"tartışıyoruz" - Translation from Turkish to Arabic

• نتجادل
• نناقش
• نتشاجر
• نتناقش
• نناقشها
• نناقشه
• الجدال
• نتخاصم

Hayır. Artık birlikte bir şey yapmıyor olmadığımız gerçeği yüzünden tartışıyoruz.
كلاّ، بل نتجادل بشأن حقيقة أنّنا لم نعد نفعل شيئاً معاً

Bazen tartışıyoruz çünkü evliliğime bir türlü son veremiyorum.
في بعض الأحيان نتجادل لأني لا أستطيع إيقاف زواجي

Evet ve her zamanki gibi 6:00'dan beri tartışıyoruz.
00 أجل وكما هي العادة، نتجادل منذ الـ6: 00

Ve biz bu canavara bir çocuk verip vermemeyi tartışıyoruz!
ونحن نناقش هل نعطيه ام لا نعطي هذا الوحش طفلاً

Hangisinin daha hüzünlü olduğunu mu üzücü olduğunu mu tartışıyoruz?
هل نحنُ نناقش أيهما أكثر حزناً أو أيهما أكثر كآبة؟

Bu konuda hala tartışıyoruz. Benim tercihim Joe DiMaggio Mazilli.
حسنا, لا زلنا نتشاجر انا متمسك باسم "جو ديماجيو مازيلي"

Hayır, hayır, sedece uzay bitki örtüsünü tartışıyoruz, değil mi?
لا ،لا ، كنا نتناقش عن الزهرة الفضائية ، أليس كذلك ؟

2 aydır tartışıyoruz! Bu saçmalıktan bıktım!
,لقد كنا نتجادل لأكثر من شهرين أنا تعبت من هذا الهراء

Daisy ve ben 2700 dolar için tartışıyoruz ki aklıma gelmişken, muhtemelen bu partiniz de o civarlarda bir paraya mal olmuştur.
أنظرو .. ديزي و انا نتجادل بخصوص الـ 2700 دولار لكن عندما افكر بالأمر اعتقد انه هو كل الأمر

Birlikte zaman geçirmiyoruz, mütemadiyen tartışıyoruz ve artık hiç seks yapmıyoruz.
نحن لا نقضي بعض الوقت معاً، نتجادل باستمرار، ولم نعد نقيم علاقة حميميّة بعد الآن.

Hala bu konuda tartışıyoruz, Ben en az 4000 m2'lik bir yer istiyorum,
لازلنا نتجادل, أنا أريد فدان كامل من الأرض

Dinle, burada öylece oturup, kızlık yerlerimizle oynayıp doğruyu ve yanlışı tartışıyoruz.
أنظر, نجلس هنا و نعبث بأعضائنا و نتجادل عما هو صحيح و ما هو غير صحيح

Babanla bir saattir bir konuyu tartışıyoruz da.
أنا ووالدكم نتجادل بشأن أمر منذ أكثر من ساعة.

Biz davayı tartışıyoruz, masraflarını değil.
إننا نناقش القضية لا تكاليفها القضية بالتأكيد

Bekle bir dakika! Neden bu saçmalığı tartışıyoruz?
انتظر لحظة , لماذا حتي نناقش هذا الموضوع؟

Hala bu meseleyi tartışıyoruz. Ölüyü yakma ihtimali var.
لازلنا نناقش هذه المسألة هناك احتمال أن نحرقه

Bu konuyu hala tartışıyoruz. Cesedinin yakılma ihtimali de var.
لازلنا نناقش هذه المسألة هناك احتمال أن نحرقه

Aptal şeyler yüzünden tartışıyoruz, işten ne kadar geç geldiğin gibi, annemin seni ne kadar deli ettiği gibi şeyler.
نتشاجر حول أشياء غبية مثل كم تتأخر في العمل أو كم تقودكَ أمي للجنون

Halen daha çoğu zaman tartışıyoruz ama şimdi hayatımızda bu küçük adam var bu nedenle söylediğimiz laflara daha çok dikkat ediyoruz.
وما زلنا نتشاجر طوال الوقت، لكن الآن لدينا هذا الفتى الصغير الذي يجعلنا ننتبه إلى كلامنا.

Demek istediğim, birden hayatımda belirdin ve şimdi biz burada giyinmiş kuşanmış sevdiğimiz şarabı tartışıyoruz.
اعني , انت ظهرت في حياتي وها نحن متأنقين نتناقش حول النبيذ المضل لدينا

Burada tam olarak kimin teslim oluşunu tartışıyoruz?
هل بيّن شروط استسلام مَن التي نناقشها هنا؟

Tam olarak neyi tartışıyoruz?
ما الذي نناقشه بالضبط؟

Hinata bizim için gereğinden fazla endişeleniyor, aynı zamanda Naruto ve ben de hep dikine gidiyoruz ve her zaman tartışıyoruz.
هيناتا تقلق كثيراً من أجلنا في الوقت الذي فيه أنا وناروتو جادين وكثيري الجدال

Artık seninle uğraşamıyorum. Sana her yaklaştığımda, tartışıyoruz.
لا أستطيع التعامل معك كلما اقتربت منك ، نتخاصم