tasarımın içeriklerinden tek bir tanesi olduğunu düşünmüyorum, ama büyük ihtimalle en önemlisi. | TED | والتي أعتقد أنها ليست المكون الوحيد في التصميم , لكنها ربما الأكثر أهمية. |
İşte bu küçük hikayenin hem kırsal bölgeler hem devlet eğitim sistemi ve hem de tasarımın geleceği için doğru yönde atılmış bir adım sayılacağını umuyoruz. | TED | و مع أن هذه قصة جدا صغيرة, نآمل أن تمثل خطوة في المسار الصحيح لمستقبل المجتمعات الريفية و لمستقبل التعليم الحكومي و نآمل لمستقبل التصميم أيضا. |
Temel konu, benim için, tasarımın insan amaçlarının ilk işareti olması. | TED | المسألة الأساسية هي ، بالنسبة لي، أنّ التصميم هو أول أشارة لنوايا الإنسان. |
Bu tasarımın içinde çok, çok, çok detaylı. | TED | و هي مفصلة جدا, جدا, جدا في داخل التصميم |
Evrensel bir gelecek sözü çığır açan bir ayakkabıya sığdırıldı, senin tasarımın yeni bir malzeme çeşidiyle, bu hafta büyük tempoyla başladı. | Open Subtitles | من الوعد بمستقبل عالمي مرتبط بحذاء يدوى صداه في العالم و هو تصميمك مع شكل جديد تماماً يظهر مع نفخ الأبواق |
Özellikle bilimsel süreçte, sınırlamalar deneysel tasarımın gerekli bir parçasıdır. | TED | أثناء التجربة العلمية تلعب القيود دورا هاما في تصميم التجارب. |
Ama bilirsiniz, tasarımın, uygun tasarımın sağlık sektöründe sonuç vermesi birçok yönden sadece bir tanesi. | TED | لكن تعلمون أنه واحد من طرق عديدة ذلك التصميم، التصميم المناسب، له تداعيات على نتائج الصحة. |
Bu tasarımın avantajlarından biri ölçeği küçülttüğünüz zaman robot doğal olarak çevik oluyor. | TED | أحد مزايا هذا التصميم هو انه عندما تجعل الأشياء مصغرة ، يُصبح الروبوت خفيفاً. |
Ayrıca, tasarım abidesi değil, tasarımın faydasına dair bir eser. | TED | وهو كذلك ليس بنصب تذكاري للتصميم، إنه نصب تذكاري لنفعية التصميم. |
Ve bizim amacımız ise bu tasarımın üreticilere ve katkısı olabilecek diğer insanlara bu modeli alıp işe koyulmaları için ilham vermek | TED | وفكرتنا هي أن هذا التصميم سيُلهم المصنعين وبقية الناس من ذوي النفوذ لنأخذ هذا النموذج ونعمل عليه. |
Dolaıysıyla bir açıdan ortaya çıkacak sonuçlar için yapılan tasarımın aslında üretim ve dağıtım için yapılan bir tasarım demek olduğu anlaşıldı. | TED | لذا تبيّن أن التصميم للنتائج في جانب واحد حقيقة تعني التفكير في التصميم للتصنيع والتوزيع. |
İnsanların anlamasını istediğim şey, tasarımın şirin sandalyelerden çok daha fazlası, hatta ilk ve en önemlisi, hayatımızın çevresindeki herşey olduğudur. | TED | أريد الناس إن تفهم إن ذلك التصميم هو أكثر بكثير من كونه كراسي جذابة, إنه أولا وقبل كل شيء،كل ماهو حولنا في حياتنا. |
Bu işler, kamuya etkileşim tasarımın fikrinin ne olduğunu tanıtan, bünyemize kattığımız ilk işlerden bazılarıydı. | TED | كانت هذه بعض من عمليات الاستحواذ الأول التي في الحقيقة قدم فكرة التصميم التفاعلي للجمهور. |
Bir önemi var mı? İşte yine aynı probleme geri dönüyoruz. tasarımın sanatmışcasına yanlış anlaşılması ya da tasarımcıların, sanatçı olmayı arzulamaları, kendilerine sanatçı denmesini istedikleri yönündeki o yaygın iddia. | TED | هل يهم؟ تعلمون،لمرة أخرى يوجد كل هذه المشكلة أن التصميم في كثير من الأحيان يساء فهمه للفن، أو فكرة أنه منتشر حتى أن المصممي يريدون, نطمح إليها، أود أن تسمى، فنانين. |
Ama görüyorum ki insanlar bana katılıyor, izleyiciler, çelişkili bir biçimde, tasarımın genişlemesine yönelik olarak, bazı meslektaşlarımın aksine, daha duyarlı ve çok daha anlayışlı davranıyor. | TED | ولكن أرى أن الناس يأتون على طول، أن الجماهير، ومن المفارقات، هي أكثر استجابة وأكثر بكثير من التفاهم لهذا التوسع في التصميم من بعض زملائي هي. |
Bu, tasarımın yön verdiği sistem değişimidir, sistemin nasıl daha sürdürülebilir olabileceğini tasarımın dikte etmesidir. | TED | هذا تغير النظام بواسطة التصميم التصيم يملي الطريقة و التي بواسطتها يكون النظام يمكن أن يكون أكثر استدامة بكثير. |
Bunlar dayanıklılar; artıklıkları merkezi olmayan tasarımın içine eklenmiş durumda. | TED | هناك مرونة. لقد تم تشييد تكرارها في هذا التصميم اللامركزي الرائع. |
Eğer tasarımın bir gücü varsa, o sentezin gücüdür. | TED | إذا كانت هناك أي قوة في التصميم فهي تكمنُ في قوة التوليف. |
tasarımın sentez gücünü uygulamaya çalıştığımız üç durumu paylaşmama izin verin. | TED | لذلك اسمحوا لي أن أُشرككُم في التطرُّق إلى ثلاث حالاتٍ، حاولنا خلالها إعمال دِقّة التركيب عند التصميم. |
İlk sömestremiz günümüz teknolojisindeki düzenlemeyi, sizin önerdiğiniz tasarımın fiyatlandırmasını, dahili bitki-duyargasını ve müşterinin ne istediğini anlamayı kapsar. | Open Subtitles | فصلنا الدراسي الأول يتناول المناظر الطبيعية في عصر التكنولوجيا تسعير تصميمك المقترح للنباتات مصنعة داخليا |
- Yakında ona ulaşacaksın. Bu senin tasarımın, değil mi? | Open Subtitles | سنصل إليه قريباً هذا من تصميمك, أليس كذلك؟ |
Yalıtılmış bir sözcük, veya bir tasarımın ayrıntısı pekala anlaşılabilir. | Open Subtitles | كلمة معزولة، أو تفصيل من تصميم من الممكن أن يُفهم |
Kendi tasarımın el çantaları mı? | Open Subtitles | تصاميمك الخاصة للحقائب؟ |
Bu kesinlikle tasarımın tanımı: hayatı daha iyi hâle getirmek | TED | و ذلك في الأساس هو تعريف التصميم: جعل الحياة أفضل و إضفاء المتعة عليها. |