"taviz" - Translation from Turkish to Arabic

    • تنازلات
        
    • التنازلات
        
    • حل وسط
        
    • تسوية
        
    • مساومة
        
    • أساوم
        
    • تنازل
        
    • مبادئك
        
    • نفرّط
        
    • للمساومة
        
    Bugün, kendi hikâyelerimizi anlatmaya hazırız taviz vermeksizin ve özür dilemeksizin. TED واليوم، نحن متأهبون لرواية قصصنا دون تنازلات ودون اعتذار.
    Gerçeği arayışınızda kendinize karşı her zaman dürüst olun ve taviz vermeyin. Open Subtitles في بحثك عن هذه الحقيقة أن تكون صادقًا مع نفسك وألا تقدم أي تنازلات
    Hayır! Daha fazla taviz vermeyeceğim! Bu benim oyunum ve onu istiyorum! Open Subtitles لا ، لا مزيد من التنازلات ، إنها مسرحيتى و إننى أريده
    Endüstriyel üretimin devam etmesi için, meydan okumadı, taviz verdi. Open Subtitles استخدام التنازلات ، عوضاً عن المواجهه للحفاظ على الإنتاج الصناعي
    Anlıyorum, ama bu katlanmak zorunda olduğum bir taviz... ve oyunun oynanmasını istiyorsam, bununla yaşamanın bir yolunu bulmalıyım. Open Subtitles أفهم ذلك و لكنه حل وسط يجب أن أتعايش معه و إذا أردت أن أنفذ المسرحية يجب أن أجد السبيل لذلك
    O senin ilk yanlış adımındı, bir taviz gerçeğe bir hamle hakkı verdin ama o kötü oynadı. Open Subtitles ،يشعرك ذلك بالعثرة في البدء، تسوية إقرار بالواقع، حركة خاطئة ذات أداء جيد
    Bitirmek için başlıyoruz. taviz yok, annemin üzerine söz veriyorum. Open Subtitles من البداية وحتى النهاية، لا مساومة على ذلك، نعدكم
    Bağlansa bile, buna taviz vermektense çalışmamın yok olduğunu görmeyi yeğlerim. Open Subtitles حتى إذا أمكنك ذلك سأفضل أن أرى عملي مدمراً بدلاً من أساوم به
    O zaman bu bizim için büyük bir taviz olur. Open Subtitles حسناً, سيكون هذا إلى حد ما تنازل من جانبنا
    Fakat zaman eger askdan taviz vericek olursa, ölüme karsi birsey yapmaz. Open Subtitles ولكن إن قدّم الوقت تنازلات للحب فلم يفعل ذلك للموت
    Hele bunun anlamı Özgürlük Partisi'ne taviz vermek ve partimizin temel direği olan prensiplere sırt çevirmek olacaksa. Open Subtitles ان كانت النتيجة تقديم تنازلات ايديولوجية لحزب الحرية
    Endişelenme, kendinden taviz vermek zorunda kalmayacaksın. Open Subtitles لكن لا تقلق، أنت لن تضطرّ لتقديم تنازلات عن نفسك
    Onlar yok edilmeli. Bundan taviz veremem. Open Subtitles لا بد من هزيمتهم، لا أستطيع تقديم تنازلات عن ذلك.
    Yalnızlık çok zor ama taviz vermektense yalnız kalmayı tercih ediyorum. Open Subtitles الوحدة عبء ثقيل، .. لكنيأفضلأنأكون وحدي . على تقديم التنازلات.
    Büyük güne yaklaştıkça daha fazla taviz veriyorsunuz. Open Subtitles عندما يقترب اليوم المنتظر، تكثر من التنازلات.
    Neden taviz vermesi gereken hep ben oluyorum? Open Subtitles لماذا أنا دائما من يجب أن يقدم التنازلات ؟
    Onu korumak için kutsal saydığım ilkelerden taviz verecek değilim. Open Subtitles أنا لن أتوصل إلى حل وسط المبادئ الاساسية للتفاني بلادي من أجل المحافظة عليه
    Yarım yamalak işler yapmam. taviz vermem. Open Subtitles و أتوصل إلى حل وسط أو أقوم بتسوية الأمور
    Diyorum ki çok şey tehlikede ve bu gerekli bir siyasi taviz. Open Subtitles ما أٌقصده هو أن هناك أشياءٌ كثيرة على المحك هنا. وهذه ستكون تسوية سياسية ضرورية.
    Bunun yerine, taviz verdim. TED بدلًا من ذلك، قمت بإجراء تسوية.
    Bundan sonra tartışmak, uzlaşmak, taviz vermek yok! Open Subtitles فلا جدال، ولا نقاش، ولا مساومة بعد الآن.
    Bağlı olduğumuz temel ilkelerde hiç bir taviz verilmedi. Open Subtitles الذي لن يجعل اي مساومة على مبادى المحمولة بقوة
    Sanatçı bütünlüğümden taviz verecek değilim. Open Subtitles أنا عن نفسي لن أساوم على كرامتي الفنية
    Ve bana yapabildiğinde taviz ver ama olmuyorsa taviz verme demişti. Open Subtitles وقد قالت , تنازل حينما تستطيع وعندما لا تستطيع , لا تفعل
    ama daha önce bir adam için hiç taviz verdin mi? Open Subtitles ولكن هل سبق وتخليت عن مبادئك من أجل رجل؟
    Mirasımızdan ya da değerlerimizden. asla taviz vermemeliyiz! Open Subtitles وألا نفرّط أبدا بتراثنا، أو قيمنا... وطريقتنا في الحياة!
    "Benim adalet anlayışım söz konusu olduğunda..." "...taviz vermek zorunda değilim." Open Subtitles "عندما يتعلّق الأمر بعدالتي، لا أضطرّ للمساومة"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more