"tampon" - Translation from Turkish to Arabic

    • العازل
        
    • سدادة
        
    • سدادات قطنية
        
    • المصد
        
    • تامبون
        
    • حشا
        
    • العازلة
        
    • السدادات
        
    • الكمادات
        
    • حفائظ
        
    • حفاظة
        
    • حاجز
        
    • الفوط
        
    • المصدّ
        
    • سدّادة قطنيّة
        
    Haklıydık. Bir şey tampon ünitesinin aşırı yüklenmesine neden olmuş. Bu yanmış. Open Subtitles كنا على حق ، شيء ما تسبب بزيادة الحمل على العازل إنه شبه متفحم
    Plastik tampon, plastik top, kauçuk ayakkabı, metal zımba balık oltası, bisiklet tutacağı oyuncak tren, oyuncak uçak, kapı kolu el feneri kabı, araba üzerindeki bozulmuş tabaka gibi. Open Subtitles سدادة بلاستيكية , مقبض بلاستيكي , حذاء مطاطي , مشبك معدني سنارة سمك , مسكة دراجة لعبة قطار , لعبة طائرة , مفك
    Ama yook, ben tampon bile olmayan bir evde yaşıyorum! Open Subtitles لا لكني اعيش في منزل لا يوجد فيه سدادات قطنية
    Bu naçizane nükteli tampon çıkartmalarına nazik davranman hususunda ısrar ediyorum. Open Subtitles أصر على أن تهتم بشكل خاص بـ مجموعتي, القيمة و الطريفة من ملصقات المصد
    Dedi ki Astrid'in dediğine göre Natalie geçen hafta Twinkle'da tampon almış. Open Subtitles قالت بأن آستريد قالت بأنها أعطت ناتالي قطنة تامبون الاسبوع الماضي في توينكل
    Ateşli siyah doktoru var ve Steve'in burnunda bir tampon. Open Subtitles وهي يجري مارس الجنس من قبل، طبيب الأسود الساخن، وكان ستيف حشا في أنفه. لا المسابقة.
    1200 millik tampon bölge olayına alışmıştım. Open Subtitles كنتُ معتاداً على منطقة الـ 1200 ميل العازلة
    tampon, karton ve lastikten ev yapımı silah. Open Subtitles مسدس ضغط مصنوع من السدادات القطنية والأربطة المطاطية
    tampon ünitesini devre dışı bırakacak bir alt program yazabilsek bile, reaktörün kritik noktaya erişmesi riskimiz var. Open Subtitles حتى لو تمكنا من كتابة روتين ثانوي للحاسوب لتجاوز العازل لا تزال مخاطر المفاعل جارية فحالته حرجة
    tampon ünitesini onarmak için ne gerekiyorsa kullan. Diğer bütün sistemleri parçala. Open Subtitles استخدمي أي شيء لإصلاح العازل حتى لو كان من أنظمة أخرى
    Güzel kravat. Bir tampon alabilir miyim? Open Subtitles ربطة عنق جميلة هل بإمكاني أن أستعير سدادة أذن منها؟
    Rahatsız edici biçimde, insanı yanlış şeylere yönlendiren bi tampon gibi yok saymak imkânsızdı. Open Subtitles ومثل سدادة قطنية غير مريحة,‏ كان من المستحيل تجاهله.
    Evet, çantamda tampon da var ama onları sadece ayda bir kullanıyorum. Open Subtitles نعم .. حسناً لدي أيضا سدادات قطنية في شنطتي لكني أستخدمهم مرة في الشهر
    Bandoya ketçapa batmış tampon atacağız. Open Subtitles سوف نرمي سدادات قطنية مغطاة بالكاتشاب على فرقة المسير
    - tampon mu? - Evet, sence de öyle değil mi? Open Subtitles ـ المصد الأمامي ـ نعم ، وماذا كنت تعتقد؟
    Mesela, tampon Run isimli oyunu oluşturan iki lise öğrencimizi ele alalım. Evet, tampon Run-- regl tabusuna ve oyunlardaki cinsiyetçilikle savaşıyor. TED فلنأخذ على سبيل المثال، اثنتين من طالبات الثانوية لدينا اللتين قامتا ببناء لعبة تسمى "تامبون ران" - نعم، "جرية السدادة القطنية" - لمحاربة تابو الحيض والتمييز على أساس الجنس في الألعاب.
    Çoğu erkeğin kullanılmış tampon görmediğini biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعلم أن معظم الرجال قد رأيت حتى أي وقت مضى حشا المستخدمة؟
    tampon bölgem 1200 milden, 2 adıma düştü. Open Subtitles منطقتي العازلة بحدود الـ 1200 كيلومتر أصبحت قدمين فحسب
    Kimse bana pişirmeyi öğretmedi. Kimse bana tampon nasıl kullanılır öğretmedi. Open Subtitles لم يعلمني أحد كيف أستخدم السدادات القطنية.
    Prova öncesi için sıcak tampon, sonrası için soğuk tampon, Open Subtitles اه، وحصلنا على الكمادات الساخنة لقبل بروفة،
    Öyle. tampon almanın bu kadar zor olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles انهو كذالك , لم اكن اعلم انه شراء حفائظ صعب الى هذي الدرجه .
    Yoksa yakasina kanli bir tampon mu igneleyeceksin? Open Subtitles هو إنِك تضعين حفاظة على سترته؟
    Uyandım... tampon yamulmuş ve ve üzerinde biraz kan ve saç vardı. Open Subtitles حاجز السيارة كان منبعجا وهناك بعض الدم وبعض الشعر
    Tamam, eğer baban nereye gittiğimizi sorarsa, ona tampon almaya gittiğimizi söylersin, zaten ondan sonra başka bir şey sormaz. Open Subtitles حسن، إن أراد والدك معرفة أين كنّا فأخبريه بأنّي صحبتك لشراء الفوط النسائية ولن يطرح أيّة أسئلة أخرى بعد ذلك
    O tampon büyük bir suç mahallinde bulundu. Open Subtitles لقد تم العثور على هذا المصدّ في مسرح جريمة كبرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more