| Dün akşam ormanda bir kızın cesedini buldum ve tanıyamadım. | Open Subtitles | وحدت فتاة ميتة في الغابة ليلة أمس ولم أتعرف عليها، |
| El yazısını tanıyamadım. Çok basit yazım hataları yapmıştı. | TED | لم أتعرف على خط يده، فقد ارتكب أخطاء إملائية بسيطة. |
| Afedersin üstünde bunlar olmadan seni tanıyamadım. | Open Subtitles | آسف لأننى لم أعرفك بسبب انك غير مرتدى الحفاضات |
| - Kusura bakmayın, sizi tanıyamadım Çavuş. - Burada kaç kişi görevde? | Open Subtitles | اسف, لم أتعرّف عليك كم رجل فى هذا الأمر ايها العسكرى ؟ |
| Ben seni tanıyamadım! Kirpiğin sana ait olduğunu bilemezler. | Open Subtitles | أنا نفسي لا أستطيع التعرف عليكَ إنهم لن يربطوا الرمش بكَ |
| Cumartesi günü, 22 yıl sonra onu ilk kez gördüm ve tanıyamadım. | Open Subtitles | يوم السبت ,كانت اول مرة اراه فيها خلال 22 عاما ولم اتعرف عليه |
| Onları tanıyamadım. Öyle büyümüşler ki. | Open Subtitles | لم أتعرف إليهم لأول وهلة,لقد كبروا سريعاً |
| - Oyum. Seni peruğun yokken tanıyamadım. O peruklarla çok hoş oluyorsunuz. | Open Subtitles | لم أتعرف عليك بدون الشعر المستعار يبدو شكلكم جميلا بالشعر المستعار |
| Sizi yeniden görmek ne güzel. Bu kılıkta görünce sizi tanıyamadım. | Open Subtitles | من الرائع رؤينك مجدداً لم أتعرف عليك, تبدين مختلفة تماماً |
| Seni makyajsız tanıyamadım. Michaels dosyasını aldın mı? | Open Subtitles | لم أتعرف عليك بعد ازالة المكياج، حصلت على ملف مايكلز؟ |
| Elbette kazara. Seni insan formundayken tanıyamadım. | Open Subtitles | وذلك بالصدفة، فأنا لم أتعرف على شكلك البشري |
| Onu bulduğumda, cebinden bu düşmüştü. Ben bu nişanı tanıyamadım, ya sen? | Open Subtitles | لقد سقط هذا من جيبه عندما وجدته لم أتعرف على الإشارة ، هل تعرفها؟ |
| Bilgisayarın olmadan seni neredeyse tanıyamadım. | Open Subtitles | كدت ألا أعرفك بدون جهاز الكومبيوتر الخاص بك |
| Başta seni tanıyamadım. Hasta olduğunu sandım. | Open Subtitles | لم أعرفك لأول وهلة ظننتك مريضا |
| O kadar iyi görünüyordu ki neredeyse onu tanıyamadım. Pam mutluydu. | Open Subtitles | وكِدتُ لمْ أتعرّف عليها، فقد بدت بحالة جيّدة حقاً، وكانت سعيدة. |
| Ama bu insanların çoğunu tanıyamadım. | Open Subtitles | لكننى لا استطيع التعرف على الكثير من هؤلاء الناس |
| İIk karşılaştığımızda, başta tanıyamadım. | Open Subtitles | عندما ألتقيت بها في البداية، لم اتعرف عليها |
| İlk anda tanıyamadım. Arka taraftalar. | Open Subtitles | لم اعرفك فى بادئ الأمر, انهم جميعا بالخلف |
| - Patronun. - Sesinizi tanıyamadım Bay Webster. - Ben Peter Ramsey. | Open Subtitles | -عذرا لم أميز صوتك يا مستر ويبستر أنا بيتر رامزي، من تكون؟ |
| Patrick Jane. Sizi dün olay mahâllinde tanıyamadım. | Open Subtitles | (باتريك جاين) لم أعرفكِ بالأمس في مسرح الجريمة |
| Şey, güneşe arkan dönük olarak durduğun için seni hemen tanıyamadım. | Open Subtitles | نعم الامر كذلك أنت كنت تقف بظهرك إلى الشمس لذا أنا لم استطيع تمييزك على الفور |
| Sizi üniformasız tanıyamadım. | Open Subtitles | لَمْ أَعْرفْك بدون الزيّ الرسمي |
| Sizi tanıyamadım. Erzak getirenlerden biri için mi çalışıyordunuz? | Open Subtitles | إنني لا أتعرفك هل عملت لدى أحد الموردين؟ |
| Kız arkadaşım belinde sarılı olmadığı için seni tanıyamadım. | Open Subtitles | لم اميزك بدون أن أرى صديقتي ملتفة حول خصرك |
| Vay vay. Kırmızı deri kostümün olmadan seni tanıyamadım. | Open Subtitles | يا للهول، لم أميّزك بدون الثوب الجلديّ الأحمر. |
| Onu daha önce iyi tanıyamadım, kafası hep çizim defterine gömülüydü. | Open Subtitles | لم أعرفه عن قرب من قبل كان منهمكاً في الرسم دائماً |
| Şişme koyunlar olmadan tanıyamadım. | Open Subtitles | لم أميزها بدون تلك الخراف القابلة للنفخ |