Bayan Eels,muhtemelen tanıklık yapmak zorunda kalacaksınız.. | Open Subtitles | السّيدة ايلس ، من المحتمل ستذهبين للشهادة |
Motive nedeni hakkında tanıklık yapmak isteyen kimliği belirsiz bir kaynağımız bile var | Open Subtitles | حتى أن لدينا مصدرًا سريًا مستعد للشهادة حول دوافعها. |
Bir anlaşma karşılığında size karşı tanıklık yapmak için çok istekli görünüyordu. | Open Subtitles | وهو على استعداد تام للشهادة ضدك مُقابل صفقة |
Motive nedeni hakkında tanıklık yapmak isteyen kimliği belirsiz bir kaynağımız bile var | Open Subtitles | حتى أن لدينا مصدرًا سريًا مستعد للشهادة حول دوافعها. |
Başka bir davada tanıklık yapmak için Westin'da kalıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنت تقيم في فندق ويستن بينما أنت تدلي بشهادتك هنا نعم |
Arkadaşınız Elisha lehine tanıklık yapmak için mi buradasınız? | Open Subtitles | أنت هنا للإدلاء بشهادتك بصفتك صديقاً لإليشا؟ |
22 yaşındayım, ve burada tanıklık yapmak için bulunuyorum. | Open Subtitles | عمري 22 سنة وأنا مؤهلة للشهادة في ذلك |
Yarın tanıklık yapmak için çağrılacağım gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنني مطلوبة للشهادة غدا |
Kardeşin ve benle Teksas'a gelirsen asla tanıklık yapmak zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | ارجع معي أنا وأختك إلى (تكساس)، ولن تضطر للشهادة أبداً. |
Bir itirafçı olarak tanıklık yapmak üzereydi. | Open Subtitles | لقد كان على وشك الشهادة ك(مُبلّغ) المُبلّغ هو الشخص الذي يذهب أولا للشهادة ضد جريمة للحصول على عفو(whistle-blower( |
Size karşı tanıklık yapmak için can atıyor. | Open Subtitles | إنها مُتشوقة للشهادة ضدك |
Bay Keegan sadece tanıklık yapmak için mi burada yoksa? | Open Subtitles | أو السيد (كيغان) هنا فقط للشهادة ؟ |