| Hepimizin tam zamanlı olarak bunun üzerinde çalışmamız gerekmez mi? Sakin, Romeo. | Open Subtitles | بالضبط ، اليس من المفروض أن نشتغل بدوام كامل على هذا ؟ |
| Şimdi tam zamanlı olarak, çok cüzi bir ücret ile bu projede çalışıyor. | TED | لذا فهي تعمل الآن بدوام كامل على هذا الأجر الصغير جداً. |
| Bu seviyede ya da daha düşük seviyedeki bütün ajanlar tam zamanlı olarak bu iş üzerinde çalışacak. | Open Subtitles | أي عميل مرتبط بعملية بنفس المرحلة أو اقل منها فسيعمل هنا بدوام كامل |
| İşini bırakıp okula tam zamanlı olarak mı gitmek istiyorsun? | Open Subtitles | تريدين الاستقالة من وظيفتك الذهاب للدراسة بدوام كامل ؟ |
| Seni tam zamanlı olarak işe almayı istediğimi düşünüyordum. Ama şimdi sana güvenebileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | حسبت أنني أريد توظيفك بدوام كامل لكن بعد أن عرفت أنني أستطيع الثقة بك |
| Seni tam zamanlı olarak işe almak isteyeceğimi düşünüyordum ve şimdi sana güvenebileceğimi biliyorum, artık istediğimden eminim. | Open Subtitles | فكرت أنني أريد توظيفك بدوام كامل لكنني بعد أن عرفت أنني أستطيع الوثوق بك، أنا متأكد من أنني سأفعل |
| Şu andan itibaren seni tam zamanlı olarak istiyorum. | Open Subtitles | أريدك بدوام كامل, بدءاً من الآن |
| Tebrikler. tam zamanlı olarak işe alındığını duydum. | Open Subtitles | قيل لى بأنكِ ستعملين بدوام كامل هنا |
| Seni bu işe tam zamanlı olarak vermek istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تعمل على تلك القضية بدوام كامل |
| Seni tam zamanlı olarak alabiliriz. | Open Subtitles | قد اضطر لجعلك تعمل بدوام كامل |
| Sharma, departmanım için tam zamanlı olarak tahsis edildi. | Open Subtitles | (شارما)، كُرست لإدارتي بدوام كامل |