Azalmış nüfus elektrik, gıda, seyahat, binalar ve diğer tüm kaynaklara olan talebin azalması anlamına gelir. | TED | هذا الانخفاض في عدد السكان يعني انخفاض الطلب على الكهرباء والغذاء والسفر والمباني وجميع الموارد الأخرى. |
Sonunda sanırım küresel üretimin yüzde 60'ı ve küresel talebin yüzde 25'i masada idi. | TED | حصلنا بالنهاية على موافقة ما يعادل، 60 بالمئة من الإنتاج العالمي وخمسة وعشرون بالمئة من الطلب. |
Bu talebin, İspanya Kraliçesinden öncelikli olmasını mı istiyorsunuz? | Open Subtitles | تود تقديم هذا الطلب رغم مطلب ملكة إسبانيا ؟ |
Bu talebin resmi yapılmasını istiyorsanız Müdür Shepard onu da ayarlarım. | Open Subtitles | ان أردت الحصول على الطلب من الرؤسـاء مديرة شيبرد يمكنني تدبيرها لك |
Fazladan 50 ev sahibini geriye çekme talebin elime ulaştı. | Open Subtitles | -استلمتُ طلبكَ لتنحية 50 مضيفًا إضافيًّا . |
Son 50 yılda kağıda olan talebin 5 kat artmasıyla birlikte ekin alanları genişliyor. | Open Subtitles | النباتات تتزايد وكذلك الطلب على استخدام الورق خمسة أضعاف خلال خمسون سنة |
Farklı ürünlere olan talebin derecesi doğal olarak bölgelere göre azalıp çoğalabilir ve değişkenlik gösterebilir. | Open Subtitles | ولأن معدل الطلب على السلع المختلفة بطبيعة الحال يتذبذب ويختلف من مكان لآخر |
Böyle bir talebin yüzde 1'ini bile karşılayacak bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجد أي شيء يستطيع حتى أن يقترب من تلبية حتى واحد بالمائة من هذا النوع من الطلب. |
Bu talebin çok kötü sonuçlar doğurmayacağına dair garanti istiyorum. | Open Subtitles | ما أريده هو ضمانة أن هذا الطلب لن يرتد على وجهي |
Bu, veba salgını korkusuyla ilaçlara olan talebin artışından kaynaklanıyor. | Open Subtitles | ويعود الفضل في هذه الزيادة إلى الطلب المتزايد على المضادات الحيوية التي تعالج الوباء |
Ki talebin yüksek olması durumunda fiyat önemli ölçüde azalacaktır. | Open Subtitles | والذي سيقل سعره كثيرًا إن كان حجم الطلب عاليًا. لمَ لستِ في مجال حمالات الصدر؟ |
Tanıtımlardan hisse senetlerine talebin yoğun olacağını biliyorduk. | Open Subtitles | لقد قمنا بجسِّ الشارع الطلب على الأسهم سيكون في قمته |
Fakat, uzmanlık isteyen alanlara talebin azalması ve ülkedeki faaliyetlerin giderek artan maliyeti sebebiyle bir karar verdiler ve tüm üretimi Vietnam'a taşıdılar. | Open Subtitles | ومع ذلك، مع الطلب على أجزاء التخصص إلى أسفل وتكلفة العمليات في هذا البلد ارتفاع مطرد، |
küresel gıda ve tarımda, dalgalı talebin, tarım sisteminin gıda üretimine dair yapısal kapasitesini aştığı nokta olan bir taşma noktamız olabileceği. | TED | سيكون لدينا نقطة تحول في الغذاء والزراعة العالمية عندما يتجاوز الطلب على الغذاء قدرة أنظمة الزراعة على إنتاج وتوفير الغذاء اللازم. |
Böylece ekonomik gelişme hız kazanır; yeni iş olanakları oluşur, gelirde artış gözlemlenir ve daha çok insanın daha çok elektrikli alet kullanmasını sağlayacak yararlı bir döngü oluşturulur, ki bu da elektrik için talebin yerleşmesini sağlar. | TED | وهذا بالتالي يحاكي النمو الاقتصادي خلق فرص عمل، زيادة الدخل وإنتاج دورة مربحة تساعد أشخاصًا أكثر وتتيح أجهزة أكثر وهو ما يخلق الطلب المحلي على الكهرباء |
Ve yüksek teknoloji ürünlerine olan talebin yıllık olarak iki hatta üç katına çıkmasına rağmen, ...birçok durumda arz edilen mallar ...var olan talepten daha hızlı piyasaya sürüldü. | Open Subtitles | و على الرغم من أن معدل الطلب ..على التكنولوجيا المتقدمة يزداد بمعدل ضعفين ..,لـ 3 أضعاف سنوياً فتجد في حالاتٍ عديدة أن مصدراً جديداً ظهر على السطح بسرعة |
ve bu talebin azalacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أتوقع أن يقل الطلب عليه |
Şu an oy verenlerin yüzde 86'sı artık talebin yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor. | Open Subtitles | تشير إستطلاعات الرأي أن بنسبه 86 % من الناخبين تعتقد انه يجب تنفيذ الطلب |
Fazladan 50 ev sahibini geriye çekme talebin elime ulaştı. | Open Subtitles | -استلمتُ طلبكَ لتنحية 50 مضيفًا إضافيًّا . |
talebin geri çevrildi! | Open Subtitles | - طلبكَ مُنكَرُ! إجلسْ! |
talebin reddedildi. | Open Subtitles | طلبكَ مُنكَرُ. |