"tanışmadığım" - Translation from Turkish to Arabic

• أقابله
• أقابلها
• اقابلها
• اقابله
• أقابلهم
• ألتقيه
• أُقابلها
• ألتقي به

Bugün, beni henüz tanışmadığım bir adamla evlendirdi.
اليوم قد زوجني لرجل لم أقابله من قبل أبدا

Merhaba, daha önce tanışmadığım ilginç insan.
مرحبًا، بالشخص الغريب الذي لم أقابله أبداً

Daha önce hiç tanışmadığım bir kız benim ve binlerce insanın hayatını değiştirdi
فتاة لم أقابلها من قبل غيرت حياتي وحياة الآلاف من الأشخاص.

Hiç tanışmadığım bir oyuncuyla üç filmlik bir anlaşma yapacağımı mı sanıyorsun?
هل تعتقدين انني ساعقد ثلاثة اتفاقات على ثلاثة افلام مع ممثلة لم اقابلها من قبل ؟

Hayır, hiç tanışmadığım biyolojik babamın çocuğu.
كلا, انه ابن ابي البيولوجي الذي لم اقابله

Aslında yaptığım sen sevdiğim bazı işleri bizzat tanışmadığım insanlarla yaptım.
في الواقع، بعض الأشياء المفضلة التي لم يسبق أن قمت بها هي ما قمت به مع أشخاص لم أقابلهم وجهًا لوجه.

Her ne kadar, henüz tanışmadığım biri olsa da.
على الرغم من أن هناك . شخص لم ألتقيه بعد

Bölgemin çok dışında, daha önce hiç tanışmadığım bir kadının durup dururken tutuklanması için benimle temasa geçtiğini mi söyleyeceğim Patterson'a?
إذن، يفترض عليّ أن أخبر (باترسن) بأنّ امرأة لم أُقابلها قط صادف أن تتصلي بي .. حتى أقوم بإلقاء القبض عليه

Daha da kötüsü her gece uyanıp hiç tanışmadığım birini arzulamak var olmayan bir kızı sevmek.
و الأسوء، هو الإستيقاظ كل ليلة بإنتظار شخص لم أقابله الوقوع في حب فتاة غير موجودة

Onun gözünde beni bir aptal yerine koydu hiç tanışmadığım ve bana hiçbir yanlışı dokunmayan bir adamın.
لقد جعلتني أبدو كالأحمق أمامه رجل لم أقابله من قبل رجل لم يفعل لي اي شيء خاطئ

Oğlum, hiç tanışmadığım zengin bir göt tarafından okula getiriliyor.
إبني يرعاه واحد من الأغنياء حتى أني لم أقابله.

Hiç tanışmadığım birini öldürebilesin diye suikastçı kılığına girmeyeceğim.
لن أتنكر كقاتل حتى يُمكنك قتل شخصاً ما لم أقابله قط

Hiç tanışmadığım bir ortaktan hemen buraya gelmemi yoksa barodan attıracağını söyleyen bir e-mail aldım.
لقد تلقيت إيميل من شريك لم أقابله من قبل يخبرني أن أسرع إلى هنا وإلا سيتنصل من شراكتي

- Hiç tanışmadığım bir oğlum. Birlikte ilk gecemizden bu yana hiç görmediğim karımdan doğma.
ابنٌ لم أقابله قطّ، وُلد من زوجةٍ لم أرَها منذ أوّل ليلةٍ لنا معًا.

Daha önce tanışmadığım kızlardan hiçbiri beni senin kadar tanımıyor galiba.
حسناً، أعتقد أن لا شخص يعرفني أفضل منك، الفتاة التيّ لم أقابلها مسبقاً.

28 yıl hiç tanışmadığım bir çocuğu korudum.
28سنة كنت أحمي الطفلة التي لم أقابلها قط

Alınma, Jacob, ama geçen sefer sizin adamlarınızın yardım ettiği karışıklığın sonunda daha önce hiç tanışmadığım bir kız arkadaşımı kurtarmaya gitmiştim.
بدون إهانه , لكن أخر مره ياشباب " ساعدتونى على التخلص من الـ " ضغط أنتهى بى الحال أنقذ خليله مسنه لم أقابلها من قبل

Hiç tanışmadığım bir kadına aşık olduğum için kızgın.
حسنا , انه غاضب فقط لأننى أحب فتاه لم اقابلها من قبل

Daha önce tanışmadığım bir bayanın, bana selam vermesi alışılageldik bir durum değildi.
كان غير معتادا ان تقول امرأة لي (مرحبا) عندما اقابلها

Hadi canım! Ben de hiç tanışmadığım bir adama aşığım. Görmeden!
محال , وأنا أيضا احب رجلا لم اقابله من قبل , لا تنظر

Hiç tanışmadığım insanlarla nasıl dalga geçebilirim ki?
كيف يمكنني أن أسخر من أشخاص لم أقابلهم ؟

Hiç tanışmadığım amcam rolüne girmek.
للتظاهر أنني عمي الذي لم ألتقيه

Hiç tanışmadığım birisi ortaya çıkıyor ve bize para saçıyor, nedenini merak edersiniz.
شخص ما لم ألتقي به يظهر ويرمي المال علينا يجب أن تتسائل عن السبب