Eski bir Wertheim kasasını sardalye konservesi gibi açmak senin tarzın değil, Kirsch. | Open Subtitles | فتح فيرتهايم قديمة مثل علبة من السردين هذا ليس أسلوبك, كيرش |
Politik sebeplerden dolayı bir şüphelinin üzerine gitmemek pek senin tarzın değil biliyorum. | Open Subtitles | حياة الناس أعلم أن التساهل مع مشتبه به لأسباب سياسية, ليس أسلوبك |
Hiç senin tarzın değil. Sen eğlence adamı değilsin. | Open Subtitles | هذا ليس أسلوبك |
Ben olsaydım zarif bir üslup seçerdim, ama tarzın değil. | Open Subtitles | أناشخصياًأريد... حلمهذب، لكن هذا ليس اسلوبك. |
Hükümet malını yok etmek hiç senin tarzın değil. | Open Subtitles | تدمير الممتلكات الحكومية ليست طريقتك. |
Güzelmiş ama senin tarzın değil gibi. | Open Subtitles | جميلة، ولكنها ليست من نوعك مع ذلك |
O senin tarzın değil. | Open Subtitles | هي ليست نوعك المفضل |
- Bu senin tarzın değil. - Meşguldüm. | Open Subtitles | هذا لا يشبهك - لقد كنت مشغولا - |
ve pazartesi geleceğini... Sadece senin tarzın değil. | Open Subtitles | ومع حلول يوم الإثنين لا يبدو هذا من طبعك |
Bu senin tarzın değil. | Open Subtitles | لا ، هذا ليس اسلوبك |
Senin tarzın değil. İşte senin bu yönünü seviyorum, içgüdülerini. | Open Subtitles | -تلك ليست طريقتك أترين، ذلك ما أحبه فيكِ، غريزتكِ |
Güzelmiş ama senin tarzın değil gibi. | Open Subtitles | جميلة، ولكنها ليست من نوعك مع ذلك |
Tam olarak senin müzik tarzın değil. | Open Subtitles | إنها ليست نوعك المفضل. |
- Bu senin tarzın değil dostum. | Open Subtitles | هذا لا يشبهك يا رجل، صحيح؟ |
Ev temiz görünüyor. Pek senin tarzın değil. | Open Subtitles | المكان يبدو نظيفاً ليس هذا من طبعك |