taktiksel anlamda da ne yaptiginiz hakkinda bir fikrim yok. | Open Subtitles | و من الناحية التكتيكية أنا لا أفهم ما الذي تفعله |
Katıldığı NATO tatbikatlarında taktiksel mükemmeliyetinden bahsediliyor. | Open Subtitles | مشهود لة بالبراعة التكتيكية انضم الى حزب الناتو |
-Sydney'yi bu kadar çabuk göreve göndermek, taktiksel bir hata olur. | Open Subtitles | يعيد سدني إلى الحقل لذا بسرعة. هو خطأ تكتيكي. |
Ki hiç bir taktiksel yaklaşım savaşı Kazanmanıza yetmez. | Open Subtitles | القوة يمكن أن تكون ساحقة بحيث لا وجود لأسلوب تكتيكي في معركة يؤدي إلى نصر ومن ثم سيطرة |
Erişim kodu "Terör Zirvesi." Bu dosyayı senaryodan taktiksel eylem planına güncelliyoruz. | Open Subtitles | ما يحدث هو مؤتمر للإرهابيين ونحن نعدل الملف إلى خطة تكتيكية هجومية |
Goa'uld ile pek çok kez karşılaştınız. Bize taktiksel olarak avantaj sağlayabilirsiniz. | Open Subtitles | لقد واجهتم الجواؤلد عدة مرات يمكنكم منحنا ميزة تكتيكية |
taktiksel analiz, silahsız yakın dövüş, ve yemekleri güzel pişiririm. | Open Subtitles | التحليل التكتيكي في المعارك وأنا ماهر في الطبخ أيضاً |
ADC taktiksel nükleer silahlardan ötürü doğrudan tehdit altında hissetmişti. | Open Subtitles | شعرت "ج أ د" بالتهديد المباشر من الأسلحة النووية التكتيكية |
Düşmanına karşı taktiksel üstünlüğünü kullanmadın mı? | Open Subtitles | أنتي لم تستغلي الميزة التكتيكية الخاصة بكِ ضد عدوك ؟ |
Düşmanına karşı taktiksel üstünlüğünü kullanmadın mı? | Open Subtitles | أنتي لم تستغلي الميزة التكتيكية الخاصة بكِ ضد عدوك ؟ |
taktiksel Üniforma Deneyine hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في التجربة التكتيكية للزي الرسمي |
Geri çekilip yeniden organize olmak taktiksel bir karardı. | Open Subtitles | لقد كان قرار تكتيكي للتراجع وإعادة التجميع |
Her tür operasyonda, romantizm her zaman taktiksel bir seçenektir. | Open Subtitles | في اي نوع من العمليه المغازله دائما خيار تكتيكي |
Yönetmelikleri okumanın sebebi taktiksel bir şey ve bunun ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | بحثت في اللوائح لسبب تكتيكي ، و أريد أن أعلم ما هو |
Yüzbaşının taktiksel zekası çok üstün, başarısızlığa tahammülü yok. | Open Subtitles | كشـف أنها تملك مهارات تكتيكية خاصة مع أقل نسـبة من الخطـأ |
Görünen o ki, bakır çinko metal karışımını taktiksel eğitim kurşunları yani simülasyon cephanesi yapımında kullanılıyorlarmış. | Open Subtitles | إتضح أن، النحاس وفلزات الزنك تستخدم في بناء دورات تدريب تكتيكية تعرف بالذخيرة المقلدة |
taktiksel avantajımız var. Yapacakları her hamleyi biliyorum. | Open Subtitles | إنها أفضلية تكتيكية فأنا أعرف كل حركة قد يتخذونها |
Buralarda olan biten bu değil. Onun taktiksel yardımı gerek. | Open Subtitles | ليس هذا ما يحدث أنا أحتاجها فقط للدعم التكتيكي |
taktiksel analiz, silahsız yakın dövüş, ve yemekleri güzel pişiririm. | Open Subtitles | التحليل التكتيكي في المعارك وأنا ماهر في الطبخ أيضاً |
taktiksel yıkım yaratılıştan daha etkilidir. | Open Subtitles | تكتيكياً التدمير أكثر فعالية من إعادة الإنشاء. |
Bu yerleşimin taktiksel anlamda hiçbir mantığı yok. | Open Subtitles | ومع ذلك، هذه الوضعيّة ليس لها منطقيّة تكتيكيّة تماماً. |
taktiksel bir yaklaşımdı. Gelecekteki saldırıları engellemek için bir uygulanan stratejiydi. | Open Subtitles | لقد كان تفكيراً تكتيكيا أنها إستراتيجيه لدرء أي هجوم مستقبلاً |
taktiksel kısa menzilli karadan havaya roket. | Open Subtitles | جو أرض المدى قصير تكتيكى صاروخ |
Silahlar/Komuta: taktiksel Ateşleme Tetiğini açın. | Open Subtitles | من التحكم للتسليح أزل مفتاح الأمان لإطلاق الصواريخ |
İnsanlar, şehir savaşlarında televizyonun ... ..taktiksel avantajlarını görmezden gelirler. | Open Subtitles | الناس تستخف بالأهميه التكتيكيه للتلفزيون في حرب المدن |