Hepsi bulunmuş. Bir tanesi hariç. | Open Subtitles | كلّها معدودة ما عدا واحدة تحمل من واحد إلى خمسة طن |
Bir tanesi hariç tüm kurşunları çıkaracağım. | Open Subtitles | أنا سألقى طلقاتى كلها ما عدا واحدة |
Onun gideceği bir seyahat daha olmayacak artık son bir tanesi hariç. | Open Subtitles | فلم يعد هناك المزيد من الرحلات له ماعدا واحدة |
Şu bir tanesi hariç. Booty? | Open Subtitles | جميعهم ماعدا ذلك الصاحب بوتي ؟ |
Zimbabve bağımsızlığını kazanınca bir tanesi hariç tüm kuşların anıtları iade edildi. | TED | بعد أن حصلت زمبابوي على استقلالها، جميع الطيور باستثناء واحد أعيدت إلى النصب التذكاري. |
- Evet. - Olaya bak? Bir tanesi hariç hepsi öldü. | Open Subtitles | نعم والآن جميعهم اموات ماعدا واحد فقط |
Önemsiz arkadaşların umurumda bile değil, bir tanesi hariç. | Open Subtitles | لا أهتم برجالك الذين لا يساوون شيئًا فيما عدا واحد |
Bir tanesi hariç bütün hatları kestiğinizi biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم أنكم قمتم بتعطيل كل خطوط الهاتف بإستثناء واحد |
Bir tanesi hariç hiçbiri ilişkili görünmüyor. | Open Subtitles | لا يبدو بها أي ارتباط عدا واحدة |
Bir tanesi hariç. | Open Subtitles | كلها ما عدا واحدة |
Bir tanesi hariç. | Open Subtitles | عدا واحدة |
bir tanesi hariç diğer tüm yarışçılardan tam bir tur öndeydi. | Open Subtitles | جميع السيارات كانت ثنائية ماعدا واحدة. |
Bir tanesi hariç hepsi. | Open Subtitles | جميعهن ماعدا واحدة. |
Tüm kemikler ama bir tanesi hariç. | Open Subtitles | ...كل العظام ماعدا واحدة... |
Bir tanesi hariç. | Open Subtitles | جميعهم ماعدا هذا |
Girdiğim en kötü iş. Bir tanesi hariç. | Open Subtitles | إنه أسوء عمل قد واجهته باستثناء واحد |
Bir tanesi hariç tüm derslerini bırakmıştı. | Open Subtitles | انخفض كل من دروسها، باستثناء واحد. |
Bir tanesi hariç. | Open Subtitles | كل ماعدا واحد |
Bir tanesi hariç. | Open Subtitles | جميعهم عدا واحد |
Japonya, bir tanesi hariç Çin'in en önemli şehirlerini ele geçirmiş durumda. | Open Subtitles | " إحتلت "اليابان" مدن "الصين" الأكثر أهمية، بإستثناء واحد " |