"tarifsiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • يوصف
        
    • توصف
        
    • الوصف
        
    Bu zamanlar; tarifsiz zorluk, ancak aynı zamanda katıksız umut, yürekten sevgi ve öylesini bir daha hiç görmediğim neşe zamanlarıydı. TED شاقة على نحو لا يوصف أحيانًا، لكنها حملت أملًا نقيًا وحبًا عميقًا وسعادة لم أشعر بها ثانيةً.
    Bana kalsaydı, bu çocukları gönderilecekti bu saçmalık ve tarifsiz düşüncesizliğe bir örnek olmaması için. Open Subtitles اذا كان بيدي الإختيار, سيتم طرد هؤلاء الأولاد لانعدام الأخلاق وطيشهم الذي لا يوصف
    John Duncroft, bebeklerin annelerini ölürken görmelerini tarifsiz korkuyla kaplı yüzle sessizce durmalarını istermiş babası annesini dövdüğünde tıpkı kendinde olduğu gibi. Open Subtitles حتى يكونوا صامتين أمام رعب لا يوصف كالذي عاناه حين ضرب أباه أمه
    Yediğimiz meyvelerin tarifsiz aromaları ve tatları... Open Subtitles الرائحة التي لا توصف ، و حلاوة الفواكه التي استطعمناها
    Yaşlı gel, genç gel. tarifsiz zenginliğe bak. Open Subtitles كنت شاباً أو عجوزاً سترى الثروة التي لا توصف
    Demek istediğim, bu dünyada içsel ve tarifsiz şeyler vardır. Open Subtitles ما أقوله أنّ في هذا العالم هناك الغريزة وفائق الوصف
    "tarifsiz" demek açıklanamaz demek. Open Subtitles لا لا لا كنت اقصد فائقة الوصف فائقة الوصف تعني انني غير قادر على الوصف
    Fantezi bize, yenilgiye ve tarifsiz kötülüklere karşı koymak için imkan verir. Open Subtitles الخيال يسمح لنا مواجهة، والتغلب على الشر لا يوصف.
    Sekiz yıl boyunca, arkadaşlarımın öldüğünü, hapse girenleri ve sayısız kurbana ve ailelerine tarifsiz acılar çektirenleri gördüm. TED على مدى السنوات الثماني القادمة، رأيت الأصدقاء يموتون، رأيت آخرين يذهبون إلى السجن ويتسببون بألمٍ لا يوصف لعدد لا يحصى من الضحايا وفي حياة عائلاتهم.
    Senin gibi tarifsiz şekilde narin ve masum. Open Subtitles بشكل لا يوصف حساس... ... وبريء...
    tarifsiz bir duyguydu. Open Subtitles الشعور كان لا يوصف
    tarifsiz bir acı. Open Subtitles أعاني من ألم لا يوصف
    "Bir Ranger'ın işi tarifsiz kötülüğün gözlerinin içine bakıp yüzene tükürmektir" Üstadın kimdi? Open Subtitles "إن عمل الحارس يراقب الشر لا يوصف في العين ... من هو؟
    Hakimiyetçilerin üzerine yerleştirildiği takdirde tarifsiz bir acı verecek, küçük bir cihaz ürettim. Open Subtitles أنتجت الكثير من هذا الجهاز الصغير الذي عندما يوضع على أفراد (الطغاة)، سيسبب ألمًا لا يوصف.
    Daha iyi bir hayat sürmem için, atalarımın bu topraklarda yaşadığı tarifsiz korkuları düşündüğümde, utancım daha da arttı. TED وكلّما فكرت في الأهوال التي لا توصف التي مرّ بها أسلافي في هذا البلد لكي أتمكن من العيش بصورة أفضل، كان شعوري بالعار يتنامى أكثر.
    Bu kadının dayanıklılığı son üç ya da dört gün boyunca tarifsiz olmuştur. Open Subtitles إن قوة هذه المرأة... خلال هذه الأيام الثلاثة أو الأربع الماضية كانت لا توصف.
    tarifsiz şeyler hepimize olur, ama... Open Subtitles اشياء لا توصف تحدث لنا جميعاً لكن
    Gelecek savaşlar, vebalar, tarifsiz acılar. Open Subtitles حروب قادمة أوبئة، معاناة لا توصف
    "tarifsiz" dedim. "Kelimelerle anlatılamaz" demek. Open Subtitles فائق الوصف. هذا لا يعني ما تعتقد هذا يعني أنّه لا يمكن وصفك بالكلمات
    Devasa rezillikleri belgeleriz, tarifsiz gariplikleri ve ahlaksızlıkları... gülünç ya da kutsal şeyleri. Open Subtitles بأننا نقوم بتوثيق المنتشيين و البشعين الذين يفوقون الوصف و المجدّفين بربك
    Gündoğumu tarifsiz,.. Open Subtitles شروق الشمس كان يفوق الوصف...
    - Bu... tarifsiz. Open Subtitles -انه فائق الوصف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more