| Bir zamanlar, çok güzel bir kutuda yaşayan çok tatlı bir kız vardı... ve herkes onu severdi. | Open Subtitles | ذات مرة كانت هناك فتاة جميلة جدا عاشت فى صندوق جميل وكان الكل يحبها |
| Bir zamanlar, çok güzel bir kutuda yaşayan çok tatlı bir kız vardı... ve herkes onu severdi. | Open Subtitles | ذات مرة كانت هناك فتاة جميلة جدا عاشت فى صندوق جميل وكان الكل يحبها |
| Çok tatlı bir kız .. | Open Subtitles | وليا ستستمتع بالعيش في ملجأ انها فتاة جميلة |
| Söyle bakalım, senin gibi tatlı bir kız nasıl olur da hayatını böyle bir iş yaparak kazanır? | Open Subtitles | أخبرينى,كيف فتاة لطيفة مثلك تعمل فى عمل كهذا؟ |
| Böyle tatlı bir kız . Bana yapılan ayaklarının bakmak için söz veriyorum . | Open Subtitles | يا لها من فتاة لطيفة, لقد جعلتني أعدها بأن لا أنظر إلى قدميها |
| İyi gidecek bence. Çok tatlı bir kız. | Open Subtitles | أعتقد كذلك، نعم إنها لطيفة جداً |
| Ama, hiç senin gibi tatlı bir kız görmedim. | Open Subtitles | ولكن لم يسبق لي أن رأيت فتاة جميلة مثلكِ |
| O tatlı bir kız. Çoğu erkek senin gibi kendini tutamazdı. | Open Subtitles | إنها فتاة جميلة, لا يتمتع الكثير من الرجال بالقدرة على إبداء تحفظهم مثلك |
| Ama sen şartlarını yerine getirmiyorsun. Ve bu çok talihsiz bir durum çünkü o çok tatlı bir kız. | Open Subtitles | ولكنّك لم تتمّ جانبكَ من الإتفاق وهذا مؤسف، لأنّها حقاً فتاة جميلة |
| Şimdi; sana işini nasıl yapacağını falan söylemek istemiyorum ama tatlı bir kız. | Open Subtitles | لا أود أن أخبرك بطريقة القيام بعملك لكنها فتاة جميلة |
| O çok tatlı bir kız biliyorsunuz... o hareketleri... vücudunun kıvrımları çok fazla dikkat çekiyor. | Open Subtitles | ...أنها فتاة جميلة... ...و كما تعلم الرقص و الجاز... و هي لديها الأنحنائات... |
| Çok tatlı bir kız... Alışılmadık bir tarz. | Open Subtitles | فتاة جميلة جدا لها اسلوب غير معتاد |
| Senin gibi tatlı bir kız onu neden görmek istesin ki? | Open Subtitles | ما فتاة جميلة مثلك نريد أن نرى له؟ |
| tatlı bir kız... Araştırmamı istediğin kiliseye katılmıştı. | Open Subtitles | فتاة لطيفة تعلقت بكنيسة جعلتني أحقق فيها |
| Anladım. Çok tatlı bir kız, vs. vs. | Open Subtitles | إنها فتاة لطيفة حقاً 00الي آخر هذا الهٌراء |
| Aurélie çok tatlı bir kız. Tuhaf bir şekilde yalnız yaşıyor. | Open Subtitles | أوريلي فتاة لطيفة جداً ومع ذلك هي تعيش وحيدة |
| Peki senin gibi tatlı bir kız niye tek başına Kralın Şehri'ne gidiyor? | Open Subtitles | لذلك، لماذا هي فتاة لطيفة على رأسها إلى الملك الهبوط؟ |
| Bakın mösyö, bu kız...tatlı bir kız. | Open Subtitles | انظر يا سيدي، تلك الفتاة، فتاة لطيفة. |
| Tamam, çok tatlı bir kız. | Open Subtitles | حسنا، إنها لطيفة نوعا ما |
| Çok tatlı bir kız. | Open Subtitles | إنها لطيفة جداً |
| Farz edelim ki önünde tatlı bir kız var.. | Open Subtitles | لنقل أن هناك فتاة رقيقة تقف أمامك |