İkisi de uyuşturucunun ve karışım maddelerinin yakılışına tanıklık etmiş. | Open Subtitles | كلاهما شهد أحراق المخدرات وعوامل المزج |
Bağdat'ta sorumluluklarını yerine getirmeyen iki Kıdemli Başçavuş'a karşı tanıklık etmiş. | Open Subtitles | شهد ضدّ رقيبين في "بغداد" كانا قد خرقا قواعد الاشتباك شرف الكشافة و العميلة الفيديرالية؟ |
Bizler insanlığın sonuna tanıklık etmiş bir nesiliz. | Open Subtitles | إننا من الجيل الذي شهد نهاية البشريّة. |
Kazaya ve sonrasına tanıklık etmiş birçok kişi hala psikolojik tedavi görüyor. | Open Subtitles | العديد من أولئك الذين شهدوا الحادث و بعد الذي أعقب لا تزال حتى يومنا هذا تحت الرعاية النفسية . |
Bu şeytani hortumdan önce Travis ve diğer 5 çocuk Roscoe Gulch aleyhinde tanıklık etmiş. | Open Subtitles | قبل أن يضرب الإعصار المدمر ترافيس)بالإضافة إلى 5أولاد آخرين) (شهدوا ضد (روسكو غولش |
İki çocuk cinayete tanıklık etmiş. | Open Subtitles | لقد شهد طفلان جريمة القتل |
Bir tanık, Charlie Rossmore Porscha'nın ateş ettiği ve Çavuş Blake'i öldürdü diye tanıklık etmiş. | Open Subtitles | (شاهد عيان اسمه (تشارلي روسمور شهد أنه رأي (بورشا) تطلق الرصاصة (التي قتلت الرقيبة (بلايك |