"tamamen aynı" - Translation from Turkish to Arabic

    • نفس
        
    • بنفس
        
    • نفسهِ
        
    • مشابهة تماما مثل
        
    Fazladan yatak odası ve dekoru dışında tamamen aynı tasarıma sahip. Open Subtitles حسناً، إنّها نفس التصميم تماماً بإستثناء غرفة نوم إضافيّة وموضوع الديكور.
    Benim laboratuvarda aldığım beyaz hap ile sizin aldığınız tamamen aynı şeyler. Open Subtitles الحبة البيضاء التي أخذتها في المختبر هي نفس الحبوب التي تتعاطينها تماماً
    Dünyadaki tüm çayırlıklarda her biri tamamen aynı işi yapan milyarlarca karınca kolonisi düşünülürse biçilen çimen miktarı akıl almazdır. Open Subtitles ومع وجود مليارات من المستعمرات عبر المراعي في العالم وكلهم يفعلون نفس الشيء يا لها من كمية عشب محيّرة للعقل
    Peki insan tamamen aynı yerinden iki kez nasıl vurulabilir? Open Subtitles كيف يتعرّض شخص لإطلاق نار مرّتين بنفس المكان بالضبط ؟
    TAMAMEN AYNI BOMBALAMA SENARYOSU. Open Subtitles سيناريو التفجير نفسهِ
    Bu Kral Solomon'un düğümündeki yarı dairelerle tamamen aynı. Open Subtitles إنها مشابهة تماما مثل الدوائر الداخلية بداخل عقدة الملك سليمان.
    Bahettiğimiz tamamen aynı şey, aynı aktivite fakat biri kendinizi harika hissettiriyor diğeri, ufak bir duruş değişikliği ile kendinizi berbat hissettiriyor. TED ما لدينا هو نفس الشيء, نفس الفعل, ولكن أحدهما يجعلك تشعر بالعظمة والآخر ، مع تغيير صغير بالوقفة يجعلك تشعر بالسوء.
    Eğer çok kilo verirseniz, beyniniz sanki açlıktan ölecekmişsiniz gibi tepki verir, ve kilo vermeye başladığınızda şişman da zayıf da olsanız, beyninizin tepkisi tamamen aynı olacaktır. TED إذا فقدت وزن كثير، يتفاعل دماغك كما لو كنت جائع، وسواء ان كنت رقيقة، أو سمين اساسياً, استجابة دماغك هو نفس الشيء.
    Gençler ekonomiyi dairesel bir lensle görürlerse, tamamen aynı ufukta yepyeni fırsatları görürler. TED عندما ينظر الصغار للاقتصاد عن طريق عدسة مدورة، يمكنهم أن ينظروا لفرص متعددة على نفس المدى.
    Çünkü bu kök hücre kültürüyle tamamen aynı görüntüye sahip. Büyük yeşil hücreler, küçük ve olgunlaşmamış hücreleri sarmalıyor. TED لأنها تشبه تماماً نفس زرع الخلايا الجذعية، مع خلايا خضراء كبيرة محاطة بخلايا صغيرة فجّة غير ناضجة.
    Gördüğünüz ile tamamen aynı özelliklere sahip ama sadece biraz daha iyi hale getirilmiş versiyonu. TED لدينا هنا بالضبط نفس السلوك التي رأيتم ولكن في نسخة أفضل منه بقليل
    Ama genellikle unuttuğumuz şey, gelecekteki hâlimiz şimdiki hâlimizle tamamen aynı kişi. TED لكننا ننسى أن شخصيتنا في المستقبل هي بالضبط نفس الشخص الذي نحن عليه في الحاضر.
    Bu duvarlar çok farklı görünmelerine rağmen, Galois bunların altında yatan simetrinin aslında tamamen aynı olduğunu gösteren bir dil geliştirmiştir. TED و على الرغم من أن هذه الجدران جد مختلفة، أنتج ڴالوا لغة لقول أن نفس التماثلات تكمن ورائها.
    İsterseniz buna Coca-Cola yöntemi deyin, tamamen aynı yöntem. TED يمكننا ان نسمي تلك الطريقة طريقة كوكا كولا .. ان احببتم لقد كنا نتبع نفس الطريقة
    tamamen aynı veri ama sizi etkilemek için resimde oynama yaptım. TED هذه هي نفس البيانات ولكني تلاعبت بطريقة تقديمها للتأثير عليكم.
    Binbaşı Kuzmin, 10 dakikadır burada durup size tamamen aynı şeyleri söylüyorum. Open Subtitles القائد كوزمو كنت واقف هنا في الدقائق العشر يخبروك بالضبط بنفس الشيء
    Milyonlarca genç kız var ve bence hepsi tamamen aynı görünüyorlar. Open Subtitles هناك مليون شابة بالجوار وهم جميعاً يَنْظرونَ لي بنفس النظرة بالضبط.
    TAMAMEN AYNI BOMBALAMA SENARYOSU. Open Subtitles سيناريو التفجير نفسهِ
    Bu Kral Solomon'un düğümündeki yarı dairelerle tamamen aynı. Open Subtitles إنها مشابهة تماما مثل الدوائر الداخلية بداخل عقدة الملك سليمان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more