkadaşım fular taktığı için onun farklı olduğunu sanıyordum. Open Subtitles وأنا اعتقدتُ أن صديقي الأخير كان مختلفاً، لأنّه ارتدى وشاحاً.
    Ya pilotların yakalarına taktığı kimlik kartları? Open Subtitles و ماذا عن هذه الملصقات التي يرتديها الطيارون
    Ve pilotların taktığı rozetler ne anlama geliyor? Open Subtitles وماذا عن هذه الملصقات التى يرتديها الطيارون
    Muhammad Ali'nin boks eldivenleri Abraham Lincoln'un suikastinde taktığı şapka. Open Subtitles قفازات الملاكمة الخاصة بمحمد علي قبعة التي كان يرتديها ابراهام لينكولن يوم اغتياله
    Şurada işte. taktığı küpenin cinsi... Open Subtitles اكتشف اى نوع من الاقراط ترتديه واى نوع من الملابس هذه
    Gelinin taktığı mücevherlerden bahsedelim. Open Subtitles ما هي المجوهرات الذي كانت ترتديه العروس؟
    Tabii ki bir sevgilisi var. Sürekli taktığı kolyeyi özel birisi hediye etmiş. Open Subtitles بالطبع كان لديها عشيق، فذلك العقد الذي كنت ترتديه دائماً كان من الواضح أنه هديّة غرامية
    Her zaman taktığı yüzüklerinden, bileziklerinden. Open Subtitles الخواتم والأساور التى كانت ترتديها دائماً
    Soygunda kadının taktığı mücevherler ve adamın parasından başka şeyler çalınmış. Open Subtitles عملية السطو أحرزت أكثر من مجرد مجوهرات الزوجة التي كانت ترتديها ونقود الزوج.
    Tek hatırladığı saldırganın maske taktığı ve arka kapıdan çıktığı. Open Subtitles جلّ ما يتذكّره هُو أنّ مُطلق النار كان يرتدي قناعاً وهرب من الباب الخلفي.
    Bebek Şerif'in taktığı silah! Open Subtitles مرحى! المسدس الذى ارتداه طفل مسلسل(العمدة الرضيع)!
    Son erkek arkadaşım fular taktığı için onun farklı olduğunu sanıyordum. Open Subtitles وأنا اعتقدتُ أن صديقي الأخير كان مختلفاً، لأنّه ارتدى وشاحاً.
    Leydi Stubbs'ın yok olduğu sırada taktığı yüzük. Open Subtitles هذا هو الخاتم الذى كانت تلبسه ليدى ستابس وقت اختفائها
    Stan, polis kimliğini belirlemek için doğum izi, yara izi, taktığı şeyleri falan sordu. Open Subtitles ستان" ، الشرطة كانت تسأل" عن الوحمات والندوب والمجوهرات وأي شيء يمكن ان يميزوها به
    Büyükbaban taktığı tüm kontakt lensleri saklamış. Open Subtitles الجد لديه جميع العدسات اللاصقة التي ارتداها
    Bu Phoenicks'in konserde taktığı bileziği. Open Subtitles هذا هو السوار الذي إرتدته (فينيكس) في الحفل الموسيقي.
    Bence birilerinin karasuratısın ki onların taktığı kravat var üzerinde. Open Subtitles أقصد, أنت زنجي أحدٍ ما بإرتدائك لربطة العنق الزنجية هذه
    Bunun gerçekten de böyle olduğunu... ve taktığı sert maskenin altında... ıstırap çeken, nazik, hoşgörülü ve iyi niyetli bir ruh yattığını öğrenecektim. Open Subtitles -و قد علمت أن هذا كان فى الواقع صحيحا -و أن تحت القناع القاسى الذى يرتديه -تقع روح طيبة و عادلة و معذبة
    Müzede taktığı nitril eldivenlerdekinden. Open Subtitles من القُفّازات التي ارتدتها في المُتحف.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more