Yalnız geçen iki sene önce, kendini tarif ediyor olabilirdin. | Open Subtitles | حسناً ما عدا السنتين الماضيتان أنت يمكنك أن تصف نفسك |
Bu hiyeroglifler, herhangi birinin sahip olabileceğinden daha büyük bir takım belirli güçleri tarif ediyor. | Open Subtitles | تلك الحروف الهيروغليفية تصف قدرات جمّة، لا يمكن أن يحوزها شخص واحد |
Asistanım, eseri ayrıntılı bir biçimde tarif ediyor bana. | Open Subtitles | مساعدتي تصف لي العمل بتفاصيل كثيرة |
Bu makalede Bay Selinger yaşadıklarını şu şekilde tarif ediyor. | TED | في تلك المقالة كتب السيد سيلنجير التالي لكي يصف ما يحدث معه |
Asistanım, eseri ayrıntılı bir biçimde tarif ediyor bana. | Open Subtitles | مساعديني يصفون العمل لي بتفاصيل كبيرة. |
Öldürmeseydin şimdi seni kaşına kadar tarif ediyor olurdu. | Open Subtitles | لو لم تفعلها، لقام بإعطاء أوصافك لهم الآن. |
Bir Kraliyet pitonunu tarif ediyor. Pitonlar zehirli değildir. | Open Subtitles | إنها تصف الثعبان الملكي إنه ليس ساماً |
Yetkililer saldırganı 1.58 boyunda beyaz bir kadın olarak tarif ediyor. | Open Subtitles | السلطات تصف هذا الشخص بـ كـ 5"2 بيضاء , أنثى |
Bu metin, Du Lac Haçı adını verdiği icadını tarif ediyor. | Open Subtitles | تصف هذه المقالة إختراع له يسمّى صليب (دولاك) |
Bildiri sadece kayıp kutuları tarif ediyor. | Open Subtitles | نعم أعرف، النشرة تصف فقط |
- Bayan Kekoa'yı tarif ediyor gibisiniz. | Open Subtitles | "يبدو انكَ تصف السيدة "كيكوا |
- Leila'nın odasını tarif ediyor, diyorum. | Open Subtitles | - وهي تصف غرفة ليلى. |
Ve düzenleme iyi gittiğinde nasıl hissettiğini tarif ediyor. | TED | كما يصف كيف كان الملحن يشعر عندما كان يسير التلحين بشكل جيد |
Bu şair bunu gökyüzüne doğru açılan bir kapı olarak tarif ediyor - Albert Einstein'ın, izafiyet güçlerinin nasıl çalıştığını anlamaya çalışırken onları nasıl hayal ettiğinin çok benzeri bir tarif. | TED | يصف هذا الشاعر الأمر بأنه يشبه فتح باب يحلق في السماء أشبه كثيرًا بوصف ألبرت أينشتاين لتخيله قوى النسبية عندما كان يجاهد لمحاولة فهم طريقة عملها |
Gregory bunu kısaca "cennet" olarak tarif ediyor. | TED | إنه يصف هذا ببساطة كالجنة. |
Asistanım, eseri ayrıntılı bir biçimde tarif ediyor bana. | Open Subtitles | مساعديني يصفون العمل .لي بتفاصيل كبيرة |
Hepsi de sizin bodrumu tarif ediyor. | Open Subtitles | وهم يصفون سرداب |
Yapmasaydın, şu anda kaşına kadar seni onlara tarif ediyor olurdu. | Open Subtitles | لو لم تفعلها، لقام بإعطاء أوصافك لهم الآن. |