"tamamı" - Translation from Turkish to Arabic

    • بأكملها
        
    • كامل
        
    • كلها
        
    • بالكامل
        
    • بأكمله
        
    • كاملة
        
    • الكاملة
        
    • الكامل
        
    • بكاملها
        
    • كاملاً
        
    • كلّها
        
    • بأسرها
        
    • بكامله
        
    • برمته
        
    • برمتها
        
    Alttaki sayı tamamı üstteki de kaç dilim olduğunu gösteriyor. Open Subtitles الرقم السفلي هو الكعكة بأكملها والرقم العلوي يمثّل عدد الطبقات
    Yiyecek nihayet bittiğinde ordunun tamamı ölüp gidecek arkalarında mahvolmuş bir alan bırakarak. Open Subtitles عندما ينفذُ الطعام أخيراً سينفقُ كامل الجيش لكِن ليسَ قبل أن يُهلِكَ الأرض.
    Kafasının tamamı avını bulmak için gerginleştirdiği iki büyük gözle kaplıdır. Open Subtitles يملئ رأسه كلها عينان ضخمتان يجتهد في استخدامهما للكشف عن فريسته
    Neredeyse arazinin tamamı sönmek bilmeyen milyonlarca meşaleyle kaplı gibiydi. Open Subtitles وهي تطوق محيط الميدان بالكامل بمصابيحهم ذات قوة المليون شمعة
    O kadar iyi bir şey ki bilimsel çabanın bir alanının tamamı evreni incelemeye adanmıştır. TED أمر جيد لدرجة أن حقلا بأكمله من المساعي العلمية مكرس لدراستها.
    Bazı kötü hikayelerin doğru olmadığını değil, o hikayelerin bizi insanların aslında ne olduğunu görmemize engel olduğu söylüyorum, çünkü resmin tamamı bu hikayelerden ibaret değil. TED أنا لا أقول أن بعض هذه القصص السلبية ليست صحيحة، ولكن تلك القصص تسمح لنا أن لا نرى حقيقة الأشخاص، لأنها لا تشكل صورة كاملة عنهم.
    Peki o zaman evin tamamı için ne kadar teklif ediyorsun? Open Subtitles ‫اذاً ، ماذا تقترح أن تقدم ‫للشقة بأكملها ، كما هي؟
    Hayatlarının tamamı birçok farklı yerden parçalar alıp onları mozaik cam üzerine yerleştirmekle geçecek. TED وسوف تنقضي حياتهم بأكملها في أخذ اجزاء من كثير من الاماكن المختلفه وجمعها معاً لتكوّن قطعه متكامله كزجاجٍ ملوّن.
    Hareketleri başarıya ulaştığında cezaevlerinin tamamı yeniden şekillendirildi ve koşu bandı gibi yeni rehabilitasyon yöntemleri getirildi. TED عندما نجحت حركتهم، تمت إعادة تشكيل السجون بأكملها وأساليب إعادة تأهيل جديدة، كإدخال المشايات في العملية.
    30.000 km3'lük kendi sisteminin tamamı içinde. Open Subtitles على كامل كيانها المؤلف من 8000 ميلا مكعبا
    Bir dakika sürdü, Mösyö. Dosyanın tamamı. Open Subtitles إنه مُحدّث حتى هذه اللحظة، إنّه كامل تماماً.
    Gittikçe kötüleşiyor. Sağ eli ve önkolunun tamamı felç oldu. Open Subtitles حالته تزداد سوءاً الآن يده اليمنى كلها و ساعده مشلولون
    tamamı iş, hepsi iş, tamamı realite, tamamı kan, ter ancak gözyaşı barındırmaz. TED إذ أن كلها عمل، كلها جهد، كلها واقع، كلها تضحية، كلها عرق، وبلا دموع.
    Görünüşe göre, oyuncu topu elinden bırakmadan önce, lobutların tamamı ayarlanmamış. Open Subtitles القطع لم تكن وضعت بالكامل قبل ان يقوم الاعب باطلاق الكرة
    Aslında, hücrenin tamamı hiçbir zaman temizlenmemiş ki yerler ve duvarlar kan ve balgamla kaplı. TED في الواقع، الزنزانة بالكامل لم تُنظف أبدًا، لذلك فالأرضية والجدران مغطَّاة بالدم والمخاط.
    Silahın tamamı içi boş alüminyum tüplerden yapılacak. Open Subtitles الشيء بأكمله يجب أن تتكون من سلسلة من أنابيب الألومنيوم مجوفة و يمكن ان تربط سوية باللاووظ سوية.
    Başın tamamı muhallebinin içine daldırılıyor. Open Subtitles ويأخذون الرأس بأكمله ويغرقونه داخل نوع من المهلبية.
    Ananası daha sonra hayal etmeye çalıştığında, bu grubun tamamı harekete geçerek, zihindeki görüntüyü oluşturur. TED إذا حاولت أن تتخيل حبة أناناس فيما بعد، سوف تضيء المجموعة بأكملها، لتجميع صورة ذهنية كاملة.
    Tezin tamamı hâlâ daktiloya geçiriliyor ama cuma gününe kadar elinizde olur. Open Subtitles الأطروحة الكاملة لا تزال قيد الطباعه و لكنها ستكون أمامك يوم الجمعه
    Maalesef programın tamamı sadece çekirdek veritabanında mevcut. Open Subtitles السوء الحظ , هذا ما أقصدهُ البرنامج الكامل موجود فقط في قلب الحماية عن طريق المعلومات الكترونية
    Bu yüzden Norland'ın tamamı, kanunen senin. Open Subtitles إذاً، وفقاً للقانون، نورلاند بكاملها تصبح ملكاً لك
    İşte burası da depoda tamamı bir araya geldiği zamanki serginin görüntüsü. TED وهذا شكل المعرض كاملاً بعد جمعه في هذا المستودع.
    Pekala, görünüşe göre bir düzine dosya bulduk,.. ...tamamı müzik parçası. Open Subtitles حسنٌ، يبدو مثل أن لدينا حوالي دزينة ملفات، كلّها أغاني صوتية
    1959'dan beri Antarktika'nın tamamı uluslararası bir antlaşmayla korunuyor. Open Subtitles منذ 1959، أنتاركتيكا بأسرها مصونة وفق معاهدةٍ دولية
    ve oğlu Darius zamanına kadar, Doğu Akdenizin tamamı Pers kontrolünde bulunuyor. TED وبحلول فترة حكم ابنه داريوس، ساحل البحر الأبيض المتوسط الشرقي بكامله يقع تحت سيطرة الفرس.
    Yeni tanışmış olsaydık bunun cevabın tamamı olduğuna ikna olurdum. Open Subtitles ولو أننا التقينا للتو سأصدق أن هذا هو الأمر برمته
    Bu lanet şeyde üç-dört günlük olayların tamamı var. Open Subtitles اتعلم ، كان هناك فترة ثلاثة أو أربعة ايام للمسالة برمتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more